Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçmiş hükümetler dönemlerinde olduğu gibi, belli bölgelere, belli zümrelere, belli çevrelere değil, tüm Türkiye'ye hitap edecek bir teşvik anlayışını hakim kıldıklarını, teşviklerin ölü doğmasına mahal vermedikleri gibi suistimal edilmesine de asla müsaade etmediklerini belirterek, "9 yıllık süreçte, günün şartlarına, ulusal ve küresel ekonominin seyrine göre, teşvik sistemini yeniledik. Yeni ihtiyaçları, yeni şartları özellikle gözettik, küresel ekonomideki gelişmelere ve krizlere göre teşvikleri yeniledik, sürekli müteyakkız olduk ve yeni gelişmelere uyum sağladık. Bugün açıklayacağımız teşvik sistemi de, aynı şekilde yeni şartların, yeni ihtiyaçların, ulusal ve küresel ekonomideki yeni gelişmelerin ışığında hazırlanmış bir teşvik sistemidir" dedi.
Erdoğan, yeni teşvik sistemini açıkladığı toplantıda, açıklanacak yeni teşvik sisteminin, hükümetin uygulamaya koyacağı 4'üncü teşvik sistemi olacağını hatırlatarak, 2003, 2006 ve 2009 yıllarında da dönemin ihtiyaçlarını gözeterek teşvik sistemini yenilediklerini, ayrıca belli dönemlerde kısmi teşvikleri uygulamaya koyduklarını söyledi.
Türkiye ekonomisinin, hükümetleri döneminde son derece dinamik, güvenli ve istikrarlı bir yapı sergilediğini kaydeden Erdoğan, "2002 sonundan itibaren, küresel krizin en ağır seyrettiği 2009 yılı hariç olmak üzere Türkiye ekonomisi sürekli büyüme kaydetti. 230 milyar dolardan devraldığımız gayri safi milli hasıla, 9 yılda 3 kattan fazla artış göstererek, 2011 sonunda 772 milyar dolara yükseldi. 36 milyar dolardan devraldığımız ihracat 135 milyar dolara, 27 milyar dolardan devraldığımız Merkez Bankası rezervi 91 milyar dolara ulaştı. Kronik enflasyonda, işsizlik oranlarında ve faizlerde tarihi seviyelerde düşüş kaydettik" dedi.
Erdoğan, AB tanımlı borç stokunun milli gelire oranının, görevi devraldıklarında yüzde 74 seviyesinde iken, bugün yüzde 39'a düştüğünü, kamu net borç stokunun milli gelire oranının 2002 yılında yüzde 61,5 iken, bugün yüzde 22 olduğunu dile getirerek, ekonomideki büyümenin, ekonominin geldiği noktanın görülmesi açısından, yatırımların özellikle önem arz ettiğini belirtti.
2002 yılında, toplam yatırım miktarı 59 milyar lira iken, 2011 sonunda bu miktarın, yaklaşık 5 kat artışla 283 milyar lira olduğunu açıklayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Özel sektörün yatırımları da, 43 milyar liradan 235 milyar liraya yükseldi. Yatırımlardaki bu ciddi artış, 9 yıldır Türkiye'ye hakim olan güven ve istikrarın bir neticesidir. Bugün artık yatırımcı önünü görebiliyor, siyasete güveniyor, devlete güveniyor ve ayağını yere sağlam basarak ilerliyor. Hiçbir konuda yap-boza izin vermiyoruz. güven var istikrar var. Aldığımız kararların arkasında sağlam duruyor, böylece ekonominin tüm aktörlerinin ufuklarını net olarak görebilmelerini sağlıyoruz. Elbette, bu 9 yıllık süreçte, uygulamaya koyduğumuz teşvikler de, yatırımların bu oranda artmasına katkı sağladı.
Biz, geçmiş hükümetler dönemlerinde olduğu gibi, belli bölgelere, belli zümrelere, belli çevrelere değil, tüm Türkiye'ye hitap edecek bir teşvik anlayışını hakim kıldık. Teşviklerin ölü doğmasına mahal vermediğimiz gibi, suiistimal edilmesine de asla müsaade etmedik. 9 yıllık süreçte, günün şartlarına, ulusal ve küresel ekonominin seyrine göre, teşvik sistemini yeniledik. Yeni ihtiyaçları, yeni şartları özellikle gözettik, küresel ekonomideki gelişmelere ve krizlere göre teşvikleri yeniledik, sürekli müteyakkız olduk ve yeni gelişmelere uyum sağladık.
Bugün açıklayacağımız teşvik sistemi de, aynı şekilde yeni şartların, yeni ihtiyaçların, ulusal ve küresel ekonomideki yeni gelişmelerin ışığında hazırlanmış bir teşvik sistemidir. Küresel kriz sürecinde yüzde 8,5 gibi rekor bir seviyede büyüyen, krizde işsizliğini düşüren, krizde ihracatını artıran, güçlü, dirençli, sağlam bir ekonomi için hazırlanmış bir teşvik sistemini bugün kamuoyuna açıklıyoruz."
- ANKARA
Son Dakika › Ekonomi › Yeni Teşvik Sistemi... - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?