Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Türkiye ekonomisinin temelleri sağlam. Hem Türkiye'deki hem de uluslararası piyasalardaki oyuncuların bunun farkında olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde de küresel düzeyde Türkiye'ye olan güven devam edecektir" dedi
Zeybekci, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve ICC Türkiye ev sahipliğinde gerçekleştirilen Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye panelinde yaptığı konuşmada, küresel ekonominin, bir geçiş süreci içinde bulunduğunu belirterek, dünyanın en yoğun şekilde 2009 yılında hissedilen küresel krizin etkilerinden çıkmak ile ilgili olumlu belirtiler gösterdiğini kaydetti.
ABD Merkez Bankası'nın 2008 yılından beri uygulamakta olduğu 85 milyar dolarlık tahvil alımlarını azaltma ve sonlandırma sürecine başlamasının son derece önemli olduğunu ifade eden Bakan Zeybekci, şunları söyledi:
"Bu bir dönemin sonudur. Hatırlarsanız 2008'de ABD'de başlayan ve Avrupa'da devam eden finansal krizle gelişmiş ülkelerin Merkez Bankaları piyasaya para pompalamaya başlamıştı. Bu para bolluğu döneminde gelişmiş ülkelerdeki aşırı düşük faiz oranlarının da etkisiyle sermaye, güvenli gelişmekte olan ülkelere aktı. Gelişmekte olan ülkeler için ciddi finansman olanakları doğdu. Türkiye de bu durumu iyi değerlendiren ülkeler arasında yer aldı önemli ekonomik büyüme oranları elde etti. Şimdi küresel ekonomi için yeni bir döneme giriyoruz. Dünyada hala rezerv para niteliğini koruyan doların bolluğu yeni dönemde olmayacak. Sermayenin giderek artan oranda gelişmiş ülkelere daha fazla akmasını bekleyebiliriz. Hatta sürecin sonunda ABD ekonomisindeki gelişmelere göre ABD tarafında bir faiz artırımı dahi gelebilir. Bütün bunlar esasında beklenen süreçlerdir. Bugün bu yeni duruma ilişkin gelişmekte olan piyasalarla ilgili kriz senaryoları üretenler var. Benim bu bunlara iştirak etmem mümkün değil."
Zeybekci, aşırı para bolluğunun esasen bir ekonomik kriz döneminin sonucu olduğunu vurgulayarak, "Bugün tersine bir toparlanma söz konusudur. Amerikan ekonomisinde toparlanmanın işaretleri zaten bir süredir görülüyor. ABD ekonomisi son 11 çeyrekte pozitif büyüme kaydetmiştir. ABD'nin yıllık büyümesi 2012'de yüzde 1,9 ve 2013'te yüzde 2,8 düzeyindedir" diye konuştu.
"2014 yılında Avro Bölgesi'nde pozitif büyüme görebiliriz"
Avrupa'da da ekonomik toparlanmanın işaretleri bulunduğunu aktaran Zeybekci, şöyle devam etti:
"2014 yılında Avro Bölgesi'nde pozitif büyüme görebiliriz diye düşünüyorum. Almanya ve Kuzey Avrupa ülkelerinde ise daha da iyi bir performans göstereceğini düşünüyoruz. Diğer taraftan, gelişmekte olan ekonomilerin dünyada rolünün arttığına tanık olunmaktadır. Satın alma gücü paritesine göre, gelişmekte olan ekonomilerin küresel ekonomi içindeki payı 2013'te ilk kez yüzde 50'yi aşmıştır. Bugün, dünya ekonomisinin ikinci ve üçüncü büyük ekonomileri Çin ve Hindistan'dır. Gelişmekte olan ekonomiler, dünya ekonomisinin büyümesine dinamizm kazandırmaya büyük ölçüde devam etmektedir. 2014 yılında, gelişmiş ekonomilerin yüzde 2,2, gelişmekte olan ekonomilerin yüzde 5,1 ve dünya ekonomisinin yüzde 3,7 büyümesi beklenmektedir. 2013'te yüzde 3 olan dünya ekonomisindeki artışın önümüzdeki yılda hız kazanmasını beklemekteyiz. Bu da Türkiye ekonomisi için olumlu bir gelişmedir."
Zeybekci, Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler açısından, küresel likiditenin azalmasının bu ülkeler için büyüme oranlarında aşağıya doğru bir riski içerdiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Şunu da unutmamalıyız; ABD ve AB'deki toparlanma ciddi fırsatlar da sunuyor. Gelişmekte olan ülkeler için, ucuz finansman yerine ticarete, ihracata odaklanarak küresel ekonominin motoru olan bu ülkelere daha fazla mal satmanın olanaklarını sunuyor. Türkiye için de tam olarak bu durum söz konusu. İçinde bulunduğumuz süreçte diğer tüm gelişmekte olan ülkeler gibi Türk lirası da bir değer kaybına uğradı. Kısa vadede ekonomik büyümede ılımlı bir yavaşlama söz konusu olsa da orta ve uzun vadede tekrar büyüme oranlarına ulaşacağız. Bu büyümenin dinamosu yeniden ihracat olacak. İç piyasada biraz daha 'Ayağını yorganına göre uzat' telkinlerinde bulunan Türkiye dış pazarlara odaklanacaktır. Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 hedeflerinin tutturulması da temel olarak ihracata dayalı büyüme ile mümkündür. Önümüzdeki süreçte bugüne kadarki edilgen ekonomi olmaktan, etken ekonomi olma yönünde güçlü adımlar atacağız. Daha çok ihracat, daha çok ihracat ile daha çok üretim, daha çok üretim ile daha çok istihdam ve daha çok istihdam ile Türkiye'nin toplam refahının artması mili kaynaklara bağlı bir büyüme yolunda güçlü adımlar atacağız."
Gelecek dönemin ihracatın niteliği konusunda da fırsatlar sunduğunu belirten Zeybekci, "Yüksek büyüme ile sürdürülebilir bir cari açığın, hatta dengeye doğru giden bir ödemeler dengesinin yollarını araştırıyoruz. Türkiye'de yüksek büyüme ve yüksek cari açığın bir arada yürüdüğü algısını kıracağız. Elbette, Türkiye'nin bir net hammadde ithalatçısı olduğu dikkate alındığında bu yönde bir dezavantajımız olduğu düşünülebilir ama ben bu dönemde ihracatımızda sadece nicelik değil nitelikte de bir sıçrama gerçekleştirerek, ihracatımızda ileri teknoloji ürünlerinin payını artırarak bunu başarabileceğine inanıyoruz" diye konuştu.
"Türkiye ekonomisinin temelleri sağlam"
Zeybekci, esasında ucuz paraya erişimin o kadar kolay olmadığı ve ihracata mecbur olunduğu bu yeni dönemin, Türkiye ekonomisinde yıllardır arzulanan ithalata aşırı bağımlı ekonomik büyüme sorununun da kalıcı olarak çözümü için uygun bir ortam oluşturacağına işaret ederek, "Türkiye ekonomisinin temelleri sağlam. Hem Türkiye'deki hem de uluslararası piyasalardaki oyuncuların bunun farkında olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde de küresel düzeyde Türkiye'ye olan güven devam edecektir" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin kurucu üyeleri arasında yer aldığı Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ), kuruluşundan bu yana küresel ticareti düzenleyen yegane mekanizma olduğunu belirten Zeybekci, DTÖ, Avrupa Birliği ile olan Gümrük Birliği yükümlülükleri ile birlikte ticaret politikalarının çerçevesini oluşturduğunu söyledi.
Çok taraflı ticaret müzakerelerinin son turunun Doha Kalkınma Gündemi Müzakereleri olduğunu anımsatan Bakan Zeybekci, şunları anlattı:
"Son dönemde yaşanan ekonomik krizlerin de etkisiyle yavaşlayan müzakereler için 2013 Aralık'taki Bali Konferansı bir dönüm noktası oldu. Bali'de çıkan kararlar ile ICC tarafından ortaya konulan Dünya Ticaret Gündemi (World Trade Agenda) önerilerinin büyük ölçüde örtüştüğünü memnuniyetle müşahede ettiğimi belirtmek isterim. Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması, En Az Gelişmiş Ülkelere vergisiz-kotasız pazara giriş imkanı tanınması ve ihracat desteklerinin kaldırılması gibi Bali'de gündeme gelen konular ICC'nin çalışmalarında da ortaya konulan önerilerden birkaçıdır. İş dünyasından böyle somut öneriler almak her zaman var olan sorunlara gerçek çözümler üretebilmemizi sağlamaktadır. Bugün, sadece Bali paketinin sonucunda uluslararası ticarette 1 trilyon dolarlık bir artış meydana gelmesinden bahsediliyor. Müzakereler yıllarca sürse de, sağlanan mutabakatın küresel etkisi çarpıcı. Bu nedenle henüz anlaşılamayan alanlarda hızla ilerlemek Türkiye dahil tüm ülkeler için kritik öneme sahip. 160 ülkeden oluşan büyük bir örgütte sesimizi duyurmak, oluşacak neticeleri bizzat şekillendirebilmek bizim için azami önem taşıyor. Müzakerelerin her ayağında, her aşamasında Bakanlık olarak katkımız büyük."
Zeybekci, gelişme yolundaki ülkelerin DTÖ'de artan ağırlıklarına değinerek, "Bu ülkeler halihazırda üye sayısının üçte ikisini oluşturuyor. Bu sayısal üstünlüğün yanı sıra dünya ekonomisinde artık büyük ülkelerin sözü koşulsuz şartsız geçmiyor. Başta Çin ve Hindistan olmak üzere gelişme yolundaki ülkelerin görüşmelerdeki ağırlıkları artıyor; ticari pazarlık kızışıyor. Şüphesiz ki Türkiye'nin müzakerelerdeki etkinliği, dünya ticareti ve ekonomisinde artan ağırlığına bağlı olarak giderek artıyor. Bu anlamda DTÖ, G-20 ve OECD gibi platformlarda adil bir uluslararası ticaret sistemi çağrılarımızı her fırsatta yineliyoruz" diye konuştu.
- İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye' Paneli - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?