Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, dünyadaki bir takım güç odaklarının, Türkiye'nin daha fazla güçlenmesini ve çevredeki hadiselere aktif bir şekilde müdahil olmasını istemediğini belirterek, "Türkiye artık belli bir seviyeye gelmiş bir ülke. Halkımız, dünyada ve bölgede ne olup bittiğini gayet iyi takip ediyor. Dolayısıyla artık bu terörün ülkeyi yönlendirme ve dizayn etme çabalarının hiçbir şekilde sonuç vermeyeceğine inanıyorum" dedi.
Yılmaz, TRT Haber'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Ankara'daki terör saldırısına ilişkin soru üzerine Yılmaz, saldırıda hayatını kaybeden bütün vatandaşlara rahmet, yaralılara şifa diledi.
Yılmaz, terör hadiselerinin insanlık dışı olaylar olduğunun bir kez daha görüldüğünü vurgulayarak, "Bu vesileyle kim yaparsa yapsın, kime karşı yaparsa yapsın, hangi gerekçeyle meşrulaştırmaya çalışırsa çalışsın, bütün terör hadiselerini lanetlediğimi bir kez daha belirtmek istiyorum. Bunların hem toplumumuz için önemli insani maliyetleri var, hem de bütün toplumun huzurunu ve istikrarını bozuyor. Bunlara karşı yapmamız gereken en önemli şey; birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi daha da güçlendirmek" diye konuştu.
Terör eylemlerini yapanların amacının, bu ülkenin huzurunu ve istikrarını bozmak olduğunu belirten Yılmaz, bunun farkına vararak terör karşısında dimdik ve birlik içinde durulması gerektiğini söyledi.
Yılmaz, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun teröre karşı ortak tepki çağrısını çok önemsediğini aktararak, şunları kaydetti:
"Maalesef bazı partiler bu konuda tabiri caizse sınıfı geçemedi. Böyle bir hadise karşısında bile siyaseti, parti siyasetini bir tarafa bırakıp, birlik ve beraberlik içinde bir tepki ortaya koyamadı. Bazı partilerin ise hemen bu hadiseden sonra, adeta bu acı hadiseyi siyasi ranta dönüştürme çabalarına şahit olduk. Bunlar da bana göre, acı hadiselerdir. Türkiye'de siyasetin artık bunları aşması gerek. Bu tür hadiselerde sen-ben kavgasına girmememiz gerekiyor. Bazı partiler çıkıp, devleti ve hükümeti suçlayıcı son derece sorumsuz açıklamalar yaptı. Bütün bunlar aslında bu terör eylemini yapanlara zımni bir şekilde destek olmak anlamına geliyor. Bunları cesaretlendirmek anlamına geliyor.
Farklı siyasi görüşlerimiz olabilir. Birçok konuda farklı düşünüyor olabiliriz ama bu tür hadiselerde o farklılıklarımızı bir kenara bırakmalı ve terörün karşısında bütün bir millet, siyaset kurumu, sivil toplum, medya ve akademik dünya olarak birlik ve beraberlik içinde durabilmeliyiz. Bunu yaptığımız andan itibaren, inanın ki terör eylemlerine güç veren arkadaki odaklar 'Artık bu toplumu terörle, şiddetle yönlendiremiyoruz. Bu toplumu terörü kullanarak birbirine düşüremiyoruz' deyip belki de bu terör hadiselerinden vazgeçecek."
- "Türkiye'yi kendilerince dizayn etme çabası görüyorum"
Başbakan Yardımcısı Yılmaz, Orta Doğu başta olmak üzere çevre ve bölgede önemli değişimlerin olduğu bir dönemden geçildiğini belirterek, "Dünyadaki bir takım güç odakları, Türkiye'nin daha fazla güçlenmesini ve etrafımızda olup biten bu hadiselere aktif bir şekilde müdahil olmasını istemiyor. Türkiye'yi kendi içine kapatmak istiyorlar. Türkiye iç meselelerle uğraşsın, kendi içinde kavga etsin ve kafasını kaldırıp etrafında ne oluyor diye bakmasın istiyorlar. Halbuki bu yaşanan hadiseler bizim kaderimizle, Türkiye'nin geleceğiyle ilgili. Dolayısıyla bizim kendi içimizde bu kavgalara hiçbir şekilde prim vermeden birliğimizi sağlayarak dünyaya, çevremize bakmamız lazım" ifadelerini kullandı.
