Akdoğan, Aa Editör Masası'na Konuk Oldu - Son Dakika
Güncel

Akdoğan, Aa Editör Masası'na Konuk Oldu

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Çözüm Süreci ile gündeme gelen İzleme Komitesi çalışmalarına ilişkin "Devlet ne dediyse onu yapmaktadır, kesinlikle ikircikli bir yaklaşım içerisinde değildir.

18.03.2015 12:44

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Çözüm Süreci ile gündeme gelen İzleme Komitesi çalışmalarına ilişkin "Devlet ne dediyse onu yapmaktadır, kesinlikle ikircikli bir yaklaşım içerisinde değildir. Ama bunların uydurmaları ve yalanlarıyla uğraşacak halimiz de yok. Bu konu üzerinde durduğumuz, çalıştığımız konulardan biridir. Sayısı 5-6'yı geçmemek üzere bir çalışma yapılmaktadır. Birtakım isimler de belirlenmiştir. Ama bu önümüzdeki hafta Sayın Başbakanımızın nihai kararını vereceği bir konu" dedi.

Akdoğan, AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.  HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan'ın 'İzleme Komitesi' ile ilgili iddialarının ardından, kendisinin yaptığı açıklamaların hatırlatılması ve İzleme Komitesi'ne yönelik çalışmaların sorulması üzerine Akdoğan, konuyla ilgili çok sık ve çok çelişkili açıklamaların yapıldığını belirtti.

Bunların çoğu zaman gerçeği de yansıtmadığını belirterek, "Doğrusu ben de bunları yalanlamaktan yoruldum" ifadesini kullandı ve şöyle devam etti:

"Adamın biri bir kurban fıkrası anlatmış topluluğa: 'Hazreti Davut Allah'a dua etmiş, bana bir bir kız çocuğu ver de sana kurban edeyim, diye. Allah kabul etmiş duasını ve bir kız çocuğu vermiş. Adını da Ayşe koymuş. Gel zaman, git zaman kurban vakti gelmiş. Kızı yatırmış tam eline bıçağı almış o sırda Hazreti Azrail elinde bir keçiyle gelmiş, onu değil bunu kurban et'. Bunları deyince cemaat artık dayanamamış:  Pes bu kadar da olmaz, bunun hangi birini düzelteceğiz. Bir kere, Hazreti Davut değil, Hazreti İbrahim. Kız çocuğu değil, erkek. Ayşe değil, İsmail. Gelen melek Azrail değil, Cebrail. Keçiyi getirmemiş, koç getirmiş."

Fıkrayı anlattıktan sonra "Bunların da hangi birini düzelteceğiz" ifadesini kullanan Akdoğan, şunları kaydetti:

"O gün görüşmede bu konuşulmamış. Karar verilmiş bir şey yok. 16 sayısı tamamen uydurma. Yani bunlar, bunun gibi, geçenlerde Selahattin Demirtaş da 'İmralı'da birtakım şeylere, tamam, diyorlar. Sonra vazgeçiyorlar' falan gibi şeyler söylüyorlar. Bu da tamamen uydurma bir şey. Burada devlet ne dediyse onu yapmaktadır. Kesinlikle ikircikli bir yaklaşım içerisinde değildir. Ama bunların uydurmaları, yalanlarıyla uğraşacak halimiz de yok. Bu konu, üzerinde durduğumuz, çalıştığımız konulardan biridir. Sayısı 5-6'yı geçmemek üzere böyle bir çalışma yapılmaktadır. Birtakım isimler de belirlenmiştir."

Bunun önümüzdeki hafta Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun nihai karar vereceği bir konu olduğunu belirten Akdoğan, "5-6'yı geçmeyecek şekilde belirlenen birtakım isimler var. Bunun misyonu, çerçevesi ne olacak, bu değerlendirilen bir konu. Hala bunun üzerinde çalışıyoruz. Sanıyorum önümüzdeki hafta Sayın Başbakanımız son kararı verecek" dedi.

-"Bu sürecin önemine onlar da inanıyorlar"

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, " Abdullah Öcalan'a sekretarya için gönderilecek mahkumların İmralı'ya nakledildiğine yönelik iddialar gerçeği yansıtıyor mu?" sorusunu, "Öcalan ile birlikte İmralı'da kalan mahkumlar değişti. 5 mahkum vardı, onlar başka cezaevlerine gönderildiler. Yerine yeni 5 mahkum geldi ve İmralı'ya yerleştiler. 'Bir sekreterya vesaire' bu yapılan yorum. Normalde orada kalan mahkumlar bunlar. Zaman zaman Öcalan ile haftanın belli günleri görüşüyorlar, tartışıyorlar. Öcalan, onlara bu şekilde bir misyon yüklüyor olabilir kendince, bu ayrı bir şey. Neticede onlar da diğer mahkumlar gibi cezaevinde kalan mahkumlardır" şeklinde yanıtladı.

"Zaman zaman Kürt yöneticiler de gelip Ankara'da görüşmeler yapıyor. Kürt yöneticiler genel anlamda 'Yürütülen Çözüm Süreci'ne her türlü desteği vereceğiz' diyorlar. Siz görüştüğünüzde ne tür desteklerden bahsediyorlar?" sorusu üzerine Akdoğan, Kuzey Irak yönetimiyle ilişkilerin bugün geçmişle kıyaslanmayacak kadar iyi ve ileri bir noktada olduğunu belirtti.

Akdoğan, şunları kaydetti:

"Bu ilişkilerin niçin iyi olması gerektiğine de yaşanan olaylarla buna duyulan ihtiyacı daha fazla herkes gördü son dönemde biliyorsunuz, Irak, Suriye bağlamında yaşanan çalkantıda bu işbirliğinin ne kadar değerli ve anlamlı olduğu daha fazla anlaşıldı. Hem Türkiye'nin onlara katkıları hem de onların bu tür konularda pozitif yaklaşım içerisinde olmaları önemli. Bunlar teşvik edici bir roldür. Yaptıkları açıklamalarla, kendilerine yaptıkları telkinlerde, bu sürecin önemine onlar da inanıyorlar. Türkiye'ye dönük bu tehdidin ortadan kalkması onlar açısından da bir önem ifade ediyor. Çünkü bu ilişkilerde de kırılganlık üreten bir durumdur. Yani Türkiye ve Türkiye'nin bu bölgesel ilişkileri, diğer Kuzey Irak yönetimiyle ilişkileri, merkez yönetimle ilişkileri. Bu neticede orada bir silahlı örgüt var ve Türkiye için tehdit oluşturursa bu kırılganlık üreten bir durum olur. Bu yüzden Barzani yönetimi de bu konuda son derece duyarlı, sürece pozitif katkı yapmaya çalışıyor; telkinatıyla, teşvik edici açıklamalarıyla. Biz de teşekkür ediyoruz."

-"Dış etkilerden kaynaklandığını düşünüyorum"

"HDP ile ortak açıklamanın ardından Kandil'in çelişkili açıklamaları oldu, Kandil'in süreçteki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Akdoğan şu yanıtı verdi:

"Dolmabahçe'deki açıklamadan sonra yaptıkları açıklamalarda, resmi gibi görülebilecek açıklamalarda, bunun önemli olduğunu vurgulayan, Öcalan'ı boşa düşürmeyen, bir şekilde daha nötr denilebilecek bir tavır içerisindeydiler. Ama tek tek münferiden yapılan birtakım açıklamaların biraz daha menfi olduğunu, biraz daha ön kesen, şartlar ortaya koyan bir yaklaşım olduğunu da görüyoruz. Tabii burada benim kanaatim, özellikle bu Şubat ayında, bu sürecin gecikmesinde Kandil'in ciddi bir ayak diremesi vardı. Bunlara baktığımızda bunun birtakım dış etkilerden kaynaklandığını düşünüyorum" diye konuştu.

-"Süreci doğrudan sabote etmek isteyen bölge ülkelerinin rolü"

Bu dış etkilere de değinen Başbakan Yardımcısı Akdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Birincisi, süreci doğrudan sabote etmek isteyen bölge ülkelerinin rolüdür. Örgütü bir şekilde etkilemeye çalışıp süreci sabote etmeye dönük. Süreci bitirmeye dönük, birtakım menfi yönlendirmelerin olduğunu görüyoruz zaman zaman. Onlar bugüne kadar başarılı olamadı. İkinci etki, bölgesel denklemden PKK'nın çıkmasını istemeyen, PKK'nın kendilerince kullanışlı bir enstrüman olduğunu düşünen bazı ülkelerin özellikle bu son dönemde, dediğim gibi Suriye, Irak bağlamındaki yeni örgütler, bunlarla mücadele bağlamında, kendilerince onların türevi olan yapılara farklı misyonlar yükleyen ülkelerin, bu denklemden çıkmasın diye böyle bir tahrik edici bir yaklaşım geliştirebileceğini de düşünüyorum."

Türkiye'nin kendi iradesiyle sorunu çözdüğünü ancak "Birtakım gelişmeler var biz neden bu işin dışındayız, niye biz bu işin parçası olmuyoruz" diye birtakım tahriklerin yaşandığını gördüğünü ifade eden Akdoğan, "Kandil üzerinden bir baskı yapılmaya çalışıldığını görüyorum. Süreci sabote etmek isteyen, örgütü denklemde tutmak isteyen veya sürecin bu şekilde parçası olmak isteyen ülkelerin veya odakların etkili olduğu bir dış dinamiklerden söz edilebilir diye düşünüyorum" ifadesini kullandı.

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Akdoğan, Aa Editör Masası'na Konuk Oldu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement