Akıncı Üssü Davası - Son Dakika
Güncel

Akıncı Üssü Davası

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 473 sanığın yargılandığı davaya, sanık savunmalarıyla devam edildi.

21.03.2018 20:51

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 473 sanığın yargılandığı davaya, sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde 15 Temmuz'da Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın emir subaylığını yapan sanık eski yüzbaşı Temel Karagöz savunma yaptı.

Karagöz, komutanın emir subayı binbaşı Abdurrahman Akay yıllık izinde olduğu için darbe girişiminin yaşandığı gece onun yerine vekaleten baktığını söyledi.

15 Temmuz sabahı İstanbul'daki hafta sonu programı için Abidin Ünal ve eşi Naile Ünal ile Ankara'daki konuttan ayrılıp Etimesgut'tan komutana tahsisli uçakla Atatürk Havalimanı'na gidildiğini ifade eden Karagöz, yanlarında Binbaşı Mesut Gümüş ve iki koruma olduğunu bildirdi.

Karagöz, komutan ve eşinin Fenerbahçe Orduevine geçtiğini, sonra da 10.45'te Yalova Meydan Komutanlığına giden Ünal'ın Hava Harp Okulu kampını ziyaret ettikten sonra 16.30'da tekrar orduevine döndüğünü dile getirdi.

Ünal'ın yanından ayrılmadığını belirten Karagöz, komutanın eşi olmadan 17.00'de düğüne katılmak üzere orduevinden ayrıldıklarını aktardı.

Bir korumanın Ünal'ın eşinin yanında kaldığını dile getiren Karagöz, düğün salonundaki kokteyl alanında 20.00 gibi nikah kıyıldığını, 20.30 civarı da üst kattaki yemeğe geçildiğini anlattı. Karagöz, şöyle konuştu:

"Komutanın özel ve iş telefonu bendeydi. 21.50 civarında hanımefendiden acil ve önemli olduğunu, bir an evvel görüşmek istediğini belirten bir telefon geldi. Telefonu kapatmadan götürdüm komutana. Görüştükten sonra bana geri verdi. Bir süre sonra iki telefonu da istedi ve kokteylin olduğu boş yere geçti. Ben ve binbaşı Mesut Gümüş de merdivenlerin başında beklemeye başladık. Bir süre sonra Korgeneral Mehmet Şanver de komutana katıldı. 5 dakika kadar görüştüler. Bir süre sonra düğündeki bazı generallerin çağrılmasını istedi. Kalabalıklaşınca Gümüş ile komutanın yanına gittik."

Orgeneral Ünal ile Korgeneral Mehmet Şanver'in, komutana tahsisli uçağın Atatürk Havalimanı'ndan Sabiha Gökçen Havalimanı'na geçmesini emretmesi üzerine birinci pilotu aradığını, ancak ulaşamadığını, sonrasında uçak teknisyenine ve ikinci pilota ulaştığını ifade eden Karagöz, verilen emrin iletildiği bilgisini de yanına gittiği Ünal telefonla konuştuğu için Şanver'e söylediğini öne sürdü.

Karagöz, Sabiha Gökçen'e kara yoluyla gidilebileceğini düşünerek dışarıdaki ekibe hazırlanmaları için çıkış yapılabileceğini ilettiğini de belirterek, 23.15 civarı Ünal ve yanındaki generallerin toplantı salonuna geçtiğini anlattı.

Ünal'ın peşinden gittiğini ifade eden Karagöz, iddianamede yazılı saate göre 23.50'de helikopter ve bağrışma sesleri duyulduğunu söyledi.

Aralarında komutanın korumalarından Fatih Kahraman'ın da bulunduğu silahlı kişilerin toplantı kapısının önüne geldiğini ve "Komutanları korumaya, emniyeti sağlamaya benzer şeyler söylediklerini" aktaran Karagöz, "Komutan, 'Emri kim verdi?' dedi. Fatih Kahraman da 'Bilmiyorum, sizi korumaya geldik' dedi. Hava Kuvvetleri Komutanı Ünal da dışarıda beklemelerini söyledi." diye konuştu.

"Peşinden gitmek istedim ama muvaffak olamadım"

Karagöz, silah sesi duyulduğunu ve herkesin odada kaldığını belirterek, başka bir grubun gelip Ünal'a, "Buyurun, sizi daha güvenli bir yere götürüyoruz." dediklerini dile getirdi. Karagöz, "Ben de peşinden gitmek istedim ama engellendim. 'Komutanı bırakmam, götüremezsiniz.' diyerek ısrar ettim ama muvaffak olamadım." dedi.

Akabinde herkesin ellerinin kelepçelenip koridorda yüzüstü yatırıldığını, sonra da bazı generallerin kaldırılıp başka yerlere götürüldüğünü ifade eden Karagöz, rütbelerini öğrendikten sonra kendisini ve Mesut Gümüş'ü ayırdıklarını söyledi.

Karagöz, 02.30 civarında binbaşı Gümüş'ün, başlarında bekleyen askerden tuvalet için izin istediğini, tek kalmamak için kendisinin de aynı talepte bulunduğunu belirterek, koridorda generallerin tek sıra halinde götürüldüğünü, kendilerinin de onların arasına dahil edildiğini anlattı.

Helikopterle Fenerbahçe Orduevi'ne götürüldüklerini söyleyen Karagöz, komutanın eşinin yanına geçip ona destek olmaya çalıştıklarını belirtti.

Karagöz, Naile Ünal'ın "Ankara'ya dönsek daha mı iyi olur?" şeklindeki düşüncesi üzerine, Sabiha Gökçen'de beklediğini düşündüğü komutana tahsisli uçağın pilotunu aradığını ve Abidin Ünal'ın Akıncı Üssü'nde olduğunu öğrendiğini ifade etti.

Naile Ünal'ın yanında askeri personel ile gitmesi sakıncalı bulunduğundan, akrabalarıyla birlikte karayolundan Ankara'ya gittiğini dile getiren Karagöz, 16 Temmuz'da orada bulunan generallerin alınması için uçak tahsis edildiğini, önce Eskişehir'e uğrayan uçağın 02.00'de Etimesgut'a indiğini bildirdi.

Karagöz, pazar sabahı da karargaha geçip Hava Kuvvetleri Komutanı Ünal'ı karşıladığını ifade etti.

Komutanın uçağının Atatürk'ten Havalimanı'ndan Sabiha Gökçen Havalimanı'na geçmesi ve Ünal'ın Akıncı Üssü'ne götürülmesi yönünde direktif verdiği suçlamasını kabul etmeyen Karagöz, darbeciler tarafından verilen emirleri yerine getirdiği iddiasını da reddetti.

Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Karagöz, tahliye talebinde bulundu.

Nöbet değiştirmeye gelip olayların içinde kalmış

Sanık eski kurmay binbaşı Tunahan Özarslan da 15 Temmuz'da nöbetçi amir binbaşı Eyüp Has'ın bazı işleri için nöbet değiştirme talebi olduğunu belirterek, ancak genel sekreter albay Veysel Kavak'ın buna izin vermediğini söyledi.

Has'ın da birkaç saatliğine de olsa gelmesi ricasında bulunduğu belirten Özarslan, 15 Temmuz akşamı 21.45 gibi kışlaya geldiğini, kırmızı alarm verildiği için ancak nöbetçi amiri aratarak içeri girebildiğini öne sürdü.

Veysel Kavak'ın kendisini Genelkurmaya terör saldırısı olduğu ve buraya da olma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle Güvenlik Harekat Merkezi'ne (GHM) gönderdiğini, ancak burayı bilmediği için yanlışlıkla Hava Kuvvetleri Harekat Merkezine gittiğini iddia eden Özarslan, tuğgeneral Kemal Mutlum'un kendisini dışarı çıkardığını iddia etti.

Özarslan, GHM'ye gittiğini, ancak darbe girişimine yönelik bir eylemde bulunmadığını ifade ederek, olayların ortasında kaldığını savundu.

FETÖ ile bir bağı bulunmadığını öne süren Özarslan, tahliyesini talep etti.

Duruşma yarına ertelendi.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Akıncı Üssü Davası - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement