Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) askeri yargıdaki yapılanmasını oluşturdukları ve Yurtta Sulh Konseyince sözde sıkıyönetim mahkemelerinde görevlendirildikleri belirtilen 33 sanığın yargılandığı davanın duruşması görülüyor.
Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsündeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.
Sanık Sefa Mumcu, savunmasında, devlet okullarında okuduğunu, cemaate ait olmayan Büyük Samsun Dershanesine gittiğini, babasının tayini nedeniyle Selçuk Üniversitesinde öğrenim gördüğünü, mezun olduktan sonra da sözleşmeli subay sınavını kazandığını anlattı.
FETÖ'nün darbe girişimini şiddetle kınadığını belirten Mumcu, rızası, onayı ve bilgisi olmadan kendisini sözde sıkıyönetim atama listesine yazanlar hakkında suç duyurusunda bulunduğunu bildirdi. Mumcu, sözde listede Diyarbakır 1 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesine atandığını, bunun kendisi için tenzili rütbe olduğunu ileri sürdü.
Eşiyle yüksek lisans yaparken tanıştığını dile getiren Mumcu, eşinin 10 yıl boyunca atanamadığını kaydetti.
Bank Asyada hesabının bulunmadığını ifade eden Mumcu, iddianameye giren tüm para hareketlerinin borç-alacak ilişkisinden ibaret olduğunu savundu.
Darbe girişimi gecesi memleketinde izinde olduğunu belirten Mumcu, yakınlarıyla mesajlaşmalarını mahkeme heyetine gösterdi. Mumcu, yakınlarının darbe girişimine ilişkin söylemleri üzerine, "O devirler bir daha açılmamak üzere kapandı." ifadesini kullandığını iddia etti. Girişimden haberdar birinin bu şekilde konuşmayacağını vurgulayan Mumcu, tahliye talebinde bulundu.
"Allah bunlara akıl fikir versin"
Sanık Taha Erol ise kim tarafından hazırlandığı belli olmayan listede askeri savcılığa, aynı görev yerine isminin yazıldığını söyledi.
Darbe girişiminin yapıldığı 15 Temmuz'da evde televizyonda Boğaz Köprüsü'nün tutulduğunu gördüğünü ve terör saldırısı olduğunu düşündüğünü dile getiren Erol, bunun üzerine babasının yanına geçtiğini, teşebbüs olduğunu yine televizyondan babasının yanında öğrendiğini kaydetti.
"Darbe kalkışmasını hayretle ve kanım donarak izledim." diyen Erol, eşinin akrabalarının bulunduğu WhatsApp grubunda darbeciler için "Allah bunlara akıl fikir versin." şeklinde mesaj attığını savundu.
Askeri Başsavcı Ümit Gül'ün ertesi gün kendisini aradığını ve darbecilere karşı görev yapacağını söylediğine işaret eden Erol, Tümgeneral Cevat Yazgılı'nın yanına gittiğini, onun talimatıyla darbecilerin gözaltına alınması için çalıştığını ileri sürdü.
Erol, Yazgılı'nın kendisini derdest etmeye çalıştığını belirttiği bir kurmay albayın da bu çalışmalar sırasında gözaltına alındığına dikkati çekerek, daha sonra sıkıyönetim direktifinde ismi bulunduğu gerekçesiyle Cevat Yazgılı'nın da götürüldüğünü söyledi.
Aynı şekilde sonraki gün de Akıncı Üssü'nde cumhuriyet savcılarına destek için görevlendirildiğini anlatan Erol, akşam saatlerine kadar çalıştıklarını anlattı.
Erol, pazartesi günü mesaiye gittiğinde Anadolu Ajansının geçtiği bir fotoğrafta Cevat Yazgılı ve onu derdest etmeye çalıştığını belirttiği albayı yan yana kelepçeli şekilde görünce çok üzüldüğünü ifade etti.
İsminin bulunduğu listeyi gördüğünde ise kendisinden emin olduğu için çok da tedirginlik yaşamadığını öne süren Erol, "Bu listedeki kişilerin darbeye karşı olanları yargılayacağı belirtiliyor. Asıl darbenin karşısında yer alan benim." savunmasını yaptı. Erol, Yazgılı'nın daha sonra serbest kaldığını, kendisinin de salıverileceğine inandığını dile getirdi.
"İsmimi listeye yazanlardan şikayetçiyim"
Tutuksuz sanık Züleyha Demir de sözde sıkıyönetim listesini hazırlayarak isminin burada yer almasını sağlayanlardan şikayetçi olduğunu vurguladı.
Askeri savcılıkta savcı yardımcısı olarak görev yaparken, 11-21 Temmuz 2016 tarihlerinde nöbetçi askeri savcı olarak görevlendirildiğini bildiren Demir, ailevi nedenlerden dolayı görevi başkasına devrettiği ve izin alarak babasının yanına gittiğini anlattı.
Darbe girişimi sırasında eşiyle babasının evinde olduğunu, eşi ve kendisinin amirleriyle görüştükten sonra evde kaldıklarını ve dışarı çıkmadıklarını ifade eden Demir, ertesi gün İstanbul'a giderken kıdemli savcının kendisini aradığını, isminin darbecilerin hazırladığı listede bulunduğu ve hakkında gözaltı kararı çıkarıldığı bilgisini verdiğini kaydetti.
Fenerbahçe Orduevindeki lojmanda gözaltına alındığını, sonrasında adli kontrolle serbest bırakıldığına dikkati çeken Demir, "Darbe girişimiyle ilgili en ufak ilgisi, bilgisi olan kişinin görev yaptığı askeri savcılıkta nöbetçi olmasına rağmen bir gün önceden nöbetini değiştirerek izin alıp ailesinin yanına gitmesi hayatın olağan akışına uygun değildir." ifadelerini kullandı.
Listedeki görevlendirmeyi darbenin başarısız olmasından 2 gün sonra öğrendiğine dikkati çeken Demir, görevlendirmeyi kabul ettiğini ya da görevlendirme kapsamında icraatta bulunduğunu gösterir delil bulunmadığını, bu nedenle listede isminin yer almasından suçlanamayacağını ileri sürdü.
Duruşmaya, öğle arası verildi.
Son Dakika › Güncel › Askeri Yargıdaki Fetö Yapılanması Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?