Ramazana Doğru

Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Yılmaz, "İnsülin salgılatıcı ilaç ve insülin kullanan, kan şekeri

ayarı iyi olmayan ve yüksek risk grubunda olanlar ile birden fazla ağızdan ilaç kullanan hastaların oruç tutmaması

gerekir" dedi.

Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şeker hastalığının görülme sıklığının dünyada olduğu gibi Türkiye'de de son 10 yıl içinde yaklaşık 2 kat arttığını belirterek, bu hastalığın gözleri, böbrekleri, sinirleri ve büyük damarları etkileyerek, körlüğe, böbrek yetmezliğine, ayak kesilmelerine, kalp krizine ve inmeye neden olduğunu anlattı.

Şeker hastalığının tedavisinde, beslenme ve egzersizden oluşan yaşam tarzı değişikliğiyle beraber ağızdan alınan kan şekerini düşüren ilaçlar ve insülin seçenekleri bulunduğunu belirten Yılmaz, tedavinin, kan şekerini normale yakın tutarak komplikasyonların gelişmesini önlemeyi amaçladığını söyledi.

Prof. Dr. Murat Yılmaz, şeker hastalarının da oruç tutmak istediğini ifade ederek, "Şeker hastaları oruç tuttuklarında dört ana sorunla karşılaşırlar. Bunlar hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü), kan şekeri yüksekliği, sıvı kaybı ve tromboza eğilimidir. Şeker hastalarında hipoglisemi özellikle kaçınılması gereken bir durumdur. Hipoglisemi riski, Tip 1 şeker hastalarında 3-4 kat, Tip 2 şeker hastalarında ise 7,5 kat kadar fazladır" diye konuştu.

Şeker hastalarını oruç tutmaları açısından yüksek, orta ve düşük olmak üzere 3 riskli gruba ayırdıklarını belirten  Yımaz,  insülin salgılatıcı ilaç ve insülin kullanan, kan şekeri ayarı iyi olmayan ve yüksek risk grubunda olanlar ile

birden fazla ağızdan ilaç kullanan hastaların oruç tutmaması gerektiğini bildirdi.

Yılmaz, insülin salgılatıcı ilaçlar ve insülin dışında diğer ilaçları kullanan, diyetle kan şekeri düzenlenen düşük riskli hastaların oruç tutabileceklerini ifade ederek, bu hastalara da ramazan öncesinde doktorlarıyla görüşme önerisinde bulundu. - Tekirdağ