Trichet: 7 Yılda 100 Milyar Dolar Çektiniz

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet, gelişmekte olan piyasaların dünya ekonomisi üzerindeki artan etkisine dikkat çekerken, "Türkiye gelişmekte olan finansal piyasalar içinde ana oyunculardan biri" dedi.

Trichet, Türkiye’ye 2000 yılından bu yana toplam 100 milyar dolara yakın yabancı sermaye girişi olduğunu da söyledi.

TÜRKİYE Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın 75’inci yılı kutlamaları kapsamında Ankara’ya gelen Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet, Türkiye’nin "en önemli" gelişmekte olan ülke piyasalarından, aynı zamanda gelişmekte olan finansal piyasalar içinde "ana oyunculardan" biri konumunda olduğunu söyledi.

100 MİLYAR DOLARLIK SERMAYE: Trichet, "Yeni Görünüm Çizmek: Gelişmekte olan Piyasaların Dünya Ekonomisine Artan Etkisi" konulu konferansında küresel ekonomide çok hızlı değişiklikler yaşandığına dikkat çekerken, gelişmekte olan piyasaların dünya ekonomisi üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisine nasıl etki edeceğinin tam olarak anlaşımadığını dile getiren Trichet, "Gelişmekte olan ülkeler önemli. Merkez Bankaları yabancı yatırımcılara yatırım imkanı sağladı. Latin Amerika, Ortadoğu, Afrika sadece birkaç ülke. Türkiye; en önemli gelişmekte olan ülke piyasalarından, aynı zamanda gelişmekte olan finansal piyasalar içinde ana oyunculardan biri konumunda. Yabancı sermaye için cazip konumunda olan Türkiye’ye 2000 yılından bu yana yaklaşık 100 milyar dolar gibi sermaye girişi oldu."

NÜFUSUN YARISI BURALARDA: Konuşmasında gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisi üzerinde artan ağırlığı ve önemi ile Euro ülkeleri ekonomine etkisi üzerinde duran Trichet, şu değerlendirmeyi yaptı: "Dünya nüfusunun yarısı bu ülkelerde. Sadece Çin ve Hindistan dünya nüfusunun üçte birini oluşturuyor. Bu ekonomilerin büyük kısmında şehirleşme söz konusu. Dünyadaki 10 büyük şehirden 7’si gelişmekte olan ülkelerde. Dünya GSMH’sinin yüzde 40’ını alıyorlar. Son 5 yılda yüzde 7 büyüme sağlandı. Türkiye’de benzer durumda. Geçen yıl büyümenin yarıdan fazlası bu ülkelerde gerçekleşti. Gelişmekte olan ülkeler dünyası GSMH’sini yüzde 30 oranında arttırdı."

EN ZENGİN 20’NİN 7’Sİ: Gelişmekte olan ülkelerde ekonominin bu hızlı artışının, gelişmekte olan piyasaları dünya ekonomisinin ana motorlarından birisi haline getirdiğini söyleyen Trichet, gelişmekte olan piyasa ekonomilerinde bu artış sonucunda kişi başına milli gelirin 9 bin dolara çıktığını belirtti. Dünya devi 20 şirketin 4’ünün, dünyadaki en zengin 20 kişiden 7’sinin de gelişmekte olan ülkelerde bulunduğunu, Çin’de 2005 yılında 300 binden fazla milyoner bulunduğunu hatırlatan Trichet, "Tabii bu tablo gelir dağılımının göstergesi değil. Fakirlikle mücadele çok önemli. Gelişmekte olan ülkeler yarın bugünden daha fazla ağırlıklı olacak. Trendi şimdiden görmek mümkün" değerlendirmesini yaptı.

GÜNEY, KUZEY’İ FİNANSE EDİYOR: Bu sürecin dikkatli izlenmesi gerektiğini ifade eden Trichet, gelişmekte olan ülke ekonomilerinde yaşanan büyüme neticesinde, artık güney yarım kürenin kuzeyi finanse ettiğini kaydetti. Bunun, ekonomi teorisi açısından normal olmayan bir durum olduğuna işaret eden Trichet, konuşmasında bunun nedenleri üzerinde durdu. Trichet, gelişmekte olan ülkelerin artan rolüne bağlı olarak küresel oyunun kurallarının da değiştiğini söyledi.

Rehavete kapılma imkanı yok

JEAN-Claude Trichet, Çin’le ilgili bir soru üzerine, "Asya krizinden bu yana herkes birbirine bağlı olduğunu biliyor. Rehavete kapılma imkanı yok. Küresel finans dayanıklılığını ortaya koydu. Bu temel üzerine inşa edildi. Ancak temkinli olmak lazım. Riskler olduğunu da bilelim" uyarısında bulundu.

Gelişmekte olan ülkelerin geleceği parlak

GELİŞMEKTE olan ülkelerin geleceğinin parlak olduğunu, bu ülkelerin ağırlığının gelecekte daha fazla olacağını dile getiren Jean-Claude Trichet, bir çalışmaya göre 2025 yılında Çin, Rusya, Hindistan ve Brezilya ekonomisinin dünyanın en büyük 6 ekonomilerinin yarısından fazlasına sahip olacağını gösterdiğini kaydetti.

Gelişmekte olan ülkelerin Nobel’e bile etkisi var

GELİŞMEKTE olan ülkelerin sadece ekonomilerinin dünya üzerinde etkili olmadığını, kültürel ağırlığının hissedildiğini, Nobel ödülleri üzerinde de etkisinin görüldüğünü dile getiren Jean-Claude Trichet, "1980’li yıllarda bu ülkeler 24 Nobel ödülü almış. Yeni binyılın ilk altı yılında gelişmekte olan ülkelerde şimdiden bu rakam 22’ye ulaştı. Çünkü ekonomik ağırlık kültürel yapı ile bağlantılı" diye konuştu. Bu arada film endüstrisi ve internet kullanıcı sayılarını da örnek gösteren Trichet, şu bilgileri verdi: "2005 yılında Hindistan’da 900 film, Avrupa Birliği’nde 800, ABD’de 700 film çevrildi. Türkiye de 27 film ile dünyanın en fazla film çevrilen ülke sıralamasında ilk 20’de yer aldı. Türkiye’de nüfusun beşte biri olan yaklaşık 16 milyon kişinin internet kullanıcısı konumunda. Japonya’nın dışarıda bırakılması konumunda Asya’da 310 milyon internet kullanıcısı bulunuyor."

Çiğdem TOKER:NOTLAR

Sarkozy sorusunu kışkırtıcı buldu

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet’nin konferansına, başta ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan olmak üzere hükümetten hiçbir bakan katılmadı. Davetli bakanlar mazeret de bildirmedi. Konferansa muhalefet partilerinin de davet edildiğini belirten Banka yetkilileri, siyasi gündemin yoğunluğunun katılımı engellediğini belirtti.

Buna karşılık 8 ülkenin ( Danimarka, Bulgaristan, Arnatvutluk, Karadağ, Litvanya, Slovakya, Kosova, Batı Afrika Birliği) Merkez Bankası başkanı konferansta hazır bulundu. Konuk başkanlar Trichet’nin konferansından sonra Kapadokya’ya doğru yola çıktı.

Swissotel’in salonu bir ara "Soros da buraya gelmiş" kulisiyle dalgalandı. Ancak haber yanlış çıktı.

Trichet, soru-cevap bölümündü "Sarkozy’nin Türkiye’nin AB üyeliğine tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna, "Bu çok kışkırtıcı bir soru. Ama müdahil olmak istemiyorum. Zaten sorumluluğum da yok" yanıtını verdi.