Tarihi Eserlerin Korunmasıyla İlgili Düzenleme Talebi - Son Dakika
Yerel

Tarihi Eserlerin Korunmasıyla İlgili Düzenleme Talebi

Hüseyin Kanber - Myra-Andriake Kazı Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr.Nevzat Çevik, tarihi eserlerin korunması için yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğunu belirtti.

11.01.2013 11:47
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Hüseyin Kanber - Myra-Andriake Kazı Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik, tarihi eserlerin korunması için yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğunu belirtti.

Nevzat Çevik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son dönemlerde Anadolu'dan kaçırılan eserlerin iadelerinin çoğalmasına sevindiklerini söyledi.

Özellikle Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın çabalarıyla dönen eser sayısında müthiş bir artış olduğunu dile getiren Çevik, güçlü ülkelerin eserlerine sahip çıkabildiklerini vurguladı. Eserlerin Anadolu'dan yurt dışına yoğun olarak kaçırıldığı 1820-1890 yılları arasını kültür varlıklarının kaçırılması açısından "Anadolu kültür ve tarihinin karanlık çağı" olarak adlandırdıklarını ifade eden Çevik, "Anadolu ve daha önce Osmanlı'ya bağlı olan Mısır ve diğer bölgelerden götürülmeyen tarihi eser kalmamış. Bugün Avrupa'da büyük müzelerdeki eserlerin çoğunluğu buralardan götürülen eserlerle dolu" dedi.

Osman Hamdi Bey'in 1884'te yenilediği Asar-i Atika Nizamnamesi ile Osmanlı İmparatorluğu topraklarında kazı yapan yabancı arkeologlarla ilgili düzenlemeye gidildiğini anlatan Çevik, bu düzenlemeden sonra kaçırılan eserlerin önünün alınmaya başlandığına dikkati çekti. 1884'ten sonra tarihi eserlerin korunması açısından aydınlık bir çağın başladığını belirten Çevik, şöyle devam etti:

"Karanlık çağ', 'talan çağı' olarak adlandırdığımız dönemde Avrupa'dan gelen arkeolog adı altındaki kişiler, ne buldularsa izinli izinsiz götürmüşler. O dönemde tamamen alıp götürmek için ülkemize gelmişler. Bunlar bilimsel görüntü altında yapılmış, ancak ne bulunduysa götürülmüş. Myra, Trysa, Xanthos gibi antik kentlerdeki eserler böyle götürülmüş. Avrupalı kaçakçılar sadece Türkiye'den değil, dünyanın çeşitli ülkelerinde savaş ve karmaşa gibi zayıf ortamlardan faydalanıp tarihi eserleri kaçırmışlar."

-"Bir taş parçası da olsa Türkiye'nin kültür varlığıdır"-

Çevik, günümüzde kazılardan eser götürülmediğini, ancak kazı dışı ortamlarda küçük eserlerin kaçakçılar tarafından ülke dışına çıkartılabileceğine dikkati çekti. Türkiye'de eski eserlerin korunmasına yönelik yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğunu vurgulayan Çevik, şunları söyledi:

"Günümüzde yeniden düzenlenen Ormancılık Yasasına göre ağaç kesen, hatta önceden kesilmiş odun parçasını arabasına koyan kişi hakkında hapis cezasıyla ciddi miktarda para cezası var. Ancak bir lahite zarar veren veya kaçıran hakkında ciddi bir kanuni yaptırım yok. Zaman zaman 'Havalimanında bir taş parçasını yurt dışına götürürken yakalandı' şeklinde haberler görüyoruz. O, bir taş parçası da olsa Türkiye'nin kültür varlığıdır, alınıp götürülemez. O taş parçasının bir lahitten veya bir heykelden ne farkı var. Anı olarak insanlar bir şey götürmek istiyorlarsa hediyelik eşya statüsünde satılan taklit ürünleri alsınlar. Her ne sebeple olursa olsun bir parçanın götürülmesi suçtur."

Tarihi eser kaçakçılığıyla ilgili cezaların yeterli olmadığını, bazen yüzey araştırması için gittikleri ören yerlerinde kaçak kazı yapanları görüp ilgililere bildirdiklerini anlatan Çevik, "Bir gün sonra kaçak kazıları yapanlar elini kolunu sallayarak geziyor. Bir ağaç kesene ceza var, bir lahit kırana ceza yok. Tarihi eserlerler konusunda kanuni düzenleme yapılmalıdır. Özellikle 2863 sayılı yasanın koleksiyonerlik gibi kısımlarında yeni düzenlemeler yapılmalıdır" diye konuştu.

Çevik, çeşitli büyüklükteki orijinal eserlerin bilerek veya bilmeyerek kesinlikle satılmaması gerektiğini dile getirerek, "Dünyanın her yerinde eserlerin taklitleri satılıyor. Her insan gidip gördüğü ülkenin sembolik eserlerinin bir anısını yanında götürmek ister. Bundan daha doğal bir şey yoktur" dedi.

-Son dönem eserlerin durumu-

Nevzat Çevik, zaman zaman bakır sini, kılıç, kap kaçak gibi son dönem eserlerinin tarihi eser statüsünde değerlendirildiklerine, ancak bu tür eserlerin alınıp satılmasında bir sakınca olmadığına dikkati çekerek, şüphelenilmesi durumunda müze ve ilgili birimlerdeki uzmanların bilgisine başvurulduğunu kaydetti.

Çevik, "Kolluk güçlerimiz neyin yeni eser, neyin tarihi olduğunu bilmeli. Özellikle bunlara ilk müdahale eden kişi bilgi sahibi olmalı. Günümüze yakın tarihli bir malzemenin tarihi eser olarak değerlendirilmesi ve insanların mağdur edilmesi doğru değil" diye konuştu.

-Müzayede kuruluşlarının görüşleri-

Eski Zaman Sanat ve Kültür Merkezi Sahibi Korkut Erkan ise Türkiye'de antik dönemlere ait eserlerin müzayedelerde yer almadığını belirtti. 50 yıldan bu yana koleksiyon ve antika eserlerle ilgili çalıştığını bildiren Erkan, "Tarihi değerdeki bir eserin satılmak istenmesi durumunda müze veya bakanlıktan bilirkişi çağrılarak onun gözetiminde bu işlem yapılır. Bu tür eserler, belgeli koleksiyonerlere satılır" dedi.

Müzayede organizasyonları açısından eski eserlerin alınıp satılmasıyla ilgili bir sorun olmadığını, ancak antika işiyle uğraşan esnafın neyi alıp neyi satacağı konusunda ciddi sıkıntı içinde olduğunu anlatan Erkan, şöyle konuştu:

"Eski eserlerin korunmasıyla ilgili yeterli personel olmaması nedeniyle bu alandaki açık yüksek güvenlik önlemleriyle giderilmeye çalışılıyor. Bir antikacı arkadaşımız koleksiyon amaçlı 50 yıllık bir sigara paketini vitrinine koyduğu için sigara kanununa muhalefet suçundan işlem görebiliyor. Evinde dedesinden kalma bakır siniyi satmak için yola çıkan kişi tesadüfen yol kontrolü sırasında durdurulsa bunun ne olduğunu bilmeyen kolluk kuvveti tarafından başka şekilde değerlendirilebiliyor. Yani o kişi tarihi eser kaçakçısı muamelesi görüyor. Bunlar hem bu alanda çalışan kesimleri hem de halkın eğitilmesiyle çözümlenebilir."

Erkan, kültür varlıklarının korunması konusunda polisiye tedbirlerin bir yere kadar etkili olabileceğine, bu alanda duyarlı bir nesil yetiştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu - ANTALYA

Kaynak: AA

Son Dakika Yerel Tarihi Eserlerin Korunmasıyla İlgili Düzenleme Talebi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement