Başbakan Erdoğan: İhanet Çevreleri Ortak Çalıştı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1,5 ay aradan sonra yapılan partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan'ın gündeminde ise üç bakanını istifaya götüren 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu vardı. Sert mesajlar veren Erdoğan, "17 Aralık bir ihanet operasyonudur" dedi. Erdoğan, bu operasyonun Hükümete yönelik bir darbe olduğunu vurgulayarak, "17 Aralık Türkiye'nin demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Bu operasyon tüm darbe girişimlerini geride bırakmıştır ve ihanet hareketi olarak tarihe geçmiştir" dedi.

Erdoğan, Meclis'te partisinin grup toplantısında konuştu.

-İHANET ÇEVRELERİ ORTAK ÇALIŞTI-

Başbakan, 17 Aralık'ta yapılan operasyonu çok sert bir dille eleştirirken, yargı, emniyet, muhalefet, medya ve uluslararası dış mihrakların el ele vererek, 30 Mart yerel seçimleri öncesi, başta Hükümetleri olmak üzere Türkiye'ye, milli iradeye bir darbe yapmak istediğini savundu.

Başbakan şöyle konuştu:

"17 Aralık komplosu hazırlık aşaması, uygulama şekli, içeriden ve dışarıdan aldığı destek ve talimatlar boyutuyla diğer tüm darbe girişimlerini geride bırakmış ve ihanet hareketi olarak tarihe geçmiştir. Son derece manidar tarihte harekete geçiyorlar. Yerel seçimler öncesi. 3 yıldır bu planı yapmışlar. 17 aralık sabahı belli şahıslar gözaltına alındı. Bilgilendirilmesi gereken sorumlular bilgilendirmeden. Yargı ve emniyet içindeki bir grup, hukuksuz bir şekilde, son derece manidar bir şekilde soruşturmayı başlattı."

Erdoğan, 17 Aralık'ta görev dağılımı yapıldığı suçlamasını dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Medyada görev dağlımı yapılmış kalemler verilen emirleri kağıda dökmeye başlamış. Yolsuzluk süsü verilerek bir anda Türkiye'de büyük bir belirsizlik ve kaos ortamı için ne gerekiyorsa harekete geçirilmiş. Sosyal medyada da operasyon başlatılmış. Yazılı ve görsel medyaya görevler verilmiş. Malum medya, bu fotoğraf ve görüntüleri yaymaya başladılar. Hem içeriden hem dışarıdan çok ağır bir linç hareketi partimize yürüyor. Çok yoğun bir karalama kampanyası, çok yoğun bir dezenformasyon, tam bir algı operasyonu. Hem içeriden, hem dışarıdan çok ağır bir linç hareketi hükümetimize yöneliyor. Kimin nerede duracağı, ne yapacağı, hangi vazifeyi yerine getireceği tek tek belirlenmiş."

-"İHANET ŞEBEKELERİ EL ELE"-

Operasyonun yapılış şeklini eleştiren Başbakan Erdoğan, soruşturmanın yürüyüş şeklini de manidar bulduğunu kaydetti. Erdoğan, "Sabah operasyon yapılıyor, 12 saat sonra zanlılar hakkında hüküm veriliyor. Çok yoğun bir karalama kampanyası, hem içeride hem dışarıda çok açık bir linç hareketi hükümeti hedef alıyor. Sabah operasyon yapılıyor 12 saat sonra infaz yapılıyor. Akşam olduğunda ise sorgu tamamlanıyor, mahkeme tamamlanıyor, Hükümetimiz