Gkry'nin AB Temsilcisi Korneliou'dan Türkiye ve Kıbrıs Değerlendirmesi

GKRY'nin AB Daimi Temsilcisi Kornelius Korneliou " Türkiye'nin AB üyesi olması yalnızca Kıbrıs'ın değil tüm AB'nin çıkarınadır" dedi.

Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Avrupa Politikalar Merkezi'nde (EPC) düzenlenen toplantıda konuşan GKRY'nin AB Daimi Temsilcisi Kornelius Korneliou, AB dönem başkanlığı öncesi önceliklerini açıkladı ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Türkiye ve Kıbrıs meselesi konusunda açıklamalarda bulunan Korneliou, adada artık bir çözüm bulunması gerektiğini ve bölünmüşlüğün bitmesi gerektiğini ifade ederek "AB üyeliği problemleri çözmüyor" dedi.

TÜRKİYE'NİN AB ÜYESİ OLMASI YALNIZCA KIBRIS'IN DEĞİL TÜM AB'NİN ÇIKARINADIR

GKRY'nin dönem başkanlığını üstlenmesinin Türkiye olan ilişkilere yansımayacağını belirten Temsilcisi Korneliou " Türkiye sözlerini yerine getirirse biz de yerine getireceğiz. Bu söylediğimi gerçekten kastederek söylüyorum. Bizim Türkiye ile olan ilişkilerimiz ve yaşadıklarımız dönem başkanlığı gündemimizin bir parçası olmayacak. Bizim dönem başkanlığımız ile hiçbir ilişkisi olmayacağını duyuran Türkiye tarafıdır. Ne yazık ki, bu politikaya Türkiye karar verdi. Ne var ki coğrafi koşullar değişmiyor. Türkiye, Avrupalı olursa bundan yararlı çıkacak olanlar esasında bizleriz ve bu sadece Kıbrıs'ın çıkarına değil tüm AB'nin çıkarınadır. Ancak oyunu kurallarına göre oynamalıyız" dedi.

GEÇMİŞTE SPESİFİK BİR PLANI REDDETMEK, ÇÖZÜMÜ İSTEMEMEK ANLAMINA GELMEZ

Kendisinin de göç etmek zorunda kalanlar arasında olduğunu ve Türk tarafında kaldığını anlatan ve Kıbrıslı Türklerin duygularını anlamakla birlikte Rumların da yaşadıkları trajedinin göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade ederek "Bu Kıbrıs'ın genel trajedisi, sadece biz AB üyesiyiz" diyen Korneliou, Annan Planı'nı reddeden tarafın kendileri olduğunu bildiğini ancak red kararı ardında o dönemde kendileri için geçerli sebepler olduğunu ileri sürdü.Çözümü istediklerini ve çözüm odaklı hareket ettiklerini ifade eden Korneliou, geçmişte spesifik bir planı reddetmenin çözümü istemedikleri anlamına gelmeyeceğini kaydetti. İlerlemenin mümkün olduğunu dile getiren Korneliou buna örnek olarak 2003'ten bu yana Yeşil hatta yapılan 12 milyon geçişi ve bu geçişlerde hiçbir sıkıntı yaşanmamasını gösterdi.

VERİLMİŞ OLAN TEK SÖZ KIBRISLI TÜRKLERE AB'YE YAKINLAŞMALARI İÇİN YARDIM ETME SÖZÜDÜR

Bir gazetecinin; referandum sürecinde sözü verilen fakat Türk tarafı plana 'evet' demiş olmasına rağmen hala Avrupa Parlamentosu'nda onayı bekletilen 'Direk Ticaret Antlaşması'yla ilgili sorusuna ise Korneliou "Üzgünüm ancak bunun bir söz olduğuna katılmıyorum. Ortada verilmiş böyle bir söz yok. Avrupa Komisyonu'nca yapılmış bir öneri var ve verilmiş olan tek söz Kıbrıslı Türklere AB'ye yakınlaşmaları için yardım etme sözüdür ve bu doğrudan ticaret yoluyla değildir. Bu konuda Konsey ve Parlamento'nun da hukuki düşünceleri Komisyon'unkiyle ters düşmektedir" dedi.

Türkiye'nin bölgede yaşanan belli çatışma ve uyuşmazlıklardaki arabulucu ve yol gösterici rolünün tüm AB tarafından önemli bulunduğuna dikkat çeken Korneliou, yine de bu rolün Türkiye'nin bir aday olarak yapması gerekenleri yapmaması veya AB prensiplerini uygulamaması için bir bahane ya da ayrıcalık oluşturmadığını belirtti.

SİRTAKİ DEĞİL TANGO YAPMAK İSTİYORUZ

Vize muafiyeti konusunda da düşüncelerini aktaran Temsilcisi Korneliou "Tango yapmak için iki taraf gerekir ve anlıyorum ki her iki tarafta da bazı çekinceler var. Ancak biz elbette bu konuda ilerleme için yol bulmak adına gerekli tartışmaları yapmaya istekliyiz" dedi.

Bunun üzerine "Bu konudaki tangoyu aslında tek taraflı da yapabilir ve meseleyi halledebilirsiniz sadece biraz garip görünür o kadar" diyen EPC Başkanı'na Korneliou "Evet, haklısınız tek başımıza da dans edebiliriz ancak o zaman tango olmaz, Sirtaki yapmış oluruz, bu konuda iki kişilik tangoyu tercih ediyoruz" dedi.

ADADAKİ KAYNAKLARIN İKİ TOPLUMU BİRLEŞTİRMESİ İÇİN KULLANILMASINI İSTERİZ

Son olarak Akdeniz'de rezerv aramaları ile ilgili soruları yanıtlayan Korneliou, kaynakları kesinlikle negatif sonuçlar doğuracak anlamda istismar etmediklerinin ve uluslararası hukuka uygun davrandıklarının altını çizerek, "Biz bu kaynakların adadaki iki toplumu birleştirmek için kullanılmasını çok isteriz" dedi. - BRÜKSEL