Almanya Adalet Bakanı Sabine
Leutheusser-Schnarrenberger, ülkesinde gündeme sünnet yasağına ilişkin, "Bana
sorarsanız toplum içinde yaşamla ilgili olarak bazen de her şeye düzen getirmemek
gerekiyor. Bazı noktalarda da belli bir açıklık, belli bir boşluk da bırakmakta
fayda var ki kendi kendine gelişsin" dedi.
Leutheusser-Schnarrenberger ve beraberindeki heyet, Diyanet İşleri Başkanı
Mehmet Görmez'i makamında ziyaret etti.
Almanya'da gündeme gelen sünnet yasağıyla ilgili tartışmalara değinen
Leutheusser-Schnarrenberger, konuyla ilgili hazırladıkları yasa tasarısının
bakanlar kurulundan geçtiğini, yakın zamanda da Federal Konsey'e sunulacağını
belirterek, "Bizim için bu anlamda önemli olan özellikle Almanya'da farklı
dinlere mensup insanların dinlerini yaşayabilmesidir. Bu noktada devletin
herhangi bir sınırlama getirmemesi gerektiğine inanıyorum" diye konuştu.
Konuya ilişkin bir mahkeme kararı olduğuna değinen
Leutheusser-Schnarrenberger, "Almanya'da devletin insanların dinlerini yaşama
biçimine karışmaksızın kendi hukuk düzenine göre yıllardır yapılmakta olan dini
bir işlemin bundan sonra da yapılabilmesini sağlayacak şekilde bir yasa tasarısı
hazırladık" ifadesini kullandı.
- "Türkiye Almanya'sız, Almanya Türkiye'siz yapamaz"-
Görmez ise inanç özgürlükleri ve İslam'ın Almanya'nın bir parçası olduğuna
dair daha önce yaptığı açıklamalarını hatırlattığı Leutheusser-Schnarrenberger'e
teşekkür etti.
Türkiye ile Almanya'nın "3 milyon ortak akrabası" olduğuna dikkati çeken
Görmez, "Benim her zaman söylediğim bir şey vardır. Türkiye Almanya'sız, Almanya
Türkiye'siz yapamaz" diye konuştu.
-"İnanç değerleriyle asla oynamamak gerekir"-
Almanya'da son dönemde meydana gelen İslam'la ilgili gelişmeleri büyük
mutlulukla karşıladıklarını dile getiren Görmez, bunun yanı sıra sünnet yasağı ve
İçişleri Bakanlığı'nın, "Aşırılıkla mücadele" adı altında yayımladığı afişlerin
ise olumsuzluk ortaya çıkardığını vurguladı.
Görmez, Almanya'da gündeme gelen sünnet yasağının, sonrasında hukuk
fakültelerinde inançların simgesel uygulamaları ve değerlendirmeleri konusunda
bilgilendirme gereğini ortaya çıkardığını ifade ederek, "Her inancın tarihinde
bir takım uygulamalar var ki şeklen bizim kafamızda oluşturduğumuz hukuki
kurallara aykırı düşebilir. Burada Kapadokya diye bir bölge vardır, yer altında
şehirler kurulmuştur. Hristiyan topluluklar bu bölgede yaşarken inançlarını
uygulayamadıkları için yer altında şehirler kurmuşlardır. Dolayısıyla inanç
değerleri ile asla oynamamak gerekir" dedi.
Bunun üzerine, Leutheusser-Schnarrenberger de sünnet konusunda Almanya'da
farklı kesimlerle görüştüklerini, sonrasında da İslam ve Yahudilik arasında
sünnet konusunda farklılık olduğunu gördüklerine değinerek, sünnetin doktor
tarafından yapılması zorunluluğundan vazgeçerek yeni bir düzen getirmeye
çalışacaklarını söyledi.
Görmez, İslam açısından sünnet uygulamasının yapılışında salt uzmanlığa
başvurmanın esas olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Bu uygulamayı yapanın illa din adamı olması gerekmiyor. Bilakis eğer
cerrahi bir operasyondan anlamıyorsa yapması doğru değildir. Çocuğa ve çocuğun
sağlığına zararı olacaksa herhangi bir kimsenin bunu yapması mümkün değildir,
doğru da değildir. Ama Yahudilik'te bizatihi bu uygulamayı gerçekleştirenin de
bir dini nosyonu olması gerekiyor, din adamı olması gerekiyor. Amerika gibi,
latin Amerika gibi muhtelif ülkelerde herhangi bir dini saikle değil, tamamen
sağlık ve hijyen saikiyle bu uygulamayı gerçekleştirenler var."
Leutheusser-Schnarrenberger ise konuyla ilgili çalışmalar yapılırken çocuk
sağlığının birinci sırada geldiğini söyledi.
-Kulak deldirmek yaralama mı?-
Görmez'in, kız çocuklarının küpe takmak için kulaklarını deldirmelerinin
Alman mahkemelerince yaralama olarak değerlendirilip değerlendirilmediği
yönündeki sorusu üzerine Leutheusser-Schnarrenberger, yasa tasarısı çerçevesinde
ceza unsuru getirmediklerini ve bunun ceza hukukunu ilgilendiren bir konu
olmadığını belirtti.
Leutheusser-Schnarrenberger, "İşin bu boyutuna girersek piercinglere de
küpelere de buna benzer belki başka konulara ilişkin de düzenlemeler getirmek
gerekir. Bana sorarsanız toplum içinde yaşamla ilgili olarak bazen de her şeye
düzen getirmemek gerekiyor. Bazı noktalarda da belli bir açıklık, belli bir
boşluk da bırakmakta fayda var ki kendi kendine gelişsin" dedi.
Görmez'in, sünnet yasağıyla ilgili kararı veren hakime, kulak delmeyle
ilgili bir olay götürülmesi halinde nasıl karar verileceği yönündeki sorusuna ise
Leutheusser-Schnarrenberger, "Bildiğim kadarıyla Almanya'da böyle bir mahkeme
kararı hiç gündeme gelmedi. Sünnetle ilgili olarak bir hakim böyle bir karar
verdi ve bizde hakimlerin tarafsızlığı, bağımsızlığı son derece önemlidir ve ben
buna halel getirecek herhangi bir ifadede bulunmak istemiyorum. Dolayısıyla
benden hakimin vermiş olduğu kararla ilgili olarak eleştirel bir söz
duyamayacaksınız" yanıtını verdi.
-" Balkanlar'da bütün Müslüman azınlıklar kendi vakıf mallarından mahrum"-
Türkiye'de farklı dinlerin bulunduğuna işaret eden
Leutheusser-Schnarrenberger, Görmez'e, azınlıklar ve ruhban okuluyla ilgili
değerlendirmelerini sordu.
Görmez, başkanlık görevine geldiğinde tüm dini azınlıkların liderleriyle bir
araya gelerek, onlara, "Bizim sahip olup, sizin sahip olmadığınız bir hak var
mıdır? Eğer böyle bir şey varsa ben sonuna kadar sizin o haklarınızla ilgili
desteği vermeye hazırım" dediğini hatırlattı. Görmez, şunları kaydetti:
"Birkaç tane önemli sorunları vardı. Bunlardan bir tanesi ulus devlet
yapısına döndükten sonra bütün vakıf mallarına el konulmuş olmasıydı. Bunun
düzeltilmiş olmasından büyük memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum. Vakıf
mallarına sahip olmuş olmaları hakikaten önemli bir gelişme. Balkanlar'da bütün
Müslüman azınlıklar kendi vakıf mallarından mahrumdur. Ancak dünyanın hiçbir
insan hakları raporunda, hiçbir azınlık raporunda yer almaz bu. İkinci büyük
eksikleri özellikle din adamlarını yetiştirmek için kendi okullarına sahip
olmayışlarıydı. Aslında Diyanet de o hakka sahip değil. Çünkü bütün din adamı
yetiştiren okullar da Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı. Yani Alman dostlarımızın o
muhteşem anayasacılık ilkesinden hareket edildiğinde yüzlerce bahane bulmamız
mümkündür. Göreve başladığım günden itibaren Ortodoks vatandaşlarımızın kendi din
adamlarını yetiştirmek için diyelim ki Yunanistan'a çocuklarını göndermek zorunda
kalmalarının, Ermeni vatandaşlarımızın Ermenistan'a gönderilmek zorunda
kalmalarının, hatta Caferi vatandaşlarımızın İran'a gönderilmek zorunda
kalmalarının kabul edilebilir olmadığını yüksek sesle ifade ediyorum."
Görüşme sonrasında Leutheusser-Schnarrenberger, Görmez'e kalem hediye
ederken, Görmez'de, konuğuna üzeri işlemeli bir tabak sundu.
Muhabir: Enes Kaplan
Yayıncı: Murat Taydaş - ANKARA
Son Dakika › Güncel › Almanya Adalet Bakanı Leutheusser-Schnarrenberger, Diyanet İşleri Başkanı Görmez'i Ziyaret Etti - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?