5. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi

Danimarka'nın Ankara Büyükelçisi Svend Olling, rüzgar enerjisinin ülkeleri için oldukça önemli olduğunu belirterek, Danimarka'nın rüzgar deneyimini Türkiye ile paylaşmaya devam edeceklerini söyledi.

5. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi'nde Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut'un moderatörlüğünde "Türkiye Rüzgar Enerjisi Sektöründe Yabancı Yatırım" başlıklı panel gerçekleştirildi.

Panelde konuşan Danimarka'nın Ankara Büyükelçisi Svend Olling, ülkesinde geçen yıl yüzde 45 oranında elektrik üretiminin rüzgar tarafından karşılandığını belirterek, 2050 yılında tamamen fosil kaynaklardan arındırılmış bir enerji politikası izleyecek ülkelerden ilki olduklarını söyledi.

Fosil kaynaklardan arındırılmış bir enerji politikasında, rüzgar enerjisinin Danimarka için oldukça önemli olduğuna dikkati çeken Olling, kara ve denizde kurulan rüzgar santralleri maliyetlerinin her geçen gün azaldığını ifade etti.

Danimarka'da 2016 yılındaki maliyetlerin geçen yılın üçte biri oranında düşüş gösterdiğini kaydeden Olling, benzer eğilimin global rüzgar sektöründe de gözlendiğini aktardı.

Türkiye'nin potansiyelinin oldukça büyük olduğunu vurgulayan Olling, Danimarka'nın rüzgar deneyimini Türkiye ile paylaşmaya devam edeceklerini kaydetti.

"Yatırım için geldik, devam edeceğiz"

Almanya merkezli Innogy Türkiye Genel Müdürü Gültekin Eranıl da Türkiye'de güçlü bir ekonominin olduğunu ve bu yüzden yatırımlarını başlattıklarını anlattı.

Eranıl, Türkiye Elektrik İletim AŞ'nin de yeni rüzgar yatırımları için altyapısını geliştirmeye başladığını ve bu anlamda rüzgar potansiyeli olan bölgelerde iyileştirme çalışmaları yaptığını aktardı.

Türkiye'nin diğer pazarlar için de köprü konumunda bulunduğuna işaret eden Eranıl, "Türkiye'ye yatırım için geldik ve yapmaya da devam edeceğiz." dedi.

"Dağıtım, yönetim ve üretim merkezi"

Amerika menşeli rüzgar türbin kanadı üreticisi TPI Kompozit Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi (EMEA) Mali İşler Müdürü Gökhan Serdar ise Türkiye'nin kendileri için üretim, yönetim ve dağıtım merkezi olduğunu ve sorumluluğundaki bölgeye ilişkin faaliyetlerini Türkiye'den sürdürdüklerini anlattı.

Serdar, Türkiye'nin yenilenebilir enerji hedeflerinin Türkiye'de güçlü bir iç pazar olduğunu gösterdiğini ve bunun her yabancı yatırımcı için olduğu gibi kendileri için de güçlü bir faktör olduğunu dile getirdi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının açıkladığı Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları'nın (YEKA) da pazarı güçlendireceğini belirten Serdar, "Rüzgar sektöründe ekipman üretiminin öncelikli yatırım statüsü kazanması yatırımcıyı çekmek için önemli bir gelişme. Türkiye, aynı zamanda nitelikli çalışan imkanı da sunuyor. Coğrafi avantajı da söz konusu. Sektör gelişime çok açık ve Türkiye'de Ar-Ge'nin desteklenmesine önem veriyoruz. Türkiye'de Ar-Ge'nin olması gerektiğine inanıyoruz. Devletin desteklediği olumlu yatırım ortamına sahibiz." şeklinde konuştu.

"Yenilenebilire odaklanacağız"

Enerjisa Üst Düzey Yöneticisi (CEO) Kıvanç Zaimler ise Türkiye'de enerji sektörünün 2002'den beri serbestleşmeye doğru gittiğini ve serbestleşme ile rekabetin de başladığını ifade etti.

"Pazar koşullarına bağlı olarak rekabetin oluştuğu, tüketiciye yansıdığı ve kamunun düzenleyici olduğu bir dünya hayalimiz var." diyen Zaimler, Türkiye'nin fırsatlar ülkesi olduğunu ve üretim tarafında büyük fırsatlar bulunduğunu belirtti.

Zaimler, üretimdeki fırsatları değerlendirirken iklimi de gözetmek gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Bu yüzden yenilenebilirde enerjinin bütün kaynakları çok önemli. Sabancı ve E.ON ortaklığındaki Enerjisa ile kimseye güvenmeden, sadece pazarın serbestleşeceğine, Türkiye'de hayat standardının ve tüketimin artacağına güvenerek 11 milyar dolar civarında parayı yatırmış durumdayız. Bugün geldiğimiz noktada 13 milyar lira borç yönetiyoruz. Termik santrallerle ilgili risklerimiz var, onları yönetip daha karlı hale getirmemiz lazım. Dağıtım ve perakende de öngörülebilirlik daha yüksek ama onları da iyi yönetmemiz lazım. 12 milyar liralık cirosu olan bir şirket olarak yenilenebilirde büyümeye odaklanacağız. Sektördeki riskleri yönetirken farklı kaynakları da yönetmek gerekiyor."