Tekstil ve Otomotiv Bursa İnovasyon ve Tasarım Buluşmaları

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, araştırma ve geliştirmenin önemine işaret ederek, "1960 darbesi olmasaydı bugün belki farklı konu başlıklarını 40, 50 yıl önce yakalamış olacaktık ama ne yazık ki millete, milletin aklına, heyecanlarına, gelecekle ilgili vizyonuna inanamayanlar, güvenemeyenler, milletin bu hayallerinin önünü idamlarla darbelerle kestiler" dedi.

Müezzinoğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) tarafından Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Tekstil ve Otomotiv Bursa İnovasyon ve Tasarım Buluşmaları"nın açılış töreninde yaptığı konuşmada, 1960 askeri darbesinin 55 yıl önce yaşandığını hatırlattı.

O gün milli iradenin, milletin hayal ve umutlarının temsilcilerinin idama götürüldüğünü belirten Müezzinoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ne acıdır, yazıktır ki o güne 'Demokrasi ve Anayasa Bayramı' adı konuldu. Bu milletin demokrasi tarihi, milli irade adına utanç verici bir tabloyu millete uzun süre bayram olarak sundular. Bugün 'inovasyon, markalaşma, tasarım, Ar-Ge' diyoruz. 1960 darbesi olmasaydı, bugün belki farklı konu başlıklarını 40, 50 yıl önce yakalamış olacaktık ama ne yazık ki millete, milletin aklına, heyecanlarına, gelecekle ilgili vizyonuna inanamayanlar, güvenemeyenler, milletin bu hayallerinin önünü idamlarla darbelerle kestiler. İnşallah 7 Haziran seçimlerinin milli irade adına, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu iradesinin artık bu ülkede tartışılmayacak noktada tecellisine vesile olmasını, gerçek demokrasiye, hukuk devletine, insan hak ve özgürlüklerine vesile olacak zeminlerin sağlanmasına aracı olmasını temenni ediyorum."

-Alın teriyle beyin teri dökenler arasındaki makas

Müezzinoğlu, alın teri kadar beyin terinin de önemli olduğunu ancak genelde "Alın teri kutsaldır. Daha çok iş yap, yük taşı, terle" denilerek 100-150 yıldır bunun öncelendiğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Beyin terinden bahseden ne yazık ki olmadı. Halbuki beyin teri dökenler de bizim alın terimizden daha öne gittiler ve o alın teriyle beyin teri dökenler arasındaki makas her geçen gün açıldı. Alın teri dökülecek süreçleri de 27 Mayıs gibi 12 Eylül gibi süreçlerle hep sekteye uğrattık. Ülke olarak artık beyin terini öne almamız, kutsamamız gereken süreçleri merkeze almamız lazım. Evet alın terini kutsaldır ama beyin terini ne kadar öne çıkarırsak alın teriyle beyin teri dengesini ne kadar hakkaniyetli yürütürsek inanıyorum ki medeniyet yolculuğunda, yarışında, ülke, millet olarak çok daha iyi noktaları yakalamış oluruz. 'Muasır medeniyet seviyesinin üzerindeki bir hedef' diyoruz, muasır medeniyet seviyesinin üzerindeki hedef, milletin o alın teriyle birlikte beyin terine de değer vermekten geçer. 'Hiç akletmez misin, hiç düşünmez misin?' diye sorulara muhatap olan bir medeniyetin mensuplarıyız. Halbuki 'Akletme, sen düşünme, senin adına düşünen var'ı zorlayan yönetim dinamikleriyle gençlerimize, akademisyenlerimize, araştırmacılarımıza alan açmak yerine ön kapatarak ne yazık ki bugün geç de olsa tartıştığımız, tartışmaktan veya konuşmaktan mutlu olduğumuz günlere geldik."

Alın teri ile beyin terini, tasarımı, Ar-Ge'yi, üretimi ve pazarlamayı güçlü hale getirebilecek, ortak akılla hedeflere götürecek anlayışı yürütme temennisinde bulunan Müezzinoğlu, Bursa'nın bu anlamda güçlü bir merkez olduğunu, gerek otomotiv gerekse tekstilde çok önemli bir güç haline geldiğini vurguladı.

Müezzinoğlu, Bursa'nın yeni vizyonları yakalaması ve bu süreçte yüksek teknolojiyi öncelemesi gerektiğini belirterek, Türkiye'nin 2023 vizyonuna Ar-Ge, inovasyon ve tasarımla ulaşılabileceğini ifade etti.

-Sağlık yatırımları

Türkiye'nin sağlık hizmetlerinin sunumunda, en gelişmiş dünya ülkeleriyle yarışabilir bir noktada olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, aksayan, eksik yönleri gördüklerini, buna rağmen Türkiye'de 78 milyon vatandaşın sağlığa ulaşımının dünyanın en ileri ülkelerinden daha kolay olduğunu dile getirdi.

Müezzinoğlu, Türkiye'nin çok güçlü bir sağlık tüketicisi olduğunu anlatarak, "İlacı, teknolojiyi tüketiyoruz ve her geçen gün de bu tüketim miktarlarımız artıyor. Peki sağlık tüketiminde üretici olmak için evet 50 yıl sonra konuşmaya başladık ve yasal düzenlemeyi henüz daha 2014'te yaptık. Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığını kurduk. İşte, Amerika'nın 1930'larda kurduğu Kanser Enstitüsünü, gelişmiş dünyanın 50-60 yıl önce kurduğu Biyoteknoloji Enstitüsünü yeni kurduk, yasalaştırdık" diye konuştu.

95 bin yatak kapasiteli yaklaşık 250 hastanenin en geç 2018'e kadar hizmete sokulacağını bildiren Müezzinoğlu, dünyada yatak kapasitesinin yüzde 70'ini 4 yılda, sıfırdan, yeniden, ileri fiziki mekan ve ileri tıbbi teknolojiyle yapan başka bir ülke bulunmadığına dikkati çekti.

Bakan Müezzinoğlu, hastanelerin teknolojik altyapısı ve tıbbi donanımları konusunda sanayicilere görev düştüğünü ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bütün bunların tıbbi donanımları, teknolojik altyapılarında Türkiye'nin kendi dinamiklerini devreye sokması gerekmez mi? İşte bu anlamda yine Bursa'ya görev düşüyor. İnşallah BTSO ile bu alan, Sağlık Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, stratejik tıbbi ürünlerde ve sağlık endüstrisinde Türkiye'yi ve Bursa'yı lokomotif görevi görecek alanlarda istiyoruz ve biz bu anlamda sanayicimizin de üniversitelerimizin de Ar-Ge dinamiklerinin de her geçen gün gelişerek bu ülkeye ve bu milletin tarihi geleceğine, o muasır medeniyet seviyesinin üzerindeki hedefe 2023 vizyonumuza bunları başarabilirsek ulaşabiliriz. Bu başarı, milletin başarısı olacaktır. Bu başarı alın teriyle beyin terini değerli gören bir anlayışla olacaktır. Yoksa yalnız alın terinin kutsallığının peşinde koşarsak evet biri beyin teriyle bizim alın terimizin kutsallığını bol bol istismar eder veya sömürür."

Bakan Müezzinoğlu, aklederek, düşünerek, üreterek ve farkındalıklar oluşturarak geleceğin çok daha iyi noktalara taşınması gerektiğini sözlerine ekledi.