Ekonomistler, Öncelikli Dönüşüm Programları Eylem Planı'nı Değerlendirdi

Odeabank Ekonomik Araştırmalar ve Stratejik Planlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Serkan Özcan, "Halihazırda Türkiye'ye dair ana önceliğin son bir buçuk senedir bozulan yatırımcı algısının onarılması olduğunu düşünüyor ve önümüzdeki haftalarda tamamı açıklandığında yol haritasının yurt içi ve yurt dışında da kredibilite bulacağına inanıyorum" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Öncelikli Dönüşüm Programları Eylem Planı'na ilişkin yaptığı açıklamaları değerlendiren Özcan, hükümetin, 2018 yılına kadar izleyeceği yol haritasının kalitatif ve kantitatif detaylarını içeren ilk bölümünü açıkladığını söyledi.

25 ana başlıktan oluşan eylem planlarının gelecek haftalarda açıklanacak makroekonomik ve insan odaklı konular ile tamamlanmış olacağını belirten Özcan, yol haritasını, Türkiye ekonomisinde arz yönlü politikalarla potansiyel büyümeyi destekleyecek, makroekonomik ve siyasi istikrarı güçlendirecek olması açısından oldukça olumlu bulduklarını kaydetti.

Özcan, beş yıl içinde sonuçlandırılması öngörülen planların, başarılı bir yönetimle kararlı bir şekilde hayata geçirilmesi durumunda sonuçların umulandan da iyi olabileceğini düşündüklerini dile getirerek, "Zira halihazırda Türkiye'ye dair ana önceliğin son bir buçuk senedir bozulan yatırımcı algısının onarılması olduğunu düşünüyor ve önümüzdeki haftalarda tamamı açıklandığında yol haritasının yurt içi ve yurt dışında da kredibilite bulacağına inanıyorum" dedi.

Eylem planlarına göre 2013 yılında yüzde 60'tan 2014'te yüzde 66'ya yükseldiği tahmin edilen ihracatın ithalatı karşılama oranının 2015 yılında yüzde 67'e 2018'de ise yüzde 70'e sınırlı bir şekilde yükseleceğinin öngörüldüğünü aktaran Özcan, küresel konjonktürde son dönemdeki gelişmelerin ardından, Türkiye'nin reform yapma konusunda daha fazla zaman kazandığı bir küresel ortama doğru ilerlediğini belirtti.

Özcan, bu çerçevede eylem planları hızla ve kararlı bir şekilde hayata geçirildiğinde, söz konusu mikro reformların umulandan da iyi sonuçlar verebileceğini ifade etti.

"Başbakan Ahmet Davutoğlu, göreve başladıktan sonra üç ay içerisinde yapısal reform eylem planını kamuoyu ile paylaştı"

Ziraat Yatırım Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz ise Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Japonya Başbakanı Shinzo Abe arasında benzerlikler olduğunun söylenebileceğin dile getirerek, şunları söyledi:

"Japonya'da Merkez Bankası enflasyon oluşturabilmek için para politikasını 2013 yılı başından beri etkin şekilde kullanmakta. Türkiye'de ise Merkez Bankası 2010 - 2011 döneminden beri Finansal İstikrar Komitesi ile birlikte hem klasik para politikası hem de makro ihtiyati yöntemlerle cari açığı çift hanelerden yüzde 5 oranına kadar düşürmeyi başardı. Japonya'da sıra Başbakan Abe'nin 'üçüncü ok' ile temsil edilen yapısal reformları uygulamaya geçirmesine geldi.

Benzer şekilde Türkiye'de de ödemeler dengesinin açık verir halden fazla verir hale getirebilmek, fiyat istikrarına destek sağlayabilmek ve potansiyel büyümeyi yüzde 5 trendinde tutabilmek için Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yapısal reformlara öncelik verdiğini gözlemliyoruz. Japonya'daki meslektaşı göreve başlayalı iki sene olmasına karşılık yapısal reformlar konusunda fazla yol alamasa da Başbakan Ahmet Davutoğlu göreve başladıktan sonra üç ay içerisinde yapısal reform eylem planını kamuoyu ile paylaştı."

Yılmaz, eylem planında özellikle sanayi devriminin ardından iletişim ve bilişim teknolojilerindeki gelişmelerin farkındalığı, içten yanmalı motor teknolojisi yerine menzili artırıcı hibrit motor teknolojisinin benimsenmesi, pil, batarya, akü teknolojilerine teşvik sağlanması ve dayanıklılığı yüksek, ağırlığı az olduğu için yakıt tasarrufu sağlayan kompozit - bileşik materyallere öncelik verilmesinin, Türkiye'nin sanayi teknoloji harmanında kaynaklarını doğru şekilde kullanacağını, zaman ve insan enerjisini verimli şekilde değerlendireceğini gösterdiğine dikkati çekti.

- "Açıklanan eylem planı Türkiye'nin doğru yöne baktığını göstermekte"

Gelecek yıllarda bilgisayar ile başlayıp akıllı telefonlarla artan internet ağının "Internet of Things" kavramıyla tüm cihaz, araç ve gereçlere yayılacağı göz önüne alındığında teknoparklar aracılığıyla akademik, teorik ve soyut bilgi birikimiyle sanayicilerin pratik tecrübeleri bir araya geldiğinde Türkiye'nin refahını artırmaya devam edebilen ülkelerden birisi olmasının beklenebileceğini dile getirern Yılmaz, şunları aktardı:

"Türkiye'nin sınavı 'İnternet of Things' dünyasında yer bulup bulamayacağının olacaktır ki; bugün açıklanan eylem planı Türkiye'nin doğru yöne baktığını göstermekte. Başbakan Davutoğlu'nun açıkladığı eylem planından kısa vadede bir beklenti içine girmek doğru olmayacaktır. Eylem planının 2016 yılı makroekonomik verilerinde kendisini hissettirmeye başlayıp başlamadığını takip edeceğiz. 2016 yılı sonunda kilogram başına ihracatta kazanılan gelirin artmış olması ve ihracat kompozisyonunda teknolojik ürün ağırlığının artmış olması beklenebilir." - İstanbul