Anayasa Mahkemesi, cocuğu askerde intihar eden ailenin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararı doğrultusunda yargılamanın yenilenmesi talebinin reddini, yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edilmesi olarak değerlendirerek yeniden yargılama yapılmasını kararlaştırdı.
Resmi Gazete'de yayımlanan kararda, Bayram Dülek'in, 2 Mayıs 2006'da İzmir Yeni Foça 7. Jandarma Eğitim Alay Komutanlığı emrinde jandarma komando olarak askerliğe başladığı belirtildi.
Dülek, askerliğe başlarken doldurduğu bilgi formunda, kronik bir psikiyatrik sorun nedeniyle sıkıntı yaşadığını beyan etti. Birlik doktoru tarafından muayene edilen Dülek, "distimik bozukluk" teşhisiyle hastaneye gönderildi.
Dülek'e, İzmir Asker Hastanesi psikiyatri polikliniğinde "askerlik hayatına adapte olma sürecine bağlı oluşan anksiyete" teşhisi konuldu ve 5 gün istirahat verilerek tedavinin 1 ay sürmesi kararlaştırıldı.
Birlik doktoru tarafından 16 Haziran 2006'da yeniden muayene edilen Dülek'in, psikolojik rahatsızlığı nedeniyle sıkıntı yaşamaya devam ettiği, intihar eğilimi olduğu belirtildi ve 19 Haziran'da İzmir Asker Hastanesine sevk edilmesine karar verildi.
Dülek, 19 Haziran günü sabah saat 05.30'da, askerlik yaptığı birliğin hizmet binasında koğuşların bulunduğu yerdeki tuvaletler bölümünde asılı halde ölü bulundu.
Dülek'in ailesi, uğradıkları maddi ve manevi zararın giderilmesi talebiyle 21 Şubat 2007'de İçişleri Bakanlığına başvurdu ancak olumlu sonuç alamadı.
Aile, çocuklarının iyileşinceye kadar askere alınmaması gerektiği halde sağlıklı bir tıbbi inceleme yapılmadan askere alındığı, görevli komutanlara gerekli bilgiler verilmesine rağmen tedavi için herhangi bir işlem yapılmadığı iddiasıyla Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde (AYİM) tam yargı davası açtı.
AYİM 2. Dairesi, olayda idarenin sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetti.
Karar düzeltme talebi üzerine başvuruyu yeniden görüşen AYİM 2. Dairesi, Dülek'in tanı ve tedavisinde hizmet kusuru bulunup bulunmadığı konusunda Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinde görevli 3 profesörden oluşan bilirkişi heyetinden rapor istedi.
AYİM, teşhis ve tedavide herhangi bir ihmal ve gecikme olmadığı yönündeki bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verdi.
İkinci kez yapılan karar düzeltme talebinin kabul edilmemesi üzerine aile üyeleri, AİHM'e başvurdu.
AİHM, Dülek'in askere alınmasının ve askerlik hizmetini sürdürmesinin ruhsal ve fiziksel bütünlüğü konusunda gerçek bir risk oluşturduğunu askeri makamların bilmesi gerektiğine, bu nedenle yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
Aile, AİHM kararı doğrultusunda AYİM'e başvurarak, yargılamanın yenilenmesini, kendilerine maddi ve manevi tazminat ödenmesini istedi.
AYİM, ailenin yargılamanın yenilenmesi talebini reddetti. Karar düzeltme talebinin de kabul edilmemesi üzerine aile üyeleri, 24 Nisan 2013'te Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Yüksek Mahkeme, başvuru sonucunda yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına hükmetti.
"Hukuken bağlayıcı"
Kararda, Türkiye'nin 1989'da AİHM'in zorunlu yargı yetkisini tanıdığı belirtilerek, böylece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesindeki (AİHS) temel hak ve özgürlükleri güvence altına alma yükümlülüğünü kabul ettiği, yargı yetkisi içindeki tüm bireylere, hukuken bağlayıcı nitelikte ihlal kararı verebilecek bir uluslararası mahkemeye başvuru hakkı verdiği anlatıldı.
AİHS ile güvenceye alınan temel hak ve özgürlüklerin etkili şekilde korunmasının AİHM tarafından verilen ihlal kararlarının iç hukukta gereği gibi yerine getirilmesiyle mümkün olduğu vurgulanan kararda, aksinin, sözleşmeyle güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin uygulamada etkili şekilde korunamadığı anlamına geleceği ifade edildi.
Kararda, "AYİM, AİHM'in ihlal kararı sonrasında anılan şikayeti, işlemden kaynaklanan tazminat davası olarak nitelendirmiş ve bu şikayetin süresi içinde yapılmadığı gerekçesiyle incelenmeksizin reddine karar vermiştir. AYİM'in bu yorumu, öngörülemez ve oldukça katı bir yorum olup ihlalin uygun ve yeterli biçimde giderilmesini oldukça zorlaştırmakta ve AİHM tarafından verilen ihlal kararının sonuçlarını etkisiz bırakmaktadır" denildi.
Başvurucuların tazminat talebinde de bulunduğu belirtilen kararda, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesinin, başvurucuların ihlal iddiası açısından yeterli bir tazmin oluşturduğu, bu nedenle tazminat taleplerinin reddedildiği aktarıldı.
Son Dakika › Güncel › Anayasa Mahkemesinden İhlal Kararı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?