Diğer taraftan bu hadiselere bakıldığında, Türkiye'yi kendilerince dizayn etme çabası gördüğünü dile getiren Yılmaz, şunları ifade etti:
"Seçime doğru giderken, 'Birilerinin Türkiye'yi dizayn etme çabası var' diye düşünüyorum. Bu da vatandaşımızın iradesi üzerine aslında birilerinin ipotek koymaya çalıştığını gösterir. Ancak bunlar ne yaparsa yapsınlar, Türkiye artık belli bir seviyeye gelmiş bir ülke. Halkımız, dünyada ve bölgede ne olup bittiğini gayet iyi takip ediyor. Küçük çocuklar bile internetten, TV'den, çeşitli kanallardan olayları takip ediyor. Dolayısıyla artık bu terörün ülkeyi yönlendirme ve dizayn etme çabalarının hiçbir şekilde sonuç vermeyeceğine inanıyorum. Tam tersine, vatandaşımız bunun arkasındaki niyetleri gayet iyi okuyacaktır ve onlar neyi yaptırmak istiyorlarsa inanıyorum ki vatandaşımız tavrını net bir şekilde koyacaktır."
"Terör hadiseleri en fazla bölgede yaşayan gençlere zarar veriyor"
Vatandaşın söz konusu terör saldırıları karşısında çok üzüldüğünü dile getiren Yılmaz, en büyük zararı da bölgede yaşayan insanların gördüğünü kaydetti.
Yılmaz, terör olaylarının insanların yaşam kalitesini düşürdüğünü belirterek, aynı zamanda ekonomiye de darbe vurduğunu, iş ve yatırım ortamını kötüleştirdiğini ifade etti.
Tüm boyutlarıyla terörün, büyük bir zarar olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bölgeye nitelikli eleman gelmiyor. Medyada bu imaj yerleşince bölgeye doktor, öğretmen, mühendis, nitelikli eleman gelmesinde ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bu da yine burada yaşayan topluma hizmetin kalitesini düşürüyor. Bu bölgede nüfusumuz diğer bölgelere göre daha genç ve bizim bu gençlerimize daha iyi bir gelecek hazırlamamız gerek. Terör hadiseleri de en fazla bu bölgede yaşayan gençlerimize zarar veriyor. Onların iş imkanlarını, onların hayata daha iyi hazırlanma ortamlarını bozuyor. Terör demokrasinin de özgürlüklerin de kalkınmanın da düşmanıdır" ifadelerini kullandı.
Hükümet olarak bölgeye büyük önem verdiklerini ve havalimanı, üniversite, yol, okul ve hastane gibi ne gerekiyorsa yaptıklarını anlatan Yılmaz, geçmişin ihmallerini de ortadan kaldıracak şekilde büyük bir hamle başlattıklarını kaydetti.
Diğer taraftan bölgeye özel sektörün yatırım yapması için önemli teşvikler sağladıklarını anımsatan Yılmaz, huzurun nispeten düzeldiği dönemlerde de yatırımlarda ciddi bir canlanma gördüklerini söyledi.
