Antalya Körfezi'ndeki balıkların yerini işgalci Kızıldeniz türleri alıyor
Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mehmet Gökoğlu, Antalya Körfezi'nde biyolojik işgal olduğunu belirtti. Prof.Dr. Gökoğlu, orfoz, lagos ve grida gibi Antalya'ya özgü balık türlerinin hayli azalarak, yerlerini Kızıldeniz işgalcisi balon balığı, aslan balığı, kardinal balığı ve egzotik karides türlerine bıraktığını söyledi.
Adını 'Deniz Tanrısı' Poseidon'dan alan Posidonia Çayırları'nın (deniz çayırları) Antalya Körfezi'nin endemik türlerinden olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, deniz çayırlarının bazı bölgelerde tamamen yok olduğunu belirtti. Bilinçsizce atılan çıpalar, zincirler, kirlenme ve kıyıların tahrip edilmesinin buna neden olduğunu açıklayan Prof.Dr. Gökoğlu, Deniz çayırlarının olduğu bölgelerin doldurulması, iskele, liman yapılması da bu türün yok olmasının en önemli nedenleri arasında dedi. Deniz dibindeki tahribat, kirlenme ve çölleşmeyle ilgili önlem alınmaması halinde belki de 10 yıl sonra deniz dibindeki hayatın alt üst olacağını kaydeden Prof.Dr. Gökoğlu, Eğer deniz çayırları tamamen yok olursa o bölgede beslenen diğer canlılar da azalacak. Çünkü o canlılar bu deniz çayırlarıyla beslenir, onun içine yumurta bırakır, yavrularını onun içerisinde gizler. Dolayısıyla deniz çayırları olmayınca bu canlıların da o bölgede olmadığını göreceğiz. Bu üzücü bir durum dedi.
'ÖNLEMLER ACİLEN ALINMALI'
Bugün mevcudun korunmasının bile çok önemli olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Gökoğlu, şunları söyledi
Devletin bu konuda bir planlama yapması gerekiyor. Turizm elbette olacak. Gelirimizin büyük kısmı turizmden. Turizm olmasın demiyoruz ama turizm bilinçli yapılmalı. İsteyen istediği yere çıpa atmamalı. Zincir deniz dibini ezmeyecek, çıpa da deniz dibini yıkıp parçalamayacak. Kirlenmeyi de durdurmamız gerekiyor. Türkiye'nin kaybedecek daha fazla zenginliği yok. Boşa harcayacak zenginliğimiz yok. Önlemleri mutlaka almalıyız.
'İŞGALCİ TÜRLERİN EKONOMİK DEĞERİ YOK'
Körfezde 10 yıl öncesine kadar bol miktarda var olan orfoz, lagos, grida gibi Akdeniz'e özgü balık türlerinin bilinçsiz avlanma sonucu hayli azaldığına dikkati çeken Prof.Dr. Gökoğlu, onların yerine bugün Kızıldeniz'den gelen işgalci türlerin boy gösterdiğini belirtti. Küresel ısınma ve Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayan Süveyş Kanalı'nın genişletilmesinin işgalci türlerin Akdeniz'e gelmesinde en büyük etken olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Gökoğlu, bu türlerin ekonomik değerinin olmadığını kaydetti. Kızıldeniz'den gelen egzotik karides türlerinin yeni bir tür olarak kazanç olarak görülmesine karşın diğer türler için bunun söz konusu olmadığını anlatan Prof.Dr. Gökoğlu, şöyle devam etti
Körfeze yeni giren balıkları kazanç değil kayıp olarak görmek lazım. Mesela Kızıldeniz'den gelen balon balığı var. Bu tür aşırı çoğaldı. Bu balığı ekonomik olarak değerlendiremiyoruz. Kızıldeniz'den gelen ekonomik değeri olmayan başka türler de var. Bu türler besin açısından, körfezin yerli balıklarının besinine ortak oluyor. Alanı paylaşıyor. Diğer balıklar üzerine baskı kuruyor. Balık avını güçleştiriyor. Ağa takıldıklarında zarar veriyor. Balıkçı bunun için ekstra bir iş gücü harcamak zorunda kalıyor.
KIZILDENİZ'DEN 63 TÜR BALIK ANTALYA KÖRFEZİ'NE GİRDİ
Kızıldeniz'den son gelen göçmen balığın bir tür hamsi olduğunu sözlerine ekleyen Prof.Dr. Gökoğlu, Bu türü Aksu Beşgöz Deresi'nde tespit ettik. Bu tür Karadeniz hamsisi gibi değil. Çok çabuk dağılıyor. Yağsız bir balık. Karadeniz hamsisi gibi lezzetli değil dedi. Prof.Dr. Gökoğlu, 10 yıldır devam eden çalışmalarında Kızıldeniz'den gelen çok fazla tür tespit ettiklerini belirterek, Çalışmalarımızda Antalya Körfezi'nde aslan balığı, deniz kestanesi, kardinal balığı gibi 63 tür göçmen balık belirledik dedi.
Prof.Dr. Gökoğlu, Antalya Körfezi'nin Kızıldeniz işgalcileri arasında encrasicholina punctifer (hamsi), saurida lessepsianus (lokum balığı), pterois miles (aslan balığı), pterois volitans (aslan balığı), plates quadrilineatus, jaydia söithi (kardinal balıkları), jaydia queketti (apogon), cheilodipterus novemstriatus (kardinal balığı), ostorhinchus fasciatus (kardinal balığı), sillago suezensis, alepes djedaba, equulites klunzingeri, pomadasys stridens (çizgili gırt gırt türleri), nemipterus randalli (mercan), parupeneus forsskali (barbun), upeneus pori (kum barbunu), pteragogus trispilus (lapin) ve lagocephalus sceleratus, lagocephalus spadiceus, lagocephalus suezensis, lagocephalus guentheri, sphoeroides pachygaster, torquigener flavimaculosus, tylerius spinosissimus balon balıklarının yer aldığını kaydetti.
'İYİ Kİ KÖRFEZİ BESLEYEN ÇOK AKARSU VAR'
Antalya Körfezi'nin her yerinde akıntı olduğunu anlatan Prof.Dr. Gökoğlu, Akıntılar, daha temiz suların gelmesini sağlar dedi. Körfezi besleyen akarsuların da bol olduğunu kaydeden Prof.Dr. Gökoğlu, Alara Çayı, Dim Çayı, Manavgat Irmağı, Aktaşlar Deresi, Köprüçayı Irmağı, Acısu Deresi, Beşgöz Deresi, Aksu Çayı, Kopak Çayı ve Boğaçayı körfeze akan akarsular. Bunlar, denizlerin kan damarlarıdır. Onları besler diye konuştu.
Son Dakika › Güncel › Antalya Körfezi'ndeki Balıkların Yerini İşgalci Kızıldeniz Türleri Alıyor - Son Dakika
Sizin düşünceleriniz neler ?