Finansal Piyasaların Geleceği" Konferansı

Sabancı Üniversitesi Finans Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, enflasyonla mücadelenin önemine işaret ederek, "Enflasyon spiral gibidir. Sizi içine alır, girdapta kalırsınız. Bazen bakarsınız tekne batıyor, 'Yahu küçücük bir tekne bu, niye insanlar boğuldu? Atlayamadılar mı?' diye düşünüyorsunuz. Tekne batarken kendiyle beraber bir vakum oluşturuyor ve kişileri de o vakumun içine doğru çekmeye başlıyor. Enflasyon bunun gibi bir vakum etkisi yaratıyor. O yüzden enflasyonla mücadele çok önemli." dedi.

Demirtaş, Sabancı Üniversitesi'nin Akbank'ın kurucu sponsorluğunda hayata geçirdiği, Sabancı Üniversitesi Center of Excellence in Finance'in (CEF) ikinci uluslararası konferansı "Finansal Piyasaların Geleceği" konferansının açılış konuşmasını yaptı.

Finans alanında daha fazla akademisyene ve üst düzey iş gücüne ihtiyaç duyulduğunu anlatan Demirtaş, bu alanda insan kaynağı yetişmesi gerektiğini, CEF'in de bu doğrultuda verimli çalışmalar yaptığını söyledi.

Demirtaş, ekonomi ve finansla ilgili en önemli hususun "kendi kendini doğrulatan öngörü" olduğunu belirterek, "Ekonomi öyle bir şey ki iyi düşünürseniz iyi olma ihtimalini artırabilirsiniz. Burada mistik güçler falan yok. Ekonomiye gerçekten iyi sinyaller gönderirseniz iyi olur. Yani bugün bundan bir yıl sonra ekonominin daha iyi olacağını herkes düşünüyorsa daha iyi olacaktır. Sadece beklentilerin içerisine kendi beklentinizi ittiriyorsunuz da ondan ötürü. O yüzden bu gücü kullanmak gerekiyor, bu herkes için geçerli." ifadelerini kullandı.

Ekonomideki beklenti yönetimini başarılı bir şekilde yönetebilmek için makro ekonomik rakamların yardımına ihtiyaç duyulduğunu anımsatan Demirtaş, "Arkadan rüzgar olursa daha ileriye gidersiniz ama ne olursa olsun koşmaya devam etmek zorundasınız." dedi.

"İlerleyen dönemlerde yurt dışı ekonomilerden gelen haberler bizim için çok önemli"

Demirtaş, Türkiye ekonomisine ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:

"Türkiye ekonomisi dinamik bir ekonomi. Zorluklar yok mu? Tabii ki var. Şöyle bir baktığımız zaman kamu borcu düşük ama özel sektör borcu çok yüksek. Enflasyon yüksek, bütçe açığı bir parça daha iyi durumda. o zaman ne yapmamız gerekiyor? İyilere devam edilecek, kötüler de değiştirilecek.

Enflasyon hedeflemesi burada çok önemli. Enflasyonla mücadele çok önemli. Enflasyon spiral gibidir. Sizi içine alır, girdapta kalırsınız. Bazen bakarsınız tekne batıyor, 'Yahu küçücük bir tekne bu, niye insanlar boğuldu? Atlayamadılar mı?' diye düşünüyorsunuz. Çok önemli bir şey var, tekne batarken kendiyle beraber bir vakum oluşturuyor ve kişileri de o vakumun içine doğru çekmeye başlıyor. Enflasyon bunun gibi bir vakum etkisi yaratıyor. yapışkanlık var enflasyonda. O yüzden enflasyonla mücadele çok önemli. İlerleyen dönemlerde yurt dışı ekonomilerden gelen haberler bizim için çok önemli olacak."

"Kimin çıplak olduğu sular çekildiği zaman belli olur"

ABD Merkez Bankası'nın (Fed) yaptığı parasal genişlemenin (Quantitative Easing-QE) ekonominin dengesini bozduğunu belirten Demirtaş, parasal genişlemelerle piyasaya bol bol sürülen fazla paranın çarçur edildiğini öne sürdü.

Demirtaş, para bolluğu döneminde yatırımcıların girilmemesi gereken yatırımlara da girdiklerini belirterek, gerçeğin para piyasalardan çekilinde ortaya çıktığını savundu.

Piyasada dolaşan bol paranın dünyada gelir dengesini de bozduğunu dile getiren Demirtaş, "Para gidiyor efendim? Şirketlere. şirketler bu bol parayı yatırım için mi harcadılar? Hayır. Şirketler bunu ne için harcadılar? Share'larını satın aldılar. Bu sadece 'shareholder'larını (Hisse sahipleri) zengin eder. Tabana yayılmadığı için parasal genişleme değil akılcı projeler lazım. Bu dünyanın bütün ülkeleri için geçerli. O yüzden QE'lerin bittiği, paranın yavaş yavaş geri çekildiği bu dünyada iyi olan projeler suyun üzerinde kalacak. Zannediyorum Warren Buffet'ın sözü bu, 'Kimin çıplak olduğu sular çekildiği zaman belli olur.' diyor." ifadelerini kullandı.

"Gelişme ihtimali bulunan ülkeler sıralamasında ilk 10 ülkenin 5'i Afrika ülkesi"

Ünlü yatırımcı ve Mobius Capital Kurucusu Mark Mobius da gelişmekte olan ülkelerdeki yüksek büyüme hızına dikkati çekerek, bu ülkelerde volatilite sorununun sürdüğünü söyledi.

Gelişme ihtimali olan (Frontier Markets) tanımından söz eden Mobius, Afrika ülkelerinin küresel ekonomi için gelecek vadettiğini kaydetti.

Türk lirasında son dönemde yaşanan düşüşü müşterilerinin kendisine sorduğunu aktaran Mobius, TL'ye ilişkin karamsar olmadığını söyledi. Mobius, "Avro veya dolarınız varsa hala varlık alabilirsiniz, yatırım yapabilirsiniz. Hala para kazanabilirsiniz. Zayıf para birimi her zaman kötü bir şey olmak zorunda değil." dedi.

Mobius, "Pek çok insan Afrika'nın geri planda olduğunu sanıyor. Ancak Afrika'da birçok ülke inanılmaz gelecek vadediyor. Özellikle gelişme ihtimali bulunan ülkeler sıralamasında ilk 10 ülkenin 5'inin Afrika ülkesi olduğunu görüyoruz." bilgilerini verdi.

Alibaba.com'un günde 25 milyar dolarlık satış rakamına ulaştığı bir dünyada iş yapış türlerinin internet üzerinden yürüdüğünü hatırlatan Mobius, teknolojinin ucuzladığını söyledi.

Günümüzde Hindistan'da 25 dolara akıllı cep telefonu satıldığını aktaran Mobius, enformasyon trafiğinin baş döndürücü hızda olduğunu hatırlattı.

"İşlerin yüzde 95'i banka dışında gerçekleşiyor"

Açılış konuşmalarının ardından "Türkiye'de Özel Sektör ve Geleceğe Giden Yol" başlıklı panel yapıldı.

Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, burada yaptığı konuşmada, "İşlerin artık yüzde 95'i banka dışında gerçekleşiyor. Mobilin gelişimi bankacılık açısından inanılmaz. Şubeler de farklı bir noktaya geliyor. Akbank Galata şubesini geleceğin şubesi olarak tasarladık. Çalışanların hepsi mobil. Şubede yüz tanıma sistemi üzerinde çalışılıyor. Yöneticilere daha fazla iş düşüyor, çalışanlarını yeni dünyaya hazırlamaları gerekiyor." diye konuştu.

General Elektrik (GE) Türkiye'ye Yönetim Kurulu Başkanı Canan Özsoy da şirket olarak uçak motorlarından anlık data topladıklarını bildirerek toplanan bilgiyi işlediklerini anlattı.

Endüstriler ve iş yapış biçimlerinin değiştiğine dikkati çeken Özsoy, rüzgar santrallerinde birbiriyle konuşan türbinler kurdularını, anlık rüzgar değişimlerine göre çalışabilen türbinler yaptıklarını aktardı.

Özsoy, ürünlerin kullanma ve tüketme şekillerinin teknolojiyle değiştiğini vurgulayarak, "Dönüşüm bilim kurgu değil bir realite. Finans sektörü, cirolarına oranla en çok dijitalleşme yatırımı yapan sektör. Şirketler de dönüşüyor. Örneğin Alibaba şirketi geliştirdiği ödeme sisteminin yanında artık kurduğu yeni şirketle kredi vermeye de başladı. Müşterinin ihtiyacına göre inovasyon yapabilirseniz başarılı olursunuz." değerlendirmesini yaptı.