Yılmaz, bölgeyi "nadasa bırakılmış bir tarla" şeklinde nitelendirerek, şöyle devam etti:
"Bu bölge bereketli bir toprak, büyük bir potansiyel var ama bir türlü bu terör ve güvenlik ortamı nedeniyle bu potansiyel tam anlamıyla harekete geçmiyor. Biz bunun çabası içindeyiz. İnşallah bunları toplumumuzun da desteğiyle aşacağız. Bir taraftan kararlı bir şekilde terörle mücadele edeceğiz, kamu düzenini ve emniyeti daha da pekiştireceğiz. Diğer taraftan da demokratikleşme ve kalkınmaya devam edeceğiz. Hak ve özgürlüklerimizi artıracağız. Terör ne yaparsa yapsın, biz bu yoldan dönmeyeceğiz. Çünkü terörün amacı, bu demokratikleşmeyi engellemek, insanların içe kapanmasını sağlamak, kutuplaştırmak, kalkınmaya darbe vurmak, yoksulluğu ve işsizliği artırmak. Terör ne yapmaya çalışıyorsa, biz tersini yapacağız. 'Daha fazla kalkınma, demokrasi ve kardeşlik' diyeceğiz."
"Böyle bir ortamda istikrarlı ve güçlü bir hükümetin çok kritik önemi var"
Yılmaz, AK Parti'nin 13 yıl boyunca ülkeyi yönettiğini, bu süre boyunca da çok önemli mesafeler alındığını ifade etti.
Bu dönemde Türkiye'nin demokraside sınıf atladığını, vesayetçi bir demokrasiden, normal bir demokrasiye dönüştüğünü vurgulayan Yılmaz, kalkınma, sosyal, hizmet ve altyapı alanlarında da önemli atılımlar gerçekleştirildiğini anlattı.
Türkiye'nin dış dünyada da daha itibarlı ve etkili bir ülke haline geldiğine dikkati çeken Yılmaz, bütün bunların altında istikrarlı, kararlı ve halktan aldığı güçle siyasi irade oluşturan bir yönetimin bulunduğunu söyledi.
Yılmaz, geçmişte Türkiye'de çok parçalı yönetim yapıları nedeniyle bu başarıların elde edilemediğini dile getirerek, "Biz 2023 perspektifinde bu başarıların devam etmesini istiyoruz. Özellikle içinden geçtiğimiz dönemde istikrar eskisinden de önemli hale gelmiş bulunuyor. Güçlü ve istikrarlı bir hükümetin çok önemli olduğunu düşünüyoruz ama elbette ki nihai karar halkımızındır. Halkımız hangi kararı verirse bize ancak saygı duymak düşer" diye konuştu.
"Türkiye yeni bir hamle yaparak yoluna devam edecek"
Başbakan Yardımcısı Yılmaz, 7 Haziran'dan bugüne kendilerini önemli bir şekilde muhasebeden geçirdiklerini aktararak, bunun da aday belirlemelerinden seçim beyannamelerine kadar birçok hususa yansıdığını kaydetti.
Yılmaz, 1 Kasım'dan sonra uygulamalarla da bunu pekiştireceklerini vurgulayarak, "Türkiye yeni bir hamle yaparak yoluna devam edecek" dedi.
AK Parti'nin seçim vaatlerine yönelik vatandaşların tepkisinin nasıl olduğunun sorulması üzerine ise Yılmaz, "Şu çok enteresan, belli bir yaşın üzerindeki, 70'li yaşlarındaki vatandaşlarla konuştuğumuzda hep şunu duydum ve çok da memnun oldum doğrusu: 'Ben bu yaşıma kadar çok hükümet gördüm ama bu hükümet kadar hiçbiri bize hizmet etmedi' diyorlar. Yeni gençlerde belki bu kadar farkındalık yok. Çünkü gençlerimiz geçmişi bilmiyor, bugünkü standartlarda bakıyorlar. Onlar da haklı, tabii ki kendi yaşları itibarıyla bugünkü standartlar içinde bakmak durumunda."
Bütün bunları dikkate alarak son derece iyi bir seçim beyannamesi hazırladıklarına işaret eden Yılmaz, bütün sosyal kesimlere, sosyo-ekonomik gruplara dönük önemli vaatlerde bulunduklarını ve özellikle gençleri daha fazla vurguladıklarını dile getirdi.
(Sürecek)
Son Dakika › Ekonomi › Başbakan Yardımcısı Yılmaz: (1) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?