
AK Parti Mersin İl Başkan Yardımcısı ve Ar-Ge Başkanı Mehmet Emin Ünalan, Türkiye'nin iyi bir gelecek barındıran büyük bir potansiyele sahip olduğuna dikkat çekerek, bu potansiyelin kullanılabilmesinin, vizyon sahibi, dünyadaki değişim sürecini iyi okuyan ve ülkesine sevdalı idealist yöneticilerin varlığına bağlı olduğunu söyledi.
Ünalan, parti binasında düzenlediği basın toplantısında, vatandaşları Adana'da gerçekleştirilecek olan sahasında uzman akademisyenlerin katılacağı "Yerel Yönetimler" konu başlıklı Siyaset Akademisi'ne katılmaya davet etti.
İnsanların hayatlarını sürdürebilmek için birbirleriyle yardımlaşmaya, işbirliğine ve dolayısıyla bir arada yaşamaya mecbur olduklarını ifade eden Ünalan, siyasi hayatın, herkesin iyiliği için getireceği düzene, toplumsal yararın optimum bileşkesini yakalayan sisteme, herkesi sınırlayıcı bir kanuna ve bunu sosyal hayatta uygulayacak ve takip edecek yöneticilere ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin iyi bir gelecek barındıran büyük bir potansiyele sahip olduğunu altını çizen Ünalan, "Bu potansiyelin kullanılabilmesi, vizyon sahibi, dünyadaki değişim sürecini iyi okuyan ve ülkesine sevdalı, halkla bütünleşmiş, idealist yöneticilerin varlığına bağlıdır. Mazluma arka çıkan, yetimi koruyan, yardımlaşmayı ve paylaşmayı en büyük erdem sayan, aile yapısı güçlü, genç, dinamik bir toplumsal dokusu olan Türkiye'de yönetici olmak. Türkiye halkı şunu çok iyi biliyor ki, umut dolu geleceğine, geriye bakarak, içe kapanarak ulaşılamaz. Türkiye aydınlık ufkunu birbiriyle didişerek karartamaz. Toplum şunu çok iyi biliyor ki, yeni bir gelecek için tatminkar bir araştırma, hummalı bir çalışma ve top yekün bir seferberlik gerekli. İnsanımız geçmişteki ihtişamın geleceğe taşınmasını istiyor ve bekliyor" dedi.
"Türkiye'nin büyük imkanları olduğu kadar, büyük sorunları da vardır" diyen Mehmet Emin Ünalan, Türkiye'nin geleceğe umutla, güvenle bakmak isteyen, yüksek gelişme ve büyüme iradesi çok yüksek genç ve dinamik bir toplumsal potansiyeli olduğunu kaydetti. Geniş halk kitlelerinin, belki çağdaş anlamda demokrasiyle tam manasıyla bir ilişki kuramadığını ancak, tarihten gelen derin bir bilinç ve yetenekle halkın neyin doğru, neyin yanlış olduğu konusunda şaşmaz bir isabetle karar verdiğini belirten Ünalan, "İşte 'sağduyu' ya da 'basiret' dediğimiz bu yeteneğiyle halkımız, ülke için, millet için, çıkışın yine de siyaset kurumunda olduğunun bilincine vararak yeni arayışlara girmiştir. AK Parti, halkın bu arayışlarına bir cevap, beklentilerine bir ümit olarak doğmuştur. Dünya, iletişim ve erişim araçlarının da etkisiyle köy kadar küçülürken, coğrafi konumu, jeofizik, jeostratejik ve jeopolitik potansiyeli ile Türkiye büyümüştür. Gerek Ortadoğu'da, gerek balkanlarda gerekse evrensel ölçüde siyasi ağırlığı olan bir ülke haline gelmiştir. Böyle bir dünyada ayakta kalmak, 3. dünya ülkeleri gibi, bu değişimin mağduru olmakla değil, AB ya da ABD gibi öncüsü olmakla ancak mümkün olabilir" diye konuştu.
Ünalan, Türkiye'deki problemlerin temel nedeninin yönetemeyen demokrasi olduğunu ileri sürerek, talepleri hiçe sayılan, tercihlerine güvenilmeyen, beklentileri dikkate alınmayan kesimlerin demokrasiye katkılarının beklenmemesi gerektiğini kaydetti.
Katılımcı bir anlayışla toplumsal hassasiyet dikkate alındığında, gönül birliği içerisinde bir siyasi ortam oluştuğu takdirde Türkiye'nin aşamayacağı hiçbir güçlüğün olmayacağına vurgu yapan Ünalan, "Toplumu meydana getiren fertler, tek tek elini taşın altına koymadıkça, kısık sesli demokrasi istekleri yerine gür sesli özgürlük koroları oluşmadıkça sosyal ve siyasal sancılar içinde kıvranmaya devam ederiz. Yönetemeyenler yönetilir. Değişmeyenler değiştirilir. Eğer biz kendi kendimizi dosdoğru yönetirsek, kimse bizi yönetmeye kalkışamaz. Eğer biz, katılımcı demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla işletirsek, kimse bize demokrasi dersi vermeye kalkışamaz. Halkın kendi kaderine hakim olamadığı, iradesine ipotek konulduğu bir ortamda demokrasiden söz etmek mümkün olmaz. Milletin nesnesi değil öznesi olduğu bir demokrasiyi inşa etmekten başka bir yol yoktur" şeklinde konuştu.
"Demokrasi istiyorsak eğer, her birimiz tek tek bu gayretin içinde yer almalıyız" diyen Ünalan, siyasetin, üç-beş kişinin katılımıyla toplumsal sorumluluğun kalkacağı bir yükümlülük olmadığını, içerisinde etkin bir şekilde yer alınan siyasi yapının kurulması gerektiğini söyledi. Artık Türkiye'nin çağın da ötesine geçerek, demokraside sıçrama yapan bir ülke olması gerektiğini dile getiren Ünalan, şöyle konuştu:
"Demokrasilerde halk, yönetenlerin müşterisi ve sağa sola savrulan sayısal insanlar yığını değil, özgür ve eşit öznelerden oluşan bir topluluk, ülkenin gerçek sahibi ve yöneticisidir. Halk burada sadece seyirci ve edilgen bir yığın değil, aksine etkin bir aktör olmalıdır. Demokrasi ve özgürlükler, hiçbir yerde altın tepsiyle halka sunulmaz. Bireysel girişimlerle ve bedeli ödenerek elde edilir. Halkımız, kendi dokunulmaz iradesine ve hukukun üstünlüğüne dayalı derin ve güçlü bir demokrasiye ve yönetemeyen demokrasiden yöneten bir demokrasiye geçmek istiyorsa siyaseti aktif olarak takip etmeli, hatta toplumun değer yargılarıyla örtüşen anlayışı siyasette de hakim kılmalıdır. 21. yüzyılda yaşanan globalleşme, kalıplaşmış anlayış ve yapılaşma sistemini değişime zorluyor. Özellikle AB sürecine giren Türkiye'de yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, geliştirilmesi ve insana hizmet kurumu olan belediyeciliğin Avrupa Birliği normlarına uygun hale getirilmesi bir zaruret haline gelmiştir."
Yerel yönetimlerin aynı zamanda demokrasinin hayat damarları olduğunun altını çizen Ünalan, köy yaşamından kent yaşamına geçen insanlığın sorunlarının yerinde ve zamanında, sistemli ve sağlıklı bir şekilde çözülmesi ve halkın günübirlik yaşamına aksettirilmesinin bu damarların açık olmasına bağlı olduğunu ifade etti. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesinin, hantal ve işlemez hale gelen bürokratik yapının işler hale gelebilmesinin önemli bir gereği olduğunu belirten Ünalan, "Şehirleri fiziki olarak değerlendirmek belediyeciliğin rutin görevlerindendir. Buna ilaveten şehrin ekonomik olarak kalkınması, turizm, tarım, kültürel ve sosyal boyutlarıyla bir perspektif kazandırmak 21. yüzyılın gereği olan bir anlayıştır. İnsanı mutlu kılacak bir çevre, insana daha iyi bir yaşam tarzı sağlayacak düzenlemeler ve bunları meşru çerçevede hayata geçirecek en önemli faktörde şüphesiz insandır" şeklinde konuştu.
AK Parti'nin kurulduğu ilk günden itibaren birçok ilke imza attığı gibi, siyasette de pek çok ilkleri gerçekleştirdiğini belirten Mehmet Emin Ünalan, yine bir ilk olarak AK Parti Genel Merkezi tarafından düzenlenen ve geleceğin liderlerin yetiştirilmesinin amaçlandığı 'Siyaset Akademisi'nin Adana'da gerçekleştirileceğini bildirdi.
Sahasında uzman akademisyenlerin de katılacağı "Yerel Yönetimler" konu başlıklı Siyaset Akademisi için kayıtların başladığını ve 26 Ocak tarihine kadar devam edeceğini açıklayan Ünalan, 24 yaşını doldurmuş ve lise mezunu olan tüm halkı 'Siyaset Akademisi'ne davet ettiklerini de sözlerine ekledi.
(ÖT-AB-AB-Y)
15.01.2008 12:15 TSİ
Son Dakika › Yerel › AK Parti'den 'Siyaset Akademisi'ne Davet - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?