Karakol ve Sınır Güvenliği Paneli - Son Dakika
Ekonomi

Karakol ve Sınır Güvenliği Paneli

Savunma Sanayii Müsteşarı (SSM) İsmail Demir, "Sınır güvenliği konusunda her ihtiyaca cevap verecek tek bir çözüm yok. Çözümler bölgeye ve tehdide göre değişken olmalıdır.

19.11.2015 15:46

Savunma Sanayii Müsteşarı (SSM) İsmail Demir, "Sınır güvenliği konusunda her ihtiyaca cevap verecek tek bir çözüm yok. Çözümler bölgeye ve tehdide göre değişken olmalıdır. Güvenlik, teknolojik çözümlerle desteklenmelidir" dedi.

Demir, SSM, Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ (STM) ile Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen, " Türkiye'de Karakol ve Sınır Güvenliği" konulu panelde, karakol ve sınır güvenliği analizi konusunun uzun zamandır tartışıldığını söyledi.

SSM tarafından sınır güvenliği ve karakollar konusunda 2014'te analiz çalışmaları yapıldığına işaret eden Demir, şöyle konuştu:

"Sınır güvenliğinde en büyük tehdit terör olarak görünüyor. Diğer bir konu da yasa dışı göç ve insan kaçakçılığı. Suriye sınırı düz bir sınır ve iç savaşın getirdiği sorunlar da ayrı bir etmen. Sınır güvenliği konusunda her ihtiyaca cevap verecek tek bir çözüm yok. Çözümler bölgeye ve tehdide göre değişken olmalıdır. Güvenlik, teknolojik çözümlerle desteklenmelidir.

Katmanlı bir komuta kontrol mimarisine sahip olmak, hedef tespiti, tanımlama ve değerlendirme görevlerini yerine getirecek sistemlere sahip olmak gerekiyor. Bölgesel harekat merkezlerinin oluşturulmasının da önemi bulunuyor. Bölgesel ve yerel unsurların birbirlerine bağlanacağı bir komuta kontrol katmanı da oluşturulmalıdır. Sabit ve dağıtım sitemlerinin güvenliğini de atlamamamız gerekiyor. Sınır güvenliği ile bunları ayrı tutamayız. Bu hatları düşündüğümüzde siber güvenlik devreye girmekte. Hem tesislerin hem de aktarma hatlarının güvenliğini riske atan tehditlerin en büyüğü siber tehditler. Boru hatlarına en büyük zararı veren tehditler hırsızlık ve sabotaj olarak ortaya çıkmakta."

"Neye ve kime komşuyuz?"

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Murat Yeşiltaş da sınır güvenliği meselesinin artık kavramsal olarak değiştiğini belirterek, "Küresel ölçekte yaşadığımız dönüşüm ve değişim sınır güvenliği anlayışını değiştiriyor. Her ülkenin tehditleri farklı olduğu için sınır güvenliğinin anlamı da ülkeden ülkeye farklılaşıyor" diye konuştu.

Gelinen noktada bir ülke için geçerli modeli transfer etmenin de çok işe yaramayabileceğini ifade eden Yeşiltaş, şunları kaydetti:

"11 Eylül sınır güvenliğini çok mikro hale getirdi. Sınır güvenliği, insanı bir noktadan başka bir noktaya ulaşmaması için uygulanan bir sisteme dönüştü. Sınır güvenliği parametreleri değişti. Devletler çok akışkan bir tehdit meselesiyle karşı karşıya olduklarını gördüler. Artık Arap Baharı'nın ortaya çıkardığı bambaşka bir tehdit yelpazesiyle karşı karşıyayız. Terörün aldığı form, onun hızlı hareket etme kabiliyeti artık net olarak görülüyor. Bu çok asimetrik bir tehdit. Standart devlet kurumsallaşmasıyla baş edilemeyecek bir tehdit. Suriye krizi de Türkiye'nin Ortadoğu sınırını birdenbire istikrarsızlaştıran bir durum ortaya çıkardı. Neye ve kime komşuyuz? Güvenliğimizi nerede başlatacağız? Bir ön hat meselesi mi Türkiye için daha önemli olacak? Klasik sınır tanımının ötesine geçmemiz lazım. Tehdidin doğası hızla değişiyor ve aktörler de değişiyor. Bu tehditlere karşı siyaset oluşturulması ve uygulanması devlet olarak çok zorlaşıyor."

"Yerli çözümler gerekiyor"

ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı Suat Bengür ise sınır güvenliğindeki yeni tehditlere kurum ve teknolojik olarak hazır olunması gerektiğini vurguladı. Güvenliğin mahrem bir konu olduğuna işaret eden Bengür, şöyle konuştu:

"Bu nedenle güvenlik sorununun ülke içinde yerli olarak çözülmesi gerekiyor. İhtiyaç makamı ve tedarik makamı ile çok koordineli bir takım çalışması gerekiyor. ASELSAN olarak bunlara çok hazır olduğumuzu görüyoruz. Türkiye'nin sorunları Türkiye'ye özel. Bulunduğumuz coğrafya sürekli yeni fikirler ve çözümler üretmemizi gerektiriyor. Türkiye'deki sınırlarındaki tehdit çeşitliliği başka hiçbir yerde yok. Bu kadar çok tehdide teknolojik olarak hazırlıklı olmamız gerekiyor. Tüm bu çeşitli tehditleri önlemek için entegre bir güvenlik sistemini üretecek kabiliyetimiz var."

3 kurum arasında işbirliği

Panelin sonunda SSM, SETA ve STM, birikim ve tecrübelerini bir araya getirmek, Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölge içerisinde bilimsel ve entelektüel bir ağırlık merkezi oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak için bir işbirliği protokolü imzaladılar.

Protokol doğrultusunda, ulusal ve bölgesel savunma ve güvenlik stratejileri, savunma sanayisine yönelik sanayi politikaları, sanayileşme altyapısı ve yerlileştirme politikaları, Ar-Ge ve teknoloji yönetimi stratejisi, tedarik yönetimi stratejisi konusunda ortak çalışmalar yürütülecek.

Kaynak: AA

Son Dakika Ekonomi Karakol ve Sınır Güvenliği Paneli - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement