Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Özellikle avro bölgesi hep negatif büyüme gösteriyordu, bu yıl ilk defa pozitif büyüme gerçekleştirecek görünüyor avro bölgesinde. Bunun ihracata olumlu etkisi olacak" dedi.
Babacan, Kocaeli Sanayi Odası Meclis Toplantısında yaptığı konuşmada, 2008-2009'da başlayan ve dünyayı saran ekonomik krizin geçtiğimiz yılın ardından yavaş yavaş toparlama dönemine girdiğini söyledi.
Bu dönemin zayıf ve kırılgan bir toparlama dönemi olduğunu ifade eden Babacan, bu durumun dengesizlikleri de içinde barındırdığını kaydetti.
Babacan, küresel ekonomide bir iyileştirme yaşandığını dile getirerek, "Bölgeler bazında baktığımızda bizlere cesaret veren toparlama olmadığını dikkate almamız gerekiyor. Gelişmiş ülkelerin kamu borcu şu anda tarihi yüksek seviyelere ulaşmış durumda. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra gelişmiş ekonomilerin borcunun milli gelire oranı neyse aşağı yukarı şu anda o seviyelere ulaşmış durumda. ABD, Avrupa'yı, Japonya'yı ve diğer gelişmiş ülkeleri topladığınızda yüksek kamu borcu söz konusu" diye konuştu.
"Avrupa piyasasındaki iyileşme bizi olumlu etkileyecek"
Sektörlere bakıldığında pek çok ülkenin sıkıntıları aşamadığını vurgulayan Babacan, birçok bankanın bünyesinde zayıflıklar olduğunu söyledi.
Babacan, ABD, Avrupa ve Japonya'da merkez bankalarının karşılıksız adım atarak dünyada borçlanma sıkıntısı çeken hazinelere destek vermesinin şimdilik bazı finans kurumlarının iflasını önlemiş durumda olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Özellikle büyük finans kuruluşlarını kast ediyorum. Avrupa hala bizim 1 numaralı ihraç pazarımız. Doğrudan sermaye girişine baktığınızda Türkiye'ye giren doğrudan sermayenin yaklaşık yüzde 80'i Avrupa Birliği ülkelerinden geliyor. Finansal açısından yüzde olarak baktığımızda yüzde olarak daha fazla. Avrupa'da nihayet bu yıl geçmiş yıllara oranla daha iyi bir tablo beklenmekte. Özellikle avro bölgesi hep negatif büyüme gösteriyordu, bu yıl ilk defa pozitif büyüme gerçekleştirecek görünüyor avro bölgesinde. Bunun ihracata olumlu etkisi olacak. İhracatımızdaki toparlanma ağırlıklı olarak Avrupa piyasasındaki iyileşmenin getirdiği bir sonuç. Önümüzdeki dönemde Avrupa'da yeni bir yol kazası olmazsa, Avrupa pazarının iyileşmesi, bizim ekonomimiz üzerinde de mutlaka er yada geç olumlu etkiler gösterecek."
"Herkes merakla G-20 dönem başkanlığındaki öncelikleri bekliyor"
Dünyada olup biten olayların yakından takip edilmesi gerektiğini belirten Babacan, 2015 yılı G-20 dönem başkanlığı nedeniyle de böyle bir sorumluluğun olduğunu anlattı.
Babacan, ülke olarak Troyka sistemine girildiğini dile getirerek, " Avustralya'da yapılan G-20 toplantılarında artık bir sonraki dönem başkanı sıfatıyla, başkanlığın hemen yanında yerimizi alıyoruz. Bu seçimle oluyor, herkesin görev aldığı başkanlık değil. 2016 için hala seçim tamamlanamadı çünkü adaylar var. Rekabet kızgın, bu yüzden henüz belli değil. Bu dönemde tabi dış algı çok önemli. O dönem bizim dış algımızın iyi olduğu dönemdi. G-20 dönem başkanlığına seçildik. Bu sorumluluğum nedeniyle konjonktürü takip etmemiz, dünya ekonomisi ve finans sistemiyle ilgili bir gündem oluşturmak gibi bir sorumluluğumuz var. Herkes merakla bizim 2015 dönem başkanlığımızın önceliklerini bekliyor; 'Türkiye, küresel ekonomiyle ilgili nasıl bir bakış getirecek. Buradaki sorunların çözümü için neler önerecek' diye şu anda beklenmekte" şeklinde konuştu.
"Dışarıdaki önemli olaylarla iç gelişmelerimiz takvim olarak çakıştı"
Amerikan Merkez Bankası'nın yeni uygulamaya başladığı para politikasının gelişmekte olan ülkeler gibi Türkiye'yi de etkilediğini vurgulayan Babacan, şöyle devam etti:
"2007-2008'den bu yana yüksek miktarlarda ve karşılıksız piyasaya sürülen para artık eskisi kadar bol miktarda olmayacak. İşler normalleştikçe bu likitlerin artık yavaş yavaş azaltılması söz konusu olacak. Geçen sene mayıs ayında Amerikan Merkez Bankası bunu açıkladı, uygulamada bu sene yani 2013 yılının 18 Aralık tarihiyle başladı. Bunlar zamanlama alarak da enterasan oldu. Bunlar bizim Mayıs ayındaki Gezi olaylarıyla çakıştı. Arkadan Türkiye 17 Aralık sürecine girdi ve 18 Aralık'ta da Amerikan Merkez Bankası'nın fiili uygulaması başladı. Dolayısıyla dışarıdaki önemli olaylarla iç gelişmelerimiz takvim olarak çakıştı. Biz piyasalarımız üzerindeki etkilerin dışarıdan kaynaklandığını görüyoruz. Ama içimizde olup biten, piyasalarımız üzerinde olumsuz bir etkide bulunuyor ve Türkiye'nin diğer gelişmekte olan ülkelerinden negatif bir şekilde ayrışmasının da sebebi oluyor."
Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye'nin bütün bu olumsuzlara rağmen büyüdüğüne dikkati çekerek, 2013'te 2012'ye göre işsizlikte bir miktar artış olduğunu ancak iş gücüne katılımda da ciddi bir artış yaşandığını bildirdi.
Son 4 yılda çalışan sayısının 6 milyon kişi arttığını vurgulayan Babacan, "Türk ekonomisi 6 milyon ilave istihdam oluşturdu. Aynı dönemde Avrupa'da 5 milyon istihdam kaybı var. İş gücü katılımı arttığı için işsizliğimizdeki gerileme aynı hızda gerçekleşmedi. Türkiye'nin iş gücü piyasasına baktığınız zaman hem oluşan istihdam hem de işsizlik oranı büyüme hızıyla alakalıdır. Doğrudur ama bir o kadar da iş gücü piyasalarındaki yapısal sorunlarımızla alakalı. Bizim yaklaşık yüzde 10 işsizliğin en az 5 puanı iş gücü piyasasıyla ilgili yapısal sorunlarımızdan kaynaklanıyor. İş gücü piyasalarımızın katı olması ve iş gücü piyasalarıyla ilgili giriş çıkış maaliyetleri ve farklı konular olsun bunları alt alta koyduğunuzda bu da işsizliği arttıran başka unsur. Bizde yarı zamanlı çalışma modelleri pek yaygın değil. ABD'de esnek model olmazsa yaklaşık 20'lik işsizlik oranı var" ifadesini kullandı.
Babacan, büyümenin sadece rakamsal boyutunun değil, kalitesinin de önemli olduğunu anlatarak, "Büyümenin kalitesi' dediğimizde sürdürülebilir büyümeyi anlıyoruz. Herhangi bir dönemde 1-2 yıl büyüme olabilir ancak bu dönemde öyle riskler biriktirirsiniz ki bu hızlı büyümeden sonra daha kötü bir kriz vurur ve sizi başlangıç noktasından geriye atabilir. Biz büyüme derken büyümenin sürdürülebilir, sıhhatli, kaliteli büyüme olmasına önem veriyoruz. Eğer borç biriktirerek büyüyorsak başımızdaki Yunanistan'ın, İspanya'nın, İrlanda'nın ve Portekiz'in başına gelen gibi gün geliyor ve çok kötü vuruyor."
- Kocaeli
Son Dakika › Yerel › Kocaeli Sanayi Odası Meclis Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?