Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "Her mülakat kameraya alınsın. 2007'de hakim, savcılık mülakatları kameraya alınıyordu, niye kaldırıldı? Biri bana bunu anlatsın, anlatamazlar. Hadi bakalım bu acı olay vesile olsun Türkiye'de bütün mülakatlar kamuoyu önünde kameraya alınsın, hepsini de internet sitesinden verelim" dedi.
Sakarya Gazeteciler Cemiyetini ziyaret eden Feyzioğlu, burada düzenlediği basın toplantısında, devletin hakimi, cumhuriyetin savcısı ve vatandaşın da avukatı olduğunu söyledi.
Avukatların, vatandaşın devlet karşısında ezilmemesini sağlamak için olduğunu belirten Feyzioğlu, şöyle devam etti:
"O yüzden şunu tüm vatandaşlarımızın bir kez daha dikkatine sunmak istiyorum. Avukatlara tanınmış olan bir takım özel statüler, vatandaşın devlet karşısında güçsüz, aciz konumda olmamasını sağlamak içindir. Mesela, çantalarımızın içi neden aranmaz? Avukat çantasında aşk mektubu taşıyor da bu görünmesin diye değil. Avukat, çantasında müvekkilinin kendisine emanet ettiği dosyayı, yani namusunu taşır. O dosya duruşmada, zamanı gelince kullanılacaktır. Zamanından önce polis tarafından okunması vatandaşın savunma hakkını devlet karşısında yerle bir eder. O yüzden bizim bu statümüz vardır."
Feyzioğlu, hakim ve savcıyla tam bir eşitlik talep ve ısrarlarının mevcut olduğunu ifade ederek, "Bu talep ve ısrarımızın sebebi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Türkiye Cumhuriyeti devleti karşısında dik durabilmesi içindir. Hakim ve savcı karşısında ezilmemesi içindir. Yoksa şahsımız adına değildir" şeklinde konuştu.
Meslektaşları Avukat Umut Kılıç'ın geçen gün tutuklandığını, onun üzüntüsünü yaşadıklarını vurgulayan Feyzioğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, şartları oluşmadan tutuklanmıştır. Biz bu konuya bu meslektaşımızın söylediği sözler, suçtur ya da değildir noktasından yaklaşmaktan ziyade kaçma ve delilleri karartma tehlikesi zerre kadar olmadığı halde 87 bin avukatı 79 baroyu temsil eden meslek örgütünün en üstündeki kişi, Avukat Umut Kılıç'ı mahkeme ne zaman isterse getirmeyi taahhüt ettiği, kefil olduğu halde tutuklandığı için son derece trajik buluyoruz. Bakın ben taahhüt ediyorum. Bu meslektaşımız ne zaman çağrılırsa soruşturmaya, dava açılacak olursa davaya gelir, zaten biz avukatlar kaçmayız. Böyle çıkıp da hakim, savcılık mülakat jürisi önünde 'Türkiye'de mülakatların keyfi olarak yapıldığını düşünüyorum' deme cesaretini gösteren bir avukatın kaçacağını varsayar mısınız Allah aşkına. Avukatımızın yaptığı büyük bir cesarettir. Bu meslektaşımız mülakatların objektif yapılmadığını düşündüğü için gitmiş, 'Siz bu işi objektif yapmıyorsunuz. Ben de keyfi iş yaptığınız için sizin bu keyfiliğinizin nelere mal olduğunu yüzünüze baka baka anlatmak istedim' demiş. Alkışlanacak bir davranış."
Avukat Umut Kılıç'ı tutuklayan hakimin, "tutuklama orantılıdır, ileride verilmesi muhtemel cezayla bu tedbir orantılıdır" dediğini belirten Feyzioğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Arkadaşlar verilecek bir ceza varsa bile yatarı yok. Yatarı olmayan bir cezada tutuklayarak zindana atmak orantısızdır. Tüm Türkiye'ye bir soru sormak ve vatandaşlarımızı bu konuda bir talebin peşinde olmalarını sağlamak istiyorum. Her mülakat kameraya alınsın. 2007'de hakim, savcılık mülakatları kameraya alınıyordu, niye kaldırıldı? Biri bana bunu anlatsın, anlatamazlar. Hadi bakalım bu acı olay vesile olsun, Türkiye'de bütün mülakatlar kamuoyu önünde kameraya alınsın, hepsini de internet sitesinden verelim. Mülakatı keyfi yapmadığını söyleyen her kamu kurumu kamera kaydına 'evet' demek zorundadır. Kemera kaydına evet demeyen 'ben bu mülakatta dayısı olanı alıyorum' demektedir. Meslektaşımızın itirazının reddedildiğini öğrendik, umut ediyorum, bir sonraki dilekçemiz kabul görecektir."
Son Dakika › Yerel › Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?