Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Libya'daki gelişmelere ilişkin olarak "Bir kısmı dışlayan yönetim anlayışı bundan sonra Libya'da işlemez, kalıcı olmaz. Gerçekçi ve tarafsız olmamız lazım. Dışarıdan müdahale olmaması gerekiyor" dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Marriott Otel'de yapılan 7. Büyükelçiler Konferansı'nın kapanışında düzenlediği basın toplantısında, konferansın değerlendirmesini yaptı ve gazetecilerin sorularını cevapladı.
Son günlerde yaşanan terör olaylarının hatırlatılması ve benzer eylemlerin beklenip beklenmediğiyle ilgili bir soru üzerine, Paris'te düzenlenen saldırının terör saldırılarının nerede, ne zaman yapılacağının belli olmayacağını gösterdiğini belirten Çavuşoğlu, bu konuda bir tahminde bulunmanın zor olduğunu ancak gerekli tedbirlerin alınmasına devam edileceğini söyledi.
Çavuşoğlu, Libya'daki siyasi duruma ilişkin bir soru üzerine, ülkede bir an önce ateşkesin sağlanması gerektiğine işaret ederek ne Libya Anayasa Mahkemesi'nin son genel seçimin geçersiz olduğu yönündeki hükmünü ne de alandaki gerçekleri yok soymanın doğru olduğunu söyledi.
"Bana göre, şu anda 'kim meşru, kim meşru değil' tartışmalarının da çok bir faydası yok" diyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Libya'da bir yangın var ve bu yangını söndürmemiz lazım. Bunun için de ateşkesin sağlanması lazım. Ateşkesten sonra ne olması lazım? Müzakerenin olması lazım. Yani şu anda çatışan tarafların bir araya gelmesi, getirilmesi ve kapsayıcı bir yönetimin olması lazım. Irak'ta olduğu gibi. ve herkesi içine alması lazım. Bir kısmı dışlayan yönetim anlayışı bundan sonra Libya'da işlemez, kalıcı olmaz. Gerçekçi ve tarafsız olmamız lazım. Dışarıdan müdahale olmaması gerekiyor. Özellikle askeri müdahale, silah yardımı ve hava saldırıları gibi müdahalelerin olmaması lazım."
BM'nin bugüne kadarki tüm çaba ve kararlarına destek verdiklerini kaydeden Çavuşoğlu, Türkiye'nin Libya Özel Temsilcisi Emrullah İşler'in iki defa Libya'ya gittiğini ve taraflara Türkiye'nin tutumunu ilettiğine işaret etti. Libya'da taraf tutulmaması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Ama görüyoruz ki bölgede taraf tutanlar da var. Bu söylediğimiz çerçevede adımları atabilirsek Libya'yı kurtarabiliriz. Libya'yı Suriye olmaktan kurtarabiliriz. Herkes bu konuda sorumlu davranmalıdır" diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, Suriye'deki ılımlı muhalefetin eğitilmesine yönelik eğit-donat faaliyetleriyle ilgili bir soru üzerine, Türkiye'nin terörle mücadele konusundaki duruşunun belli olduğunun altını çizerek terörle mücadelede başarılı olunabilmesi için kapsamlı mücadeleye duyulan ihtiyaca dikkati çekti.
Terörle mücadele konusunda daha önce yapılan siyasi ve üst düzey görüşmelere askeri ve güvenlik güçleri arasındaki teknik görüşmelerin de eklendiğini belirten Çavuşoğlu, sadece hava saldırılarıyla terör örgütünü durdurmanın mümkün olmadığını, daha kapsamlı stratejilere ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ne (AK) en fazla katkıda bulunan ülkeler arasına girme hedefiyle ilgili bir soruya ise demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün yerleşmesi konusunda AK'nin ve bağlı kurumların önemine işaret etti.
AK'nin, özellikle Türkiye'nin başkanlığı döneminde yeni mekanizmalarla başta Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerinde temasını artırdığını ifade eden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Atılması gereken adımlar var. Bakınız soğuk savaşın esintilerini görüyoruz. Ukrayna'da bugün sadece doğudaki sorun değil, Kırım sorunu değil, Ukrayna içinde de yolsuzlukla mücadele, reformların yapılması gibi çok önemli meseleler var. Aynı şekilde demokrasiye geçmek isteyen ülkeler var. Venedik Komisyonu'nun görevi sadece AK ülkeleriyle sınırlı değil, üyelik de sınırlı değil. Dünyanın her yerinde aktif olan bir kurum oldu. Yasa, anayasa hazırlanırken danışmanlık yapan bir kurum. Şimdi Venedik Komisyonu'na verdiğimiz katkıyı artırdık. Özellikle Orta Asya bölgelerinde anayasa ve diğer yasaların oluşturulması, çıkarılması ve yolsuzlukla mücadeleyle ilgili konularda reformların yapılması sürecine katkı sağlıyoruz."
AK'nin bütçe sıkıntısı yaşadığına dikkati çeken Çavuşoğlu, bunun aşılması ve AK'nin daha güçlü bir örgüt olması için Türkiye'nin yaptığı yıllık katkıyı 13 milyon avrodan 33 milyon avroya çıkaracağını söyledi. Türkiye'nin en çok katkı sağlayan ülke olmasıyla kurumda çalışan Türk personel sayısının artırılması, Türkçenin çalışma dili olması gibi birçok hakkı elde edeceğini kaydetti. Çavuşoğlu, "Buradaki esas amacımız Avrupa'da demokrasi ve özgürlükler konusunda ve bugün karşılaştığımız tehditler konusunda önemli bir rol oynayan ve bizim de kurucu üyesi olduğumuz AK'nin daha da güçlenmesidir" dedi.
Bakan Çavuşoğlu, 1915 olaylarına ilişkin Doğu Perinçek'in Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) görülen davasıyla ilgili olarak da Perinçek hakkında yurt dışına çıkış yasağı bulunduğuna işaret ederek şunları söyledi:
"Doğu Perinçek'in 28 Ocak'ta Strasbourg'daki mahkemeye katılmasını ben de arzu ediyorum ve bu konuda görüşlerimi daha önce çok açık bir şekilde kendisine de söyledim. Telefon görüşmemiz olmuştu. Süreç şu anda Yargıtay'da ve Yargıtay'ın karar vermesi lazım ama biz Türkiye olarak bu davaya tarafız ve tezlerimizi en iyi şekilde savunuyoruz."
- Ankara
Son Dakika › Güncel › 7. Büyükelçiler Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?