Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Herkes bizi sevmek zorunda değil Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Herkes bizi sevmek zorunda değil. Bunu samimi söylüyorum. Böyle bir mecburiyet yok. Herkes partimizi, politikalarımızı, icraatlarımızı, duruşumuzu, tavrımızı sevmek, beğenmek, onaylamak zorunda değil. Böyle bir şey yok, olamaz. Seven sevmeyen fark etmez" dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) 69. Genel Kurulu öncesinde delegelere hitap etti. TOBB'nin yarın başlayacak Genel Kurulu'nun hayırlı olması talebinde bulunan Erdoğan, Yüksek Askeri Şura toplantısı nedeniyle Genel Kurul'un açılış toplantısına katılamayacağını söyledi.
-"BAZI ÖZEL KAMPANYALARA RAĞMEN 121 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNE YİNE BİRLİKTE ULAŞTIK"-
Erdoğan, TOBB Genel Kurullarının Türkiye ekonomisinin ve ülkenin gerçek gündeminin fotoğrafının çekildiği, manzaranın net şekilde ortaya konulduğu bir özellik ihtiva ettiğini ifade eden Erdoğan, "Sizler, Türkiye'nin aslında gerçek gündemini, Türkiye'nin değişimini dönüşümünü, 81 vilayette en yakından, en sıcak şekilde izleyen ve hisseden bir kesimi teşkil ediyorsunuz" dedi. İş dünyasının 10,5 yıl içinde Türkiye'de istikrar ve güven ortamının ne anlama geldiğini ve ne ifade ettiğini en iyi anlayan kesim olduğunun altını çizen Erdoğan, "Türkiye ekonomisini sizlerle 230 milyar dolardan devraldık, 2012 yılı sonu itibarıyla 786 milyar dolar büyüklüğüne hamdolsun ulaştırdık. Bunu sizlerle yaptık. Merkez Bankası rezervlerine bakıyoruz, göreve geldiğimizde 27,5 milyar dolardan devraldık, şu an itibarıyla bazı özel kampanyalara rağmen 121 milyar dolar seviyesine yine birlikte ulaştık" diye konuştu.
-"EĞER BİR KEZ BOYUN EĞMİŞ OLSAYDIK İNANIN TÜRKİYE'Yİ BÖYLE 3 KATTAN FAZLA BÜYÜTEMEZDİK"-
İş adamlarının ve TOBB mensuplarının, 2002 yılı öncesindeki sorunların bedelini hep birlikte ödediğini ve sorunları yaşadığını ifade eden Erdoğan, "TOBB'un tüm mensupları 2002 ve öncesindeki o istikrarsızlık ortamını, güvensizlik ortamını, o flu, belirsizlik ortamını yaşadılar, tecrübe ettiler. Siyasetteki istikrarsızlığın, belirsizliğin ve koalisyon dönemlerinin ağır faturasını sizler hep birlikte ödediniz, milletçe ödedik" dedi.
Erdoğan, hükümetin elde ettiği başarıların güven ve istikrarın eseri olduğunu vurgulayarak, "Demokraside en küçük bir geriye gidişin faturasını önce sanayici öder, önce tüccar öder, yani siz ödersiniz, biz öderiz, ardından millet öder, ardından Türkiye öder. Dış politikadaki en küçük ilkesizliğin bedelini sizler ödersiniz, bizler öderiz, milletçe hepimiz öderiz" şeklinde konuştu.
Bugün gelinen noktaya çok zor şartlar aldıkta ulaşıldığını belirten Erdoğan, "10,5 yıl boyunca Türkiye'yi bu seviyelere taşımak için neler çektiğimizi, ne badireler atlattığımızı, nasıl kararlı mücadele verdiğimizi sizler de çok iyi biliyorsunuz. Eğer bir kez taviz vermiş olsaydık inanın bugünlere ulaşamazdık. Eğer bir kez boyun eğmiş olsaydık inanın Türkiye'yi böyle 3 kattan fazla büyütemezdik. Hukukun zorlanması karşısında, provokasyonlar karşısında, tahrikler, tuzaklar, saldırılar karşısında en küçük bir zafiyet göstermiş olsaydık inanın bugün Türkiye'yi dünyanın parlayan bir yıldızı konumuna yükseltemezdik" dedi.
-"BİZ, 76 MİLYONUN TAMAMIMIN HÜKÜMETİYİZ"-
TOBB'un, demokratik hassasiyet konusunda 10,5 yıl boyunca üzerine düşen görevi yerine getirdiğini ve bundan sonrada demokrasi konusunda çok duyarlı olacağını ifade eden Erdoğan şöyle konuştu:
"Herkes bizi sevmek zorunda değil. Bunu samimi söylüyorum. Böyle bir mecburiyet yok. Herkes partimizi, politikalarımızı, icraatlarımızı, duruşumuzu, tavrımızı sevmek, beğenmek, onaylamak zorunda değil. Böyle bir şey yok, olamaz. Seven sevmeyen fark etmez. Her zaman söylüyorum; biz, bu millete efendi olmaya değil, bu millete hizmetkar olmaya geldik. Bizler 76 milyonun tamamının memnun olacağı politikalar üretmekle kendimizi mesul görüyoruz. Ama yüzde yüz herkesi memnun etmek mümkün mü? O da mümkün değil ama biz bu niyetle adımlarımızı atacağız. Temennimiz odur ki niyet hayır olduktan sonra, akibette hayır olur. 76 milyonun fertleri arasında hiçbir ayrım yapmak, asla. Batı ne hizmet alıyorsa doğu da o hizmeti alacak. Kuzey ne hizmet alıyorsa güney de o hizmeti alacak"
Hakkari'ye yapılacak havalimanının inşaatının ve Esendere Gümrük Kapısı yapımıyla ilgili engellemeler olduğunu söyleyen Erdoğan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun Esendere Gümrük Kapısı'nın yapımında yaşanan sorunlar nedeniyle kendisine şikayette bulunduğunu aktardı. Hisarcıklıoğlu'nun bu şikayetinde haklı olduğunu söyleyerek, "Tehdit de ediyorlar. Tehditte ne var? Diyor ki 'ihale bedelinin yüzde 10'unu Kandil'e göndereceksin'. Bu şartlar altında bu eserler inşa ediliyor, bunu da bilmenizi istiyorum. Öyle de olsa böyle de olsa biz bunları yapacağız. Yüksekova'ya da havalimanını yapacağız" dedi.
-"SANDIK DEMOKRASİLERDE EMNİYET SUPABIDIR"-
Başbakan Erdoğan, kendilerini sevmeyen ve beğenmeyenlerin olabileceğini, bunun da bilincinde olduklarını kaydederek, "Ama şunu da biliyoruz: Demokrasilerde seçim ve sandık zaten bunun için var. Sevenler, sevmeyenler orada ortaya çıkacak" dedi. Seçimin olduğu, sandığın olduğu ve halkın tercihini özgürce kullandığı bir ortamda diktatörlük olamayacağını kaydeden Erdoğan, "Sandık demokrasinin namusudur, sandık demokrasilerde hesap sorma makamıdır, sandık demokrasilerde çıkış yoludur, emniyet supabıdır, demokrasinin bizatihi teminatıdır" diye konuştu.
Sandığın kazananı belirlemekten çok, kimin kaybettiğini belirleyen bir demokratik araç olduğunu kaydeden Erdoğan, "Kazanan zaten ülkenin tamamıdır. Orada hiçbir şüphe olmaz. Sandıktan çıkan hükümet zaten ülkenin tamamının hükümetidir. Sandık sonucundan asıl ders çıkarması gereken kazanan değil, kaybeden olmalıdır. Kaybeden nerede hata yaptığını, nasıl hata yaptığını, milletin teveccühünü neden göremediğini enine boyuna ölçüp biçmeli, bir sonraki seçime de ona göre hazırlık yapmalıdır" diye konuştu.
-"12 EYLÜL DÖNEMİNDE CADI AVLARININ YAPILDIĞINI BİLİYORUM"-
Başbakan Erdoğan, medya, üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve meydanların demokrasinin olmazsa olmaz unsurları konumunda bulunduğunu kaydederek, medyanın ve sermayenin tek başına ülke üzerinde tahakküm kurduğu bir rejime demokrasi denilemeyeceğini, sadece meydanların, sokakların ve sivil toplum kuruluşlarının seslerinin Türkiye'ye istikamet çizemeyeceğini sözlerine ekledi.
Sesini sadece sandık dışında başka bir yolla duyuramayanların olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'de demokrasiye artık sadece sandıkta müdahale edilebileceğini, bunun dışındaki her müdahalenin gayrimeşru olduğunu kaydetti.
Erdoğan çözüm süreci kapsamında oluşturulan Akil İnsanlar heyetinin raporlarının kendilerine ulaştığını hatırlatarak, raporlar üzerinde çalıştıklarını belirtti.
Hiçbir ayrımcılığa tabi tutulmadan birbirlerini öyle sevmeleri gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "İçeriden, dışarıdan üzerimizde oynanan oyunları herhalde hissediyorsunuz ki bunu en iyi hissetmesi gereken kurum bana göre TOBB'dur. Niye? Çünkü ülkenin dört bir yanında yayılmış ağı var. İnsanla ru be ru ilişkisi olan bir ağı var. Yanınızda çalıştırdıklarınızla beraber baktığınız zaman, adeta bu milletin her şeyisiniz. Öyleyse bunu, çok iyi değerlendireceğiz" dedi.
Türkiye'nin sermaye noktasında da ayrımcılığın çok ağır bedellerini ödediğini söyleyen Erdoğan, "Burada bulunan birçok arkadaşımın 12 Eylül döneminde olsun, 28 Şubat döneminde olsun ne tür sıkıntılar, ne tür sorunlar yaşadıklarını çok iyi biliyorum. Cadı avlarının yapıldığı, kredilerde ayrımcılığın uygulandığı, teşviklerde bazılarının kayrıldığını, baskıların, zulümlerin açıkça işletmelerimizi, işverenlerimizi yıldırdığı dönemlerden geçtik. Türkiye'de ne bugün ne de bundan sonra bu tür hukuksuzlukların yaşanmasına asla rıza göstermeyiz" diye konuştu.
Faiz dışı gelirlerde oynanan oyunlara çok karşı olduğunu anlatan Erdoğan, "Faiz lobisi uyanık. Sadece faizle yetinmiyor, bir de komisyonlar adı altında da kendi pazarını, piyasasını artırıyor. Orada da o garibim tüketicileri de o komisyonlarla çökertiyor" dedi. - Ankara
Son Dakika › Güncel › Başbakan Erdoğan: Herkes Bizi Sevmek Zorunda Değil - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?