Mısri, Sosyal Barış Projesinin Mimarı Olabilir - Son Dakika
Güncel

Mısri, Sosyal Barış Projesinin Mimarı Olabilir

Mısri, Sosyal Barış Projesinin Mimarı Olabilir

Malatya Belediyesi tarafından düzenlenen III. Uluslararası Niyazi-i Mısri Sempozyumu başladı.

02.11.2012 14:17

Prof. Dr. Sait Çelik: Niyazi Mısri-i insanların hem akıl, hem ruh ve hem de kalp dünyasını doyuma ulaştırmayı hedefleyen değerli bir tarihi şahsiyettir.

Limni Belediye Başkan vekili Bulotis, büyük şair Mısri'nin mesajının, arkadaşlık ve tahammül için örnek olduğunu söyledi.

Belediye Başkanı Ahmet Çakır: Mısri, bir sosyal barış ve kardeşlik projesinin baş mimarlarından biri olarak da değerlendirilebilir.

Vali Vasip Şahin:Niyazi Mısri hem bir gönül adamı, hem bir aksiyon adamı, hem de bir sanat adamıdır.

17. yüzyılın önemli şair ve mutasavvıf şahsiyeti Malatyalı Niyazi-i Mısri ile ilgili olarak Malatya Belediyesi tarafından III.sü düzenlenen Uluslararası Malatyalı Niyazi-i Mısri Sempozyum'u Malatya'da başladı.

2 Kasım Cuma günü Anemon Otel'de düzenlenen Sempozyum, protokol konuşmaları ve açılış konferansıyla başladı.

Malatya'nın yanı sıra yurt içi ve yurt dışından çok sayıda bilim adamı ile Niyazi Mısri Sempozyumu'na, Vali Vasip Şahin, Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Yunanistan'ın Limni Belediye Başkan Vekili Dimitris Bulotis, Tercüman Niko Dolduri, ilçe kaymakamları, Milli Eğitim Müdürü Mehmet Bulut, Emniyet Müdürü Mustafa Aygün, TSO Başkanı H.Hüseyin Erkoç, AK Parti İl Başkanı Bülent Tüfenkçi, Baro Başkanı Eyüp Kutlubay, ilçe ve belde belediye başkanları, sivil toplum kuruluş temsilcileri, meclis üyeleri, daire müdürleri, akademisyenler ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan Sempozyum öncesinde Malatya Belediyesi'nin tanıtım CD'si gösterimi yapıldı. Daha sonra protokol konuşmalarına geçildi.

İlk olarak konuşan Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sait Çelik, tarihimize yön veren pek çok önemli şahsiyetlerin bulunduğunu belirterek, Niyazi Mısri'nin de tarihe ve insanlığa çok olumlu katkıları olmuş, insanlığa yön vermiş, onların hem akıl, hem ruh, hem de kalp dünyasını doyuma ulaştırmayı hedefleyen değerli bir tarihi şahsiyet olduğunu söyledi.

Üniversitelerin bilimsel yollarla elde edilen bilgiyi doğru yerde ve doğru bir şekilde kullanmak durumunda olduğunu kaydeden rektör Çelik, "Dolayısıyla emsaliyle doğruyu ayırmak bilim adamlarımızın görevidir.

Bugün III.sü düzenlenen Malatyalı Niyazi Mısri Sempozyumunu önceki yıllarda olduğu gibi bu yılda Malatya Belediyesi organize ediyor. Böylesi güzel bir organizasyonu gerçekleştirdiklerinden dolayı Sayın Belediye Başkanımız Ahmet Çakır'I kutluyorum. Konuyla ilgili bilimsel araştırma yapmış pek çok akademisyeni bir araya getirerek bunların belirli çalışmalarını sunma fırsatı tanıyan düzenleme kurulu başkanı Ertan Mumcu ve diğer üyeleri huzurlarınızda tebrik eder, teşekkürlerimi sunarım.

Bugün söz konusu edilen Niyazi Mısri'nin rektörlüğünü yaptığım Uşak ilinde de uzun yıllar bulunmuş olması bizim açımızdan oldukça önemlidir. Zira kendisine velayet verildikten sonra bir müddet Elmalı'da kalan şair arkasından Uşak'a geçer bir müddet Kütahya'da bulunduktan sonra 1657 yılında tekrar Uşak'a gelir. 1657'den 1670 yılına kadar Uşak'ta faaliyetlerine devam eder. Uşak'ta kaldığı yıllarda Uşak'ın inanç ve kültürü üzerine ciddi anlamda etkileri olmuştur. Bunun boyutları bu tür etkinliklerle tespit edilecektir. Bu bağlamda Niyazi Mısri'nin Uşak'ta kaldığı yıllardaki hayatı ile ilgili benzer bir etkinliğin Uşak'ta yapılmasını arzu etmekteyiz" dedi.

Daha sonra Niyazi Mısri'nin kabrinin bulunduğu ve Malatya ile kardeş şehir olan Yunanistan'ın Limni Belediye Başkan Vekili Dimitris Bulotis bir konuşma yaptı. Tercüman Niko Dolduri tarafından tercüme edilen konuşmasında Bulotis, Sempozyum'a davet edilmelerinden dolayı teşekkür ederek, Yunan Kültür Bakanlığı Arkeoloji ve araştırmacılarının Niyazi Mısri ile ilgili her alanda yapılacak çalışmalara destek vermek istediklerini söyledi. "Bir kuruluş veya müşterek bir organize komitesinde Niyazi Mısri'nin yaşadığı ve öğrettiği şehirlerde beynelminel sempozyum yapılması için bir araştırma yapmanızı rica ederim" diyen Bulotis, büyük şair Mısri'nin mesajının, arkadaşlık ve tahammül için örnek olduğunu söyledi. Malatya'dan Niyazi Mısri'nin vefat ettiği Limni'ye gelerek ziyaret etmek isteyenleri beklediklerini ve geldiklerinde de memnuniyetle karşılayacaklarını söyleyen Dimitris Bulotis, kötü ekonomik şartlara rağmen, Niyazi Mısri'nin anıtlarını meydana getirmeye devam edeceklerini söyledi.

Belediye Başkanı Ahmet Çakır ise yaptığı konuşmada, toplumların sahip oldukları medeniyet birikimi, tarih ve kültürel varlıkları ile birlikte anıldıklarını belirterek, bu üç alandaki zenginlik, milletlerin geleceklerini inşa etmelerinde büyük rol oynadığını söyledi.

Malatya'nın bu açıdan oldukça zengin bir mirasa sahip olduğunu hatırlatan Başkan Çakır, "Battal Gazi'den Niyazi-i Mısrî'ye, Derviş Muhammet'ten Turgut Özal'a kadar bu toprakların bağrından çıkmış onlarca bilim, kültür ve devlet adamı medeniyetin ve kültürel dokunun oluşmasında önemli rol oynamıştır.

Niyazi-i Mısrî; bize göre bu şahsiyetlerin en başta gelenlerinden biridir" dedi.

Niyazi Mısri'nin 17. yüzyılda yaşayan büyük bir bilge olduğunu kaydeden Çakır, "O, bu toprakların yetiştirdiği; şair ve mutasavvıf kimliğinin yanında, hak bildiğini söylemekten çekinmeyen, kabına sığmayan, sorgulayan, ezber bozan ve bunun bedelini ödemekten de asla imtina etmeyen yönleriyle özgün ve örnek bir şahsiyettir" şeklinde konuştu.

Sosyal ve kültürel belediyeciliği en az fiziksel belediyecilik kadar önemsediklerini ve bu alanda önemli projeler ürettiklerini kaydeden Çakır, Belediye tarafından gerçekleştirilen sosyal ve kültürel projelerden kısaca bahsetti.

Niyazi Mısri'nin gerek ülkemizde ve gerekse de doğduğu yer olan Malatya'da yeterince tanınmadığını belirten Çakır, özetle şunları söyledi:

Bu sempozyum öyle inanıyorum ki; maddi anlamda birçok problemini aşmış olsa da sekülerleşmenin etkisi ile manen bunalan günümüz insanına soluk aldıracak, bir iç huzuru vermeye kapı aralayacaktır.

Mısri için, 'şair ve mutasavvıf kavramlarına sığmayacak kadar çok yönlü ve komple bir bilgedir', diyoruz. Bu nedenle onun bir selamlama konuşması içerisinde anlatılması oldukça zordur.

Sadece şu örnek bile onun ne denli çaplı bir mütefekkir olduğunu anlamaya yeter diye düşünüyorum.

O, şiirlerinde Yunusla birlikte Türkçeyi en iyi kullanan şair olması yönüyle milliyetçileri, ehl-i beyte olan engin muhabbeti yönüyle Alevi-Bektaşi kardeşlerimizi, taassuptan uzak tasavvuf derinliği yönüyle de tasavvuf ehlini kucaklayan engin bir sineye sahiptir.

Bu yönleriyle Mısri, bir sosyal barış ve kardeşlik projesinin baş mimarlarından biri olarak da değerlendirilebilir. Bu anlamda eserlerinden istifade edilebilir."

Belediye Başkanı Ahmet Çakır, konuşmasının sonunda sempozyum'a katılanlar ile katkı sunanlara tek tek teşekkür etti.

Son olarak konuşan Vali Vasip Şahin, Sempozyum'un düzenlenmesinden dolayı Belediye Başkanı Ahmet Çakır ve düzenleme komitesine teşekkür ederek, yapılan işlerin belki de en hayırlısı ve en verimlisi olduğunu söyledi.

İnsanoğlunun yaratılıştan bu yana kendi dışındaki dünyayı ne kadar keşfetme yolculuğuna çıkmışsa, kendi içindeki dünyayı da o denli keşfetme yoluna çıktığını belirten Vali Şahin, insanoğlunun başından beri ne olduğunu, nereden geldiğini ve nereye gideceğini sorguladığını söyledi.

İnsanların sorgularına büyük insanların önderlik ettiğini hatırlatan Vali Şahin yaptığı konuşmada özetle; "İnsanlık onlara çok şey borçludur diye düşünüyorum. Burada gerçekten hem Türkiye'de hem de dünya'da söz sahibi alim insanlarımız görev insanlarımız var. Onun için şehirler kimliklerini sokaklarından, caddelerinden yada coğrafyalarından almazlar. Şehirler kimliklerini toprağın altından alırlar. Yani istikbal sadece göklerde değildir, aynı zamanda köklerdedir. Dolayısıyla köklerin araştırılması göklere hakimiyeti, ufka hakimiyeti, istikbale hakimiyeti de beraberinde getirir.

Şehirlerin kimlikleri toplumların kimlikleri ancak manevi mimarları sayesinde oluşabilir, oluşturulabilir. Bizim topraklarımızın da manevi mimarları ve tapu sahipleri o insanlardır. Bu anlamda Niyazi Mısri hem bir gönül adamı hem bir aksiyon adamı, hem de bir sanat adamıdır" dedi.

AÇILIŞ KONFERANSI

Niyazi Mısri-i ve tasavvuf anlayışı

Protokol konuşmalarından sonra açılış konferansına geçildi. Prof.Dr. Süleyman Uludağ tarafından verilen 'Niyazi-i Mısri ve tasavvuf anlayışı' konulu açılış konferansında Niyazi Mısri'nin tasavvuf anlayışı ile tasavvuf çizgisi anlatıldı.

Niyazi Mısri'nin bir akımın çok önemli temsilcisi olduğunu söyleyen Prof.Dr. Süleyman Uludağ, bu akımın tasavvuf olduğunu söyledi. İslam tasavvufunun Hz. Peygamber'in hayatı ile başladığını ve Niyazi Mısri'nin yaşadığı 17. asra kadar geldiğini kaydeden Uludağ, "Bu süre içerisinde çok büyük şahsiyetler yetiştirmiş olan bir fikir hareketi, hayat tarzıdır tasavvuf. Bir ilim hareketi demiyorum, ilim hareketi olma özelliğine de sahiptir, ama aynı zamanda bir hayat tarzıdır. Bu özelliği itibariyle toplumun çeşitli katmanlarına hitap eder. İslam aleminde bu süreç içerisinden günümüze gelinceye kadar birinci sınıf bilim adamı, fikir adamı, alimler, sanatkarlar, şairler, bestekarlar, yetiştirmiş olan hareket tarzıdır.

Bunların içerisinde sadece bazı isimleri vermem bile tasavvufun nasıl bir önemli hareket tarzı olduğunu göstermesi açısından yeterlidir. Başlangıcından beri Niyazi Mısri gibi, İmam Gazali gibi, Sadreddin Konevi gibi, Ahmet Yesevi gibi, Yunus Emre'den, Niyazi Mısri'ye kadar devam eden bir süreç içerisinde büyük insanlar yetiştirmiştir. Bütün insanlar bu hamurla yoğrulmuştur. Müslüman toplumlarda bu hayat tarzının izleri görünür. İnsanları birbirine yaklaştıran, kaynaştıran, toplumlar arasında barış anlayışını hakim kılan bir anlayışı yerleştirmiştir. Tasavvufun evrensel bir boyutu da vardır. İslamla, ayet hadisle başlar, Peygamberimiz'in hayatıyla devam eder, bütün aleme yayılır. Bütün insanlık tarafından benimsenir. Bunun için sadece Yunus Emre ve Mevlana'ya bakmamız yeterlidir diye düşünüyorum. Bu isimler BM tarafından Mevlana yılı olarak ilan edilmiştir. Yunus Emre için de aynı şey yapılmıştır. Bu tasavvuflar demek ki sadece Müslümanları değil bütün insanlığı kucaklayan bir anlayıştır. Günümüze baktığımız zaman bu hareket tarzına ne kadar ihtiyacımız olduğu ortaya çıkmaktadır" dedi.

Niyazi Mısri'nin durup dururken ortaya çıkmadığını ve bunun bir arka planının olduğunu belirten Uludağ, "Bunu anlarsak, hem İslamı, hem insanlığı hem de Niyazi Mısri'yi anlamış oluruz. Niyazi Mısri tasavvuf hareketinin en önemli isimlerindendir. İslam da tasavvufun var olduğunu görüyoruz. peygamberimiz'in sözlerinde görüyoruz, yaşamında görüyoruz, sahabenin yaşamında görüyoruz" şeklinde konuştu.

Prof.Dr. Süleyman Uludağ konuşmasının genelinde Niyazi Mısri, tasavvuf ve sufilik ile ilgili bilgiler verdi.

Konferansla birlikte Sempozyum'un öğleden önceki bölümü tamamlanırken, konferanstan sonra katılım belgeleri ile teşekkür plaketleri verildi. Limni Belediye Başkan Vekili Dimitris Bulotis, Vali Vasip Şahin ile Belediye Başkanı Ahmet Çakır'a tablo hediye ederken, Vali Vasip Şahin Uşak Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Sait Çelik'e, Belediye Başkanı Ahmet Çakır da Prof.Dr. Süleyman Uludağ'a katılım belgesi ile plaket verdi.

Kaynak: Bültenler

Son Dakika Güncel Mısri, Sosyal Barış Projesinin Mimarı Olabilir - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement