Aoç Arazilerinin Kullanımı Tartışmaları - Son Dakika
Yerel

Aoç Arazilerinin Kullanımı Tartışmaları

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Orhan Sarıaltun, "AOÇ alanında 2005 sonu itibarıyla toplam 22 bin 78 dekar arazi kaybı ortaya çıkmıştır.

12.01.2012 14:20

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Orhan Sarıaltun, "AOÇ alanında 2005 sonu itibarıyla toplam 22 bin 78 dekar arazi kaybı ortaya çıkmıştır. Kaybedilen alan büyüklüğü, Mustafa Kemal'in hazineye hibe etmiş olduğu toplam AOÇ alanının yüzde 42'sine denk gelmektedir" iddiasında bulundu.

Sarıaltun, AOÇ'nin (Atatürk Orman Çiftliği) 52 bin dekar alan üzerine kurulduğunu belirterek, 1938 yılından itibaren onlarca düzenlemeyle amaç dışı kullanım tahsisleri yapıldığını, 2005 sonu itibarıyle de AOÇ alanında toplam 22 bin 78 dekar arazi kaybı ortaya çıktığını kaydetti. Sarıaltun, bu alan büyüklüğünün, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Hazine'ye hibe ettiği toplam AOÇ alanının yüzde 42'sini oluşturduğuna dikkati çekti.

Orhan Sarıaltun yaptığı yazılı açıklamada, AOÇ'nin, Türkiye Cumhuriyeti'nin modern Türkiye yaratma gayretlerinin en önemli simgeleri ve model alanlarından biri olduğunu ve tarihsel misyonuyla gelecek nesillerine aktarılması gerektiğini kaydetti.

AOÇ arazilerinin tahsisini eleştiren ve yeni bir yapılaşma önerisinin gündeme geldiğini ifade eden Sarıaltun, açıklamasında özetle şu ifadelere yer verdi:

"Ankara vadiler sisteminin buluştuğu/derelerinin toplanma yeri olan Ankara'nın akciğerleri AOÇ, yeni bir yapılaşma önerisiyle bu kez de 'Başbakanlık Beyaz Sarayı Alanı' olarak gündeme gelmiştir.

Başbakanlık hizmet binası yapılmak istenen alan, AOÇ'nin yanında olarak ifade edilse de geçmişte bizzat içinde, koruma kararı ve koruma mantığı açısından zaten bütünün bir parçası niteliğindedir. Bu nedenle, kuruluş amacı ve Atatürk'ün vasiyeti gereği 'korunması' gereken Atatürk Orman Çiftliği'nin bir parçasını, bütünden ayrışmaya neden olacak şekilde yapılaşmaya açmaktadır.

AOÇ, kent açısından kısır, dar kapsamlı değerlendirilecek kentsel yeşil alan- rekreasyon alanı olarak tasarlanmamış ve işlevlendirilmemiş, devlet konutu olarak asla düşünülmemiştir. Bu kararlarla Cumhuriyet döneminde modern tarımın halka tanıtılması ve ilk uygulamasının yapılması amacıyla bizzat Atatürk tarafından kurulan ve bu niteliğinin korunması koşuluyla bağışlanan AOÇ'nin, Türkiye ve Ankara için önemi hiçe sayılmaktadır. Yaşanan gelişmeler, AOÇ Alanının Atatürk'ün vasiyetine aykırı olarak amaç dışı kullanılması ve küçültülmesi sürecinin bir parçasıdır."

-Kuruluşundan bu yana AOÇ arazileri...-

Sarıaltun, Atatürk Orman Çiftliği'nin, 5 Mayıs 1925 tarihinde 20 bin dekar, daha sonra Balgat, Etimesgut, Çakırlar, Macun, Güvercinlik, Tatar ve Yağmurbaba gibi alanların satın alınmasıyla 52 bin dekar alan üzerine kurulduğunu belirterek, 1938'den itibaren yapılan onlarca düzenlemeyle amaç dışı kullanım tahsisleri yapıldığını kaydetti.

Çiftlik arazisinden özel kanunlarla yer verilen Sümerbank, Tekel Genel Müdürlüğü ve Zirai Donatım Kurumu gibi kuruluşların özelleştirilme süreçlerinde çiftlikten almış oldukları arazilerin, şahıslara satılarak yeni özel mülkiyet adacıkları meydana getirdiğini ifade eden Sarıaltun, AOÇ arazilerindeki sürece ilişkin özetle şu bilgileri verdi:

"2005 yılı sonu itibarıyla AOÇ alanında toplam 22 bin 78 dekar arazi kaybı ortaya çıkmıştır. Kaybedilen alan büyüklüğü, Mustafa Kemal'in hazineye hibe etmiş olduğu toplam AOÇ alanının yüzde 42'sine denk gelmektedir.

AOÇ'nin parça parça farklı kamu kurumlarına ya da şahıslara aktarılarak parçalanma sürecini durdurmak için alanın genel karakteristiğinin ve yapılaşma dokusunun korunması amacıyla 2 Haziran 1992 tarih ve 2436 sayılı kurul kararıyla doğal ve tarihi sit alanı ilan edilmiş, 27 Temmuz 1993 tarih ve 3097 sayılı kurul kararıyla da sit alanı sınırları belirlenmiştir. Buna ilave olarak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 7 Mayıs 1998 tarih ve 5742 sayılı kararıyla da Birinci Derece Sit alanı olarak ilan edilmiştir.

Süreç içinde AOÇ'nin parçalanması ve yapılaşmaya açılması ısrarı, yargı kararlarıyla iptal edilen hukukun, kamu yararının, imar ve koruma mevzuatının, planlamanın ilke ve esaslarına aykırı düzenlenen imar planlarının tekrar tekrar onaylanması yetmedi, 1. derece doğal sit kararının 3. dereceye düşürülmesi, tarihi sit niteliğinin de kaldırılmasına kadar vardırılmıştır.

Kemal Atatürk'ün vefatı sonrasındaki, istisnasız her iktidar döneminde, talan edilen AOÇ, günümüz yerel ve genel iktidarında da unutulmamış, talan süreci elbirliğiyle devam ettirilmiştir. Kimi zaman Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminali'ne kentsel alanda yer bulamayınca, kimi zaman Başkentin Adliye binasına yer bulunamadığında idarecilerimizin hep aklına AOÇ alanı gelmiştir. Tüm kentlerimiz planlanırken İmar Yasalarımız gereği kamusal alanlar için yer ayrılırken, Başkent Ankara'nın rezerv alanı AOÇ imdada yetişmiştir. Tüm Türkiye kentleri Hal Binaları, Belediye Hizmet Alanları, Resmi Kurumlar için yer bulurken, Ankara AOÇ alanından koparmayı kolay ve uygun görmüştür."

Başbakanlık hizmet binasının yapımına ilişkin eleştirilerini dile getiren Sarıaltun, "Odamız bu güne kadar olduğu gibi bu süreçte ve bundan sonra da AOÇ'yi yapılaşmaya açan her türlü girişime karşı mücadeleye devam edecektir" ifadesini kullandı.

- ANKARA

Kaynak: AA

Son Dakika Yerel Aoç Arazilerinin Kullanımı Tartışmaları - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement