Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandığı iddiasıyla 114'ü tutuklu 149 polisin yargılandığı davanın dördüncü duruşması sona erdi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yapılan binada yer alan 1 No'lu büyük salondaki duruşmada savunma yapan tutuklu sanıklardan Fatih Türk, ByLock programını çocuğunun hastalığı nedeniyle tanıştığı Yusuf isimli diş hekimiyle birlikte telefonuna indirdiğini belirterek, "Google Play'dan yükledim ama açamadım. Yusuf telefonu aldı, bir şeyler yaptı ve 'arkadaş olarak ekledim' deyip telefonu bana verdi." şeklinde konuştu.
Çocuğunun hastalığı nedeniyle programla bu kişiyle görüştüğünü, FETÖ'nün haberleşmede kullandığı uygulama olduğunu bilmediğini savunan Türk, bunu 15 Temmuz darbe girişiminin ardından çıkan haberlerden öğrendiğini öne sürdü.
Sanık Türk, ByLock'un örgütün haberleşme ağı olduğunu öğrendikten sonra Yusuf adlı kişiyi telefonla aradığını ifade ederek, "Kendisine 'bu programı telefonuma yüklettiniz. Bu uygulamadan konuştuğumuz içeriklerde suç unsuru yok. Bu uygulama yüzünden başım belaya girerse sizin isminizi tanık olarak vereceğim' dedim. Kendisi de, sakin bir şekilde 'buradaki bilgiler, veriler hukuka uygun elde edilmiş değiller. Sen kullandığını inkar edersin, kullanmadım dersen bir şey olmaz, rahat ol' dedi." ifadelerini kullandı.
Kendisinin kullandığı şeyi inkar etmeyeceğini söylediğini anlatan Türk, "Yusuf da bunun üzerine 'kardeşim beni tanımadın, görmedin, bilmiyorsun, etmiyorsun, benim ismimi verirsen, deşifre edersen senin için bunun hesabı çok ağır olur' tehditlerini savurdu ve telefonu suratıma kapattı." dedi.
Türk, bu tehdit nedeniyle emniyetteki ilk ifadesinde ByLock kullandığını kabul ettiğini ancak söz konusu kişinin adını vermediğini dile getirerek, "15 Temmuz darbe girişiminde şehit olan meslektaşlarım ve yakınlarını düşündüm. Örgüt mensubu olduğunu düşündüğüm kişinin ismini vermesem mahşer gününde bu şehitlerin yakınlarına nasıl hesap veririm diyerek vakit kaybetmeden savcılığa bunları anlatacağıma ilişkin yazı yazdım." diye konuştu.
Üzerine düşeni yaptığını savunan Türk, tahliyesini talep etti.
"Telefonumda Kakao, Vine gibi programlar vardı"
Tutuklu sanık Hasan Aladağ da Bylock kullandığı gerekçesiyle terör örgütü üyesi olmakla suçlandığını belirterek, 17-25 Aralık'tan sonra hakkında açılan idari soruşturma kapsamında açığa alındığını ancak 13 ay sonra özlük hakları geri verilerek görevine döndüğünü kaydetti.
ByLock nedeniyle 15 Temmuz'dan sonra tutuklandığını anlatan Aladağ, şunları söyledi:
"ByLock'u hattımın üstüne indirme gibi bir hata yapmam. İnternette her şeyin izi sürülür. Böyle bir şey yapmak istesem 'patates hat (başkasının adına çıkarılan hatlar)' denilen bir hat alır ve bu şekilde kullanırdım. Ben özellikle telefonlarımı inceleyenlere 'böyle bir program çıkmayacak' dedim. İndirme tarihleri 2014'te görünüyor. Telefonumda Kakao, Vine gibi programlar vardı, bunların olduğunu söyledim ama ByLock yoktu. Özellikle birileri beni bu listeye ekleyerek FETÖ'cü damgası yapmaya çalışıyor. Benden FETÖ'cü çıkmaz. Tahliyemi talep ederim."
Tutuklu sanık Bünyamin Gürhan da 19 Ağustos 2016'da hiçbir açıklama yapılmadan açığa alındığını, daha sonra ihraç edildiğini dile getirerek, hakkında ByLock'u indirdiği iddialarının olduğunu ancak bu uygulamayı hiç indirmediğini savundu.
Mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarının alınmasına yarın devam edilmek üzere duruşmayı erteledi.
Son Dakika › Güncel › 149 Polisin 'Bylock' Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?