Geçen yıl yazdığım yazımı önemli ilavelerle bu yıl da tekrarlıyorum.
Yaptığı iletişim stratejileriyle doğru öğrenci profiline ulaşabilen; onlara, doğru bir gelecek sunan ve bunu onlara çok iyi anlatabilen vakıf üniversitelerimiz yine çok az sayıda… Öğrencilerin kararsızlığı bu durumun en önemli sebeplerinden… Karar verip, bir üniversiteye kayıt yaptırmış olsa bile çoğu öğrenci okul hayatı boyunca seçtiği bölümün doğru olup olmayacağından emin olamadan okulu ya bitirecek ya da bırakıp başka bir bölüme geçecek. veya mezun olduktan sonra mutsuz ama neden mutsuz olduğunu bilmeden hayatına devam edecek. Ortaya çıkan iletişim karmaşasını; seçtiği bölümü değiştirenlerden, üniversitelerin verdiği mezunlardan ve onları tercih eden ya da etmeyen işletmelerden, mezun oldukları bölümle ilgili işi yapıp yapmadıklarından anlamak hiç de zor olmasa gerek. Yanlış iletişim insan hayatı için büyük bir tehlike... Bu gerçeği kabul etmeliyiz.
Aylardır kitlesel ve yerel iletişim kanallarını kullanarak öğrencilerle konuşmaya ve onları üniversitelerinden bir bölüm seçmeye ikna etmeye çalışan vakıf üniversitelerinin reklam stratejilerinde yine büyük karmaşa var. Net ifadeler yok. Öğrencilerin doğru ve kendi becerilerine uygun üniversite ve bölümler konusunda karar vermelerine yardımcı olacak içerik ve çekicilik ise çok üzücü ama geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yok denecek kadar az…
Reklam dilinde bu duruma "yaratıcı strateji ve mesaj stratejisi" diyoruz, ama anlayana...
Mesaj, marka "üniversite" üzerine mi odaklanacak? Mesaj, müşteri "öğrenci" imajı ya da yaşam biçiminin üzerine mi odaklanacak? Bilinmezler çok.
Markalaşma sürecinde rüştünü ispat etmiş üniversiteler ürün çeşitliliklerini, "fakülte ve bölümlerini" anlatsalar, pazarlasalar daha iyi olmaz mı?
Üniversiteler Ne Diyor?
Üniversiteler genelde; kitlesel iletişim araçları içerisinden gazete-dergi ilanı, banner ve açık hava tercih edip, çok fazla şeyi aynı anda anlatmaya çalışıyorlar. Bu da birçok şeyin havada kalmasına neden oluyor.
Bazı durumlarda hali hazırda kararını kendi üniversiteleri için vermiş olan bir müşteri "öğrenciyi" hatalı iletişimden dolayı haberleri dahi olmadan kaybedebiliyorlar. Bu konuda yapılan araştırmalar durumu açıkça ifade ediyor.
Kimi üniversite "bana gel, burs vereyim" diyor, kimisi "hem burs hem yurt" diyor, kimi ise ne söylüyor ne söylemiyor belli değil.
Edindiğimiz bilgilere göre öğrencilerin hem puan hesaplamalarındaki bilmeceden hem de üniversitelerin aynı anda "bana gel" demelerinden kafaları oldukça karışık durumda. Bu pırıl pırıl gençlerin, hayatlarını kurgulayacakları en önemli zamanda, üniversitelerin onlara daha çok yardımcı olmaları gerektiği bu dönemde kafalarını daha da karıştırarak işlerini daha da zorlaştırdıkları sonucu ortaya çıkıyor.
Öğrenciler Ne Bekliyor?
Duygusal ve bilgisel reklam içeriği olduğu sürece öğrenci kendini daha rahat hissediyor. Sürece daha rahat dahil olup kaosa sürüklenmeden istediği bölüm ve üniversite hakkında keyifle tercih yapabilmeyi ve kendisi için geleceği ile ilgili en doğru kararı verebilmeyi istiyor.
Belki de YÖK, üniversitelerden her yıl belirli bir iletişim fonu almalı ve üniversitelerin iletişimlerini başlatmadan önce jenerik bir iletişim yoluyla tüm öğrencileri fakülte ve bölümler hakkında detaylıca bilgilendirmeli. Neden olmasın?
Merak ediyorum; üniversite ziyaretlerine giden öğrenci adaylarına, kendilerine en uygun mesleği, gelişmiş mesleki eğitim testleriyle bulabileceklerini anlatan bir üniversite var mı?
Özetin özeti; bana göre, bu yıl da kontenjan ve yüksek puanlı öğrenci konusunda üniversitelerin çoğu sükutu hayale uğrayacak.
Kaan Uskanlı
Son Dakika › Eğitim › 'Üniversite Sektöründe Neler Oluyor?' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?