Agd ve Stk'lar Yeni Zelanda'daki Terör Saldırısına Tepki Gösterdi - Son Dakika
Güncel

Agd ve Stk'lar Yeni Zelanda'daki Terör Saldırısına Tepki Gösterdi

İstanbul Ayasofya önünde bir araya gelen Anadolu Gençlik Derneği (AGD) öncülüğünde buluşan çeşitli sivil toplum kuruluşu (STK) mensupları ve vatandaşlar, Yeni Zelanda'da iki camiye düzenlenen terör saldırısını protesto etti ve saldırıda hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kıldı.

16.03.2019 20:24

İstanbul Ayasofya önünde bir araya gelen Anadolu Gençlik Derneği (AGD) öncülüğünde buluşan çeşitli sivil toplum kuruluşu (STK) mensupları ve vatandaşlar, Yeni Zelanda'da iki camiye düzenlenen terör saldırısını protesto etti ve saldırıda hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kıldı.

Ayasofya Camii önünde buluşan AGD, MGV, KADEM, TÜGVA, MTTB başta olmak üzere pek çok STK mensupları ve vatandaşlar, Yeni Zelanda'da iki camiye düzenlenen terör saldırısını protesto etmek için toplandı.

"İstikbal İslamındır", "Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın", "Fatih'in rüyası Roma'ya da geleceğiz", "Biz cenneti yüreğimizde taşıyoruz, düşmanımız bize ne yapabilir?", "Zalimler için yaşasın cehennem" ve "İslama uzanan eller kırılsın" gibi slogan atıp, çeşitli pankart açan grup, sık sık tekbir getirdi.

Kur'an-ı Kerim tilavetinden sonra Anadolu Gençlik Derneği mensupları ve topluluk adına açıklama yapan Genç Memur-Sen Genel Başkanı Eyüp Beyhan, saldırıda tetiği çekenleri, saldırının planlamasında yer alanları ve saldırı planı üzerinden hesap içerisinde olan tüm çevreleri en ağır şekilde kınadıklarına dikkati çekerek, "Müslüman ya da gayrimüslim, cami de ya da bir başka mekanda, masum insanlara yönelik hiçbir saldırı kabul edilemez, insana kasteden hiçbir saldırı karşısında sessiz kalınmaz. Dün Yeni Zelanda'da meydana gelen cami katliamını bir-iki kişinin sapkınlığı olarak görmek, olayı bireysel bir suç olarak ele almak, dünyada yükselen ırkçılığı, farklılıklara düşmanlığı okuyamamaktır." dedi.

Global Finance dergisinin, 2019 Ocak'ta, dünyanın en güvenli ülkelerinin listesinin yayınlandığını hatırlatan Beyhan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ekonomik gelişme düzeyi, askeri çatışma olasılığı, vatandaşlarının güvenliğine yönelik tehdit düzeyi gibi kriterlerin dikkate alındığı sıralamada Yeni Zelanda ilk 10'a giren bir ülke oldu. Ne yazık ki 49 Müslüman'ın katledildiği saldırı, dünyanın en güvenilir ve yaşanılabilir 10 ülkesinden biri olan Yeni Zelanda'da gerçekleşti. Yaklaşık 5 milyon insanın yaşadığı Yeni Zelanda'da 50 bin kadar Müslüman bulunuyor ve Yeni Zelanda 200 yılı aşkın bir süredir Müslümanların yaşadığı bir ülkedir. Ülkede Müslümanların birlikte yaşam ortamını tehdit eden bir tavrı olmamasına karşın böyle bir saldırının gerçekleşmesi içten içe büyütülen ırkçı nefret ve kinin bir tezahürüdür. Saldırganlardan birinin yaklaşık 70 sayfa içeren manifestosunda da bu ırkçı söylem alenileşmiştir. Saldırının hemen ardından açıklama yapan Avustralyalı Senatör Fraser Anning'in, olaydan artan Müslüman nüfusu ve mültecileri sorumlu tutması da en az bu saldırı kadar vahşicedir. Saldırıyı hem Avustralya'da hem de Yeni Zelanda'da toplum içerisinde artan Müslüman nüfusa karşı büyüyen korkunun bir göstergesi olarak ifade eden Senatör Anning, Hitler'i aratmayacak kabiliyette ve donanımdadır."

Beyhan, Senatör Anning'in, "Yeni Zelanda sokaklarında kan dökülmesinin asıl nedeni, göçmen programıdır ki her şeyden önce fanatik Müslümanların Yeni Zelanda'ya göç etmesine olanak sağladı." ifadelerinin, saldırganın hangi zihniyetten beslendiğini gösterdiğini belirterek, "Anning, 'Bugünkü saldırının mağduru Müslümanlar olsalar bile, asıl failler genellikle onlar oluyor ve Müslümanlar dünya çapında inançları adına insanları öldürüyorlar.' iddiası nasıl bir zihni yapıyla karşı karşıya geldiğimizi göstermektedir. 49 Müslüman'ın katledilmesi senatörü tatmin etmemiş ki senatör, Müslümanlara karşı kışkırtıcı bir dil kullanamaya devam etmektedir. Anning, 'Son hadisenin katillerinin bu vahşi, yabani inancın -yani O'na göre İslam'ın- üyelerinin olmaması onları suçsuz kılmaz, suçsuz oldukları anlamına gelmez.' diyerek katliama onay vermiştir." diye konuştu.

"Tek bir Müslüman'ın, saçının teline zarar gelmesine kayıtsız kalamayız"

Saldırganın önceden internet üzerinde yayımladığı mesajda, daha önce Fransa'da ırkçı grupların kullandığı "Büyük Yer Değiştirme" kavramının, Müslümanların Avrupa'yı terk etmesine ve Ayasofya'nın kiliseye dönüştürülmesine dair cümlelerin yer almasının, saldırının birkaç kişinin işi olmadığını dile getiren Beyhan, böylece saldırının, yükselen bir ırkçı akımın neticesi olduğunu ortaya çıkardığını vurguladı.

Beyhan, saldırıların bizzat Batılı kirli merkezler tarafından üretilen İslamofobi'nin neticesi olduğuna inandıklarını söyleyerek, şunları kaydetti:

"Yine şu bir gerçek ki bu saldırıdan sonra yapılan açıklamalar ve ortaya konulan tepkiler Batılı kirli merkezlerin Müslümanları kötü istatistiklerden öteye görmemektedir. Diğer taraftan katliamın sosyal medya hesaplarından canlı olarak paylaşılması, bilgisayar oyunlarındaki Müslüman avıyla birebir örtüşmektedir. Bu zihniyet, 'tüm Müslümanlar öldürülmelidir, çünkü tüm Müslümanlar teröristtir' düşüncesindeki bir zihniyettir. Irkçı emperyalist Batı zihniyetinin, İslam'a, Müslümanlara ve Hazreti Peygamber'e karşı oluşturulmuş nefret dilini ifade özgürlüğü ve demokrasi olarak nitelendirmeye devam etmeleri bu tip saldırıları daha da artıracaktır. Kanada'dan Yeni Zelanda'ya, Arjantin'den Japonya'ya dünyanın her ülkesinde az ya da çok bir Müslüman nüfus vardır ve bu Müslümanların can güvenlikleri de temel hakları da tüm Müslümanların bir meselesidir. Yeryüzünde tek bir Müslüman'ın bir ırkçı saldırıyla saçının teline zarar gelmesine kayıtsız kalamayız. Kaldı ki biz inancımız gereği Müslüman olsun ya da olmasın tek bir masumun saçının teline zarar gelmesine izin veremeyiz."

"Müslümanlara karşı nefret diliyle konuşan tüm siyasetçiler sorumludur"

Genç Memur-Sen Genel Başkanı Eyüp Beyhan, Müslümanların, gerçekleştirilen saldırılardan bütün Yeni Zelanda halkının sorumlu tutulup, onlara karşı nefret beslemesinin söz konusu olamayacağını ifade ederek, "Ancak bu saldırılardan Müslümanlara karşı nefret diliyle konuşan tüm siyasetçiler ve popüler ırkçı söylemin oluşmasına katkıda bulunan tüm merkezler sorumludur. Batı coğrafyasında ve denizaşırı sömürgelerinde Müslüman göçmenlerin ve işçilerin varlığının sebebi bizzat Batı'nın önceki yüzyıllarda gerçekleştirdiği işgaller, katliamlar, köleleştirme politikaları, yağma ve talanlardır." dedi.

İslam, belirli bir ırkın dini olmadığını vurgulayan Beyhan, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Batı, kendileriyle aynı ırklardan olmayan tüm insanlara karşı bir izolasyon politikası izlese bile ırkçılığı telin eden İslam'ın yayılmasına engel olamayacaktır. Avrupa'nın içlerinde de denizaşırı sömürgelerde de Fransızlardan, İngilizlerden, Almanlardan ya da çok farklı ırklardan Müslümanlar topluluklar mutlaka oluşacaktır. Biz inanıyoruz ki Batılı siyasetçiler kendi halklarına İslam'dan nefreti etmeyi değil de kendilerinden olmayanlarla birlikte yaşayabilme kültürünü öğretirlerse dünya daha huzurlu bir yer olacaktır. Batı'da ırkçılık, kin ve nefret büyütülmesi sadece Müslümanlar için değil tüm insanlar için dünyayı cehenneme çevirir. Bu çirkin politikalardan ve bu politikaların tezahürü olan tüm yaklaşımlardan vazgeçilmelidir. Anadolu Gençlik Derneği mensupları olarak bizler saldırılarda yaşamını yitiren tüm kardeşlerimize Cenabı Allah'tan bir kez daha rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Tüm İslam milletine sabırlar diliyoruz."

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Agd ve Stk'lar Yeni Zelanda'daki Terör Saldırısına Tepki Gösterdi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement