Kuzey Kıbrıs'ta Psiko-Sosyal ve Dini Hayat Üzerine Araştırma - Son Dakika
Yerel

Kuzey Kıbrıs'ta Psiko-Sosyal ve Dini Hayat Üzerine Araştırma

Kurbani Geyik - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Psiko-sosyal ve Dini Hayat Üzerine Yapılan Bir Araştırmada Dikkat Çekici Sonuçlar Ortaya Çıktı.

26.03.2011 11:26

Kurbani Geyik - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde psiko-sosyal ve dini hayat üzerine yapılan bir araştırmada dikkat çekici sonuçlar ortaya çıktı.

Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Karaca, Lefkoşe, Girne, Magosa, Güzelyurt ve Lefke başta olmak üzere adanın kuzeyinin birçok yerinde, anket ve yüz yüze görüşme yöntemiyle psiko-sosyal ve dini hayatla ilgili yaptığı araştırmada ilginç bulgular elde etti.

Dini hayatın bilgi ve davranış boyutu, dinin orjinalinde olmayan bazı inanış ve davranışlar (bidat ve hurafeler), bireysel ve sosyal yabancılaşma konularında ölçeklerin kullanılarak yürütülen araştırma için yapılan ankete, yaşları 12-75 arasında değişen, yaş ortalaması 29 olan toplam bin 350 kişi katıldı.

Karaca, araştırma sonuçlarıyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 4 bin kişiye anket formu dağıttıklarını, bin 350 kişinin kendilerine geri dönüş yaptığını söyledi.

Kimlik referansı olarak ankete katılanların, yüzde 48.9'unun Türk, yüzde 15'inin Kıbrıslı Türk, yüzde 16.8'inin Müslüman, yüzde 11'inin Osmanlı ve yüzde 7'sinin ise kendisini dünya vatandaşı olarak tanımladığına dikkati çeken Karaca, kendisini Osmanlı olarak tanımlayanlarda dini inanç boyutunda yüksek sayılabilecek skorlar ortaya çıktığını belirtti.

-"KIBRIS HALKININ DİNİ BİLGİSİ TÜRKİYE'YE GÖRE ZAYIF"-

"Cuma namazını tek başına kılmak mümkündür", "Oruçlu kimse yalan söylerse orucu bozulur" gibi seçeneklerin yer aldığı ve doğru olup olmadığının işaretlenmesinin istendiği sorulara verilen cevapları değerlendirdiklerinde, ortalama puanın 10 üzerinden 5.73 olarak belirlendiğini kaydeden Karaca, Türkiye'deki bir araştırmada ise bu puanın 7.71 olarak tespit edildiğine dikkati çekti.

"Halkının dini bilgisi, Türkiye halkına göre yüzde 20 daha zayıf çıktı" diyen Prof. Dr. Karaca, dini bilgi boyutunun, kimlik referansına göre incelendiğinde ise çok daha dikkat çekici bulgulara ulaştıklarını kaydetti.

Dini bilgi skoru açısından en düşük grubu, 20-30 yıldan beri Kuzey Kıbrıs'ta yaşayanların oluşturduğuna işaret eden Karaca, "30 yıldan beri Kıbrıs'ta yaşayan, Kıbrıs yerlisi ya da Türkiye'den 30 yıl önce gidip orada yaşayanların dini bilgi düzeyleri diğerlerine oranla düşük. Bu gurubun dini bilgi skoru 10 üzerinden 4 olarak tespit edildi" dedi.

Karaca, dini davranış boyutuyla ilgili yapılan ölçümlerde de yine kendini Kıbrıs Türkü olarak görenlerin 24 puan üzerinden 11.12 puan alarak skoru en düşük olan kesim olduğunu tespit ettiklerini bildirdi.

Gençlerin ahlaki durumuyla ilgili bir soruya da 40 yaşının üzerinde olanların yüzde 83'ünün, kendi gençlik dönemlerine göre, Kıbrıslı gençlerin ahlaki bakımından daha kötü durumda olduğu yönünde görüş bildirdiğini belirten Karaca, evlilik öncesindeki cinsel ilişkiyi, ankete katılanların yüzde 33'ünün normal olarak algıladığını, yüzde 50'sinin ise evlilik öncesi cinsel ilişkiye karşı olduğunu tespit ettiğini ifade etti.

-KIBRIS SORUNU-

Ankette, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin kanaatleri de sorduklarını dile getiren Karaca, ankete katılanların yüzde 54'ünün çözüm için umutsuz olduğunun ortaya çıktığını, yüzde 17.6'sının ise umutlu olduğu yönünde görüş bildirdiğini belirterek, yüzde 17.1'inin çekimser, geri kalan yüzde 8.9'nun ise bu soruna ilgisiz olduğunun anlaşıldığını belirtti.

Kıbrıs sorununu çözümü için ankete katılanların yüzde 57'sinin katkıda bulunabileceğini, yüzde 25'inin ise kararsız olduğunu ve yüzde 7.6'sının ise katkı vermeyeceği yönünde görüş belirttiğini anlatan Karaca, "Kıbrıs sorununda olduğu gibi birçok konuda Kıbrıs halkında bir ayrışma var. Orada, Kıbrıs yerlisi, Türkiye Türkleri ve nüfus mübadelesi ile Güney Kıbrıs'tan gelen göçmenler olmak üzere bir ayrışma söz konusu. Bu kesimler arasında bir türlü kaynaşma sağlanamamış" diye konuştu.

-"İNGİLİZLER BİRİNCİ SINIF VATANDAŞ OLARAK GÖRÜLÜYOR"-

Karaca, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne giderek yüz yüze görüşmelerde bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"İngilizler hala orada birinci sınıf vatandaş olarak kabul ediliyor. İngiliz oraya geldiğinde bütün kapılar ona açıktır. Tatil yapmaya gelen çok fazla İngiliz var ve Türklerden kimsenin giremediği İngiliz köyleri var, orada. İkinci sınıf vatandaş ise Kuzey Kıbrıslılardır. Mübadeleden sonra adanın güneyinden gelen Kıbrıslı Türkler ise üçüncü sınıf olarak görülürken, dördüncü sınıf ise Türkiye'den 1974 sonrası gidenler. Oradakilerin algısı bu. Özellikle bizim Türkiye'den gidenlerin algısı bu. İnsanlar arasında güçlü sosyal ilişkiler yok. Eski kuşak yerli Kıbrıslılar buradan gidenlere daha sıcak bakıyor. Savaş yıllarını yaşamış olanların Türkiye'nin ne öneme sahip olduğunu daha iyi algılayabiliyorlar ama o yılları yaşamamış, yeni yetişen gençlik var orada. Onlar farklı düşünüyor, daha seküler, daha faydacı bakıyorlar olaya ve buradan giden Türklerin orada kendi ekmeklerine ortak olduğunu düşünüyor. Kıbrıs'ı bekleyen en büyük tehlike bence bu. Kıbrıs halkı arasında kaynaşma yok. Bu böyle giderse orada uzun vadede daha büyük çözülmeler olur."

-"DİN EĞİTİMİ İŞİ KIBRIS'TA İHMAL EDİLMİŞ"-

Karaca, Kıbrıs halkı arasında olduğu gibi Kıbrıs'ın Türkiye'ye olan algısında da bir yabancılaşma söz konusu olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kıbrıs'ta dini hayatta büyük bir boşluk ve ihmalkarlık var. Bugün Türkiye ile Kıbrıs toplumları arasında geçmişteki güçlü bağların giderek zayıflıyor olmasının en önemli nedenlerinden biri Kıbrıs halkının dini hassasiyetinin giderek zayıflamasıdır. Çünkü doğru düzgün dini eğitim yok. Liselerde din dersleri var ancak, pedagojik formasyon almamış imamlar derse giriyor. Türkiye oraya her branştan öğretmen göndermiş ama din kültürü öğretmeni göndermemiş. İnsanlara din eğitimi verilmemiş. Kıbrıs'taki Türkiye'ye olan yabancılaşma hissinin önemli belirleyicilerinden biri dinin sosyal hayatta etkin olmamasıdır. Kıbrıs'ta ilahiyat fakültesi yok. Okullarda benim bu araştırmayı yaptığım döneme kadar, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği için kadro ihdası yoktu. Din eğitimi işi Kıbrıs'ta ihmal edilmiş."

Kıbrıs'ta bütünleştirici iki faktörün bulunduğunu, birisinin milliyet ötekisinin de din olabileceğini vurgulayan Karaca, sözlerini şöyle tamamladı:

"Milliyet şu anda yeterince iş görmüyor. Önemli bir kesim, kendini Kıbrıs Türkü olarak görüyor. Türkiye'ye 'defol' diye pankart açanlar oluyor. Bu olaylarda siyasi bir takım mülahazalar olabilir. Netice itibariyle böyle 'defol git' diyebiliyorlar. Türkiye Türkleri'nin onları kendinden görmesine karşılık kesinlikle onlar Türkiye Türklerini kendilerinden görmüyorlar. Bu özellikle genç jenerasyon arasında daha yaygındır. Ne yapılabilir, neler ihmal edilmişse o ihmal edilen şeylerde düzeltme yapmak lazım. Kıbrıs halkı dinden uzaklaşınca, aynı zamanda kültüründen ve Türkiye ile olan ortak değerlerinden de uzaklaşarak kendine yabancılaşıyor. Kendileri Türk, kendine yabancılaştığı zaman Türkiye'ye de yabancılaşıyor. Bu insanlara dini ve tarihlerinin, kültürlerinin öğretilmesi lazım, değerlerinin öğretilmesi lazım. Din burada önemli çimento vazifesi görebilir ama doğru bir şekilde öğretilmesi şartıyla."

- ERZURUM

Kaynak: AA

Son Dakika Yerel Kuzey Kıbrıs'ta Psiko-Sosyal ve Dini Hayat Üzerine Araştırma - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement