Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile Anayasa Mahkemesine yapılan başvurularda adil yargılanma konusundaki şikayetlerin ilk sırada yer alması, yargı sistemindeki yapısal sorunların çözümüne yönelik köklü değişikliklerin acilen yapılmasını zorunlu kılmaktadır" dedi.
Kılıç, Yüksek Mahkemenin kuruluşunun 51. yıl dönümü dolayısıyla Yüce Divan Salonu'nda düzenlenen törende, geçen yıl başlayan bireysel başvuru uygulamasına ilişkin bilgi verdi.
Uygulama kapsamında yapılan hazırlık ve eğitim çalışmalarını anlatan Kılıç, uyuşmazlıklarda uluslararası sözleşmeleri üstün kılan Anayasa'nın 90. maddesi ve Anayasa Mahkemesine tanınan bireysel başvuruya ilişkin düzenlemeleri devrim olarak niteledi.
Yasama organının, hak ihlallerinin önlenmesi kapsamında ortaya koyduğu bu güçlü iradenin, yargı kuruluşlarınca yapılacak uygulamalarla desteklenmesi gerektiğini belirten Kılıç, her iki düzenlemenin birbirini tamamladığını ve bireysel başvuru yolunun Anayasa'nın 90. maddesinin hayata geçirilmesi konusunda denetleyici bir fonksiyon üstlendiğini söyledi.
Kılıç, şöyle devam etti:
"Temel haklarla ilgili evrensel anlayışlarla buluşma konusunda, etkin bir görev üstlenen Anayasa Mahkemesinin insan onurunu yüceltecek, özgürlük alanını genişletecek çalışma anlayışıyla hareket edeceğinden kimsenin kuşku duymaması gerektiğini belirtmek isterim. Yeni başlanan bu görevde gerekli içtihatlar ortaya çıkıncaya kadar halkımızın sabrına ve anlayışına ihtiyacımız vardır. İlk başvurularda görülen usuli ve şekli eksikliklerin yoğunluğu nedeniyle işin esasına ilişkin kararların çıkmasında makul bir sürenin geçmesinin zorunlu olduğu görülmektedir."
-"Bugüne kadar 4 bin 42 başvuru yapıldı"-
Bireysel başvuruya ilişkin rakamları da paylaşan Kılıç, bugüne kadar 4 bin 42 başvuru yapıldığını, bunların yüzde 75'inin adil yargılama konusundaki hak ihlali iddialarının, yüzde 25'inin ise mülkiyet hakkı başta olmak üzere diğer haklara ilişkin şikayetlerden oluştuğunu belirtti. Kılıç, "Denilebilir ki Anayasa Mahkemesine yapılan şikayetler sonucunda hak ihlaline ilişkin verilecek kararların en çok adil yargılanma konusunda gerçekleşeceğinin tahminini yapmak zor değildir" dedi.
Bireysel başvuru konusunda beklentilerin yüksek olduğunu bildiklerini ifade eden Kılıç, şöyle konuştu:
"Özellikle yargı teşkilatının yapısal sorunlarından kaynaklanan hak ihlallerinin, bireysel başvuru yoluyla kısa vadede ortadan kaldırılacağını düşünmek gerçekçi bir yaklaşım değildir. Son yıllarda yargı reformları kapsamında yapılan değişikliklerin, sorunların çözümü konusundaki olumlu etkilerini önemsiyoruz. Yıllarca biriken sorunların giderilmesi için yasamanın, yürütmenin ve yargı organlarının gösterdikleri samimi gayretler görmezden gelinemez. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile Anayasa Mahkemesine yapılan başvurularda adil yargılanma konusundaki şikayetlerin ilk sırada yer alması, yargı sistemindeki yapısal sorunların çözümüne yönelik köklü değişikliklerin acilen yapılmasını zorunlu kılmaktadır."
-"Açık, net, anlaşılır biçimde düzenlenmeli"-
Hak ve özgürlüklerin tarihine bakıldığında büyük çatışmaların, bireyle devlet arasındaki sınırlarda gerçekleştiğini belirten Kılıç, bu çatışmaların yaşanmaması için çağdaş her ülkenin anayasasında var olan hak ve özgürlükler ile bunların sınırlandırılma sebeplerinin açık, net, anlaşılır biçimde anayasada düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
Kılıç, geçmişte anayasa yargısının sicilinde kayıtlı olan bilgilerin, insan haklarına ilişkin sınırların açıkça çizilmesini zorunlu kıldığını dile getirdi.
Kuvvetler ayrılığı ilkesinin amacına uygun şekilde tanımlanarak, güçler arası yetki çatışmasına engel olma konusunu anayasanın temel değerleri arasında sayan Kılıç, şunları söyledi:
"Yasama organını yürütme organının doğal parçası haline getiren bugünkü uygulama, çağdaş anlamda gerekli olan kontrol ve denge sistemini etkin şekilde uygulamaya imkan vermemektedir. Yargı ile yasama ve yürütme arasındaki diyalog, iş bölümüne dayalı bir anlayış yerine yargının yerindelik denetimi yapması nedeniyle çatışmaca bir ilişkiye dönüşmüş, toplumda derin izler bırakan bu durumun düzeltilmesi için anayasal değişiklikler yapılması zorunluluğu doğmuştur. Bu çatışmaları tekrar yaşamamak için anayasada özellikle yüksek yargı kuruluşlarının tarafsızlığını ve bağımsızlığını sağlayacak demokratik seçim yöntemleri öngörülmeli ve yargı yetkisinin sınırları da açıkça belirtilmelidir.
Yasama ve yürütme organları arasında oluşan vesayet sorunu anayasal düzeyde çözülmese bile siyasi partiler ve seçim kanunlarında yapılacak değişikliklerle daha demokratik bir temele oturtulabilir."
Geçmişte yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin büyük sorunlar doğurduğunu hatta seçim süreçlerinin askeri ve yargısal müdahalelere konu olduğunu anımsatan Kılıç, bu ve benzer sorunları ortadan kaldırmak için 2007 yılında Anayasa'da yapılan değişiklikle Cumhurbaşkanlığı seçiminin halk iradesine bırakıldığını anımsattı.
Kılıç, bu şekilde güçlü bir destekle seçilen Cumhurbaşkanı ile yürütme organı arasında muhtemel bir yetki çatışmasının olabileceği düşüncelerinin ileri sürüldüğünü, yaşanabilecek olumsuz gelişmelerin yeni seçim sistemi ile bir ilgisinin bulunmadığının düşünüldüğünü ifade etti.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, "Geçmişte parlamento tarafından seçilen Cumhurbaşkanları ile yürütme organı arasında yaşanan sorunlar, ileri sürülen sakıncaları doğrulamamaktadır. Konu demokratik yönetim anlayışı ile öznel düşünce ve inançlarla doğrudan ilgilidir" değerlendirmesinde bulundu.
(Bitti) - ANKARA
Son Dakika › Güncel › Anayasa Mahkemesinin 51. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni - Son Dakika
Sizin düşünceleriniz neler ?