2020 İnsani Gelişme Raporu tanıtım toplantısı

Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı, "2010'a yılına kadar orta düzeyli ülkelerle sıralanmakta olan ülkemiz, önce yüksek seviyeli ülkeler arasına girdi, 2019'dan bu yana da çok yüksek insani gelişmeyi başaran ülkeler arasında yer alıyoruz." dedi.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yayımlanan "Önümüzdeki Sınır: İnsani Gelişme ve Antroposen" başlıklı 2020 İnsani Gelişme Raporu'nun (İGR) Türkiye tanıtımı, İnsani Gelişme Vakfı, Habitat Derneği ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) iş birliğiyle online gerçekleştirildi.

Özkaldı, insani gelişmenin sadece ekonomik değil, yaşam kalitesi, eğitim ve doğayla uyum gibi farklı konuları içeren bir bakışla ele alınması gerektiğini dile getirdi.

Özkaldı, "İnsani gelişme raporları açısından Türkiye değerlendirmesi yaptığımızda, 2010 yılına kadar orta düzeyli ülkelerle sıralanmakta olan ülkemiz, önce yüksek seviyeli ülkeler arasına girdi, 2019 yılından bu yana da çok yüksek insani gelişmeyi başaran ülkeler arasında yer alıyoruz. Bu iyileşmenin sürdürülebilmesi için çok fazla çalışmamız gerekiyor." diye konuştu.

Kovid-19 sürecinde iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik gibi kavramların her geçen gün önemini daha da artırdığını söyleyen Özkaldı, artan nüfus, sanayileşme, üretim ve tüketim biçimlerinin dünya genelinde doğal sistemler üzerindeki baskıyı artırdığını kaydetti.

Özkaldı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sürdürülebilir kalkınma amaçları, her türlü küresel mücadelede olduğu gibi bu mücadelede de önemli bir yol gösterici niteliğindedir. Olağanüstü iklim olayları, küresel salgın gibi birçok sorun doğayla uyumlu bir kalkınma anlayışına yönlendiriyor bizi. Sürdürülebilirlik anlayışı temel prensiplerimiz arasında yer alıyor. Doğal sistemleri göz ardı ettiğimiz kalkınma modelleri bizlere bugünkü gibi ağır bedeller ödetmeye devam edecektir."

"İnsani gelişmenin ne yöne gittiğini düşünmemiz gerekiyor"

BM Türkiye Mukim Koordinatörü (tedviren) Alvaro Rodriguez, insanların doğaya verdiği zarar sonucunda iklim değişiklikleri yaşandığını belirterek, "Pandemi ne zaman bitecek bilmiyoruz. Umutlarımız hala var, aşı gibi. Ama bildiğimiz bir şey de var bir yandan gelişme vizyonumuz devam etmeli. Özellikle de bu, herkesin refahı üzerine olmalı. Kovid-19'dan önce de eşitsizlikler vardı, ülkeler arasında, cinsiyetler arasında, ülke içerisinde. Bu rapor şunun altını bir kez daha çizdi, insanların ürettikleri artık doğal ortamda üretilenlerin ötesine geçmeye başladı. Artık bir durup düşünmemiz gerekiyor. İnsani gelişmenin en yöne gittiğini düşünmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"Paris Antlaşmasının hedefleri hala sağlanmadı"

İsveç Ankara Büyükelçisi Staffan Herrstrom da dünyanın yoksulluk ve salgın olmak üzere iki büyük zorlukla başa çıkmak zorunda olduğunu anlattı.

İki durumdan da kadın ve çocukların orantısız bir şekilde etkilendiğini kaydeden Herrstrom, sözlerini şöyle tamamladı:

"Henüz karbon emisyonlarımızı da azaltmadık. Paris Antlaşmasının hedefleri hala sağlanmadı. Sıcaklık artışını düşürmeyi sağlama hedefimiz vardı. Bu hedefler aslında bizim varoluşumuzla alakalı. Genç nesillerin sesini duyuyoruz daha çok. Dün açıklanan raporda, bu yıl rapor aynı zamanda uyarlamalı bir gezegen resmini karşımıza çıkarıyor. Gerçekten çığır açıcı çünkü ilk kez bize referans sunuyor. İnsani gelişmeyi nasıl dikkate alırız. Beraber hareket etmemiz lazım."