Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 473 sanığın yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.
Sanık eski astsubay Mustafa Şahin, Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi'nde (HKHM) görevli olduğunu belirterek, 15 Temmuz'da da nöbetçi olduğunu söyledi.
Sabah 09.00-18.00 arasındaki mesaisinin normal geçtiğini anlatan Şahin, 18.10 gibi Hava Savunma ve Komuta Kontrol Daire Başkanı tuğgeneral Kemal Mutlum'un gelerek teröristle mücadele harekatı kapsamında 2 F-16'ya "kalk" emri verildiğini söylediğini bildirdi. Şahin, 18.25 gibi HKHM amiri albay Devrim Orhan'ın da geldiğini, 19.06'da Silahlı Kuvvetler Harekat Merkezi'nden (SKHM) aranarak Genelkurmay İkinci Başkanı'nın emriyle askeri uçuşların iniş yapması ve üslerden uçak kaldırılmaması emri verildiğini bildirdi.
Bu emrin Eskişehir'deki Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'ne de bildirildiğini savunan Şahin, 20.30-20.45 gibi Kemal Mutlum'un emiriyle HKHM'nin kapılarının, dışarıda çatışmalar olduğu, kırmızı alarm verildiği, personelin güvenliğinin alınması gerekçeleriyle kilitlendiğini söyledi.
Şahin, Tümgeneral Cevat Yazgılı'nın bir ara yanındaki bazı askerlerle HKHM girişi önündeki turnikeler civarında kapıya ateş açtığını ve gittiğini belirterek, 23.30 gibi telefonların kesildiğini ancak Kemal Mutlum'un kullandığı telefonun çalıştığını öne sürdü.
Bir süre sonra sistemin kapatıldığını ifade eden Şahin, ilerleyen saatlerde elektriğin kesildiğini söyledi.
Şahin, HKHM'nin yemekhane bölümünde 17.30'a kadar beklediklerini ve sonrasında Merkez Komutanlığı ekiplerince gözaltına alındıklarını, ardından da polis ekiplerine teslim edildiklerini anlattı.
FETÖ ile bir bağı olmadığını savunan Şahin, tahliyesini talep etti.
15 Temmuz'da HKHM'de nöbetçi olduğunu anlatan sanık eski yüzbaşı Caner Gökçekoğlu da iddianamede üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.
Babasını defnedip Ankara'ya dönmüş
Darbe girişimin yaşandığı dönemde Ankara Etimesgut'ta bulunan 11. Hava Ulaştırma Üs Komutanı sanık eski tuğgeneral Uğur Buldu, savunmasında isnat edilen suçları kabul etmedi.
Buldu, 13 Temmuz'da mesai sonrası evine gidip istirahate çekildiğini, sabaha doğru 04.00 civarında eşinin uyandırıp babasını kaybettiğini söylediğini bildirdi.
Babasının Erzincan'da vefat ettiğini, bunun üzerine memleketine gittiğini anlatan Buldu, cuma günü de cenazeyi defnettiklerini aktardı. Annesinin, babasının vefatının yedinci gününde, İstanbul'daki evinde Kur'an okutmak ve taziyeleri kabul etmek istediğini anlatan Buldu, kendisinin de eşinin tüp bebek tedavisi görmesi ve yıllık izin almak gibi çeşitli işlerini halletmek için Ankara'ya dönmeye karar verdiğini söyledi.
Buldu, akşam saatlerinde arabayla yola çıktığını, bu sırada bir arkadaşının arayıp Ankara üzerinde uçak bulunduğunu söyleyip bilgisini sorduğunu, kendisinin de ne olduğunu bilmediğini söylediğini iddia etti. Bir akrabasının da arayıp benzer sorular sorduğunu ancak ona da aynı cevabı verdiğini öne süren Buldu, daha önce başsağlığı dilemek için arayan Milli Savunma Bakanı'nın ikinci kez arayıp üssünde jet ya da helikopter bulunup bulunmadığını sorduğunu söyledi.
Üste sadece ulaştırma uçaklarının bulunduğunu aktardığını, bakanın nereden kalkabileceğini sorması üzerine de Akıncı ile Kara Havacılık Okulu'nu söylediğini ve üs komutanının cep telefonunu verdiğini belirten Buldu, Ankara'ya 05.30 gibi ulaştığını ifade etti.
Buldu, evde bir süre televizyona baktığını, sonra da kendisine vekaleten eden İsmail Günaydın'ı arayıp bilgi aldığını, birlikte, kontrolsüz bir durum olmadığını öne sürdü.
Üsse 07.00 civarında gittiğini, birlik komutanlarından da bilgi aldığını, olumsuz bir olaydan bahsedilmediği iddia eden Buldu, ancak üsse gece helikopterlerle 91 hava harp okulu öğrencisinin bırakıldığını öğrendiğini anlattı.
Buldu, üstü olan komutanlara bilgi verdiğini dile getirerek, Orgeneral Abidin Ünal ile de telefon görüşmesi yaptığını söyledi.
Darbe girişiminin ardından 6 gün boyunca mesaiye devam ettiğini anlatan Buldu, 21 Temmuz'da üsse bir savcı geldiğini ve gözaltına alındığını bildirdi. Buldu, 2 Ağustos'ta da tutuklandığını ifade etti.
FETÖ üyesi olduğuna yönelik tanık beyanlarını kabul etmeyen Buldu, örgütün sözde atama listesinde bulunmasını da kendisinin talep etmediğini, bunu hazırlayanlarla da bir ilgisi bulunmadığını öne sürdü.
Darbe girişimine yönelik bir emir almadığını ve vermediğini, öncesinde bir toplantıya katılmadığını savunan Buldu, tahliyesini ve beraatini talep etti.
Duruşmaya öğle arası verildi.
Son Dakika › Güncel › Akıncı Üssü Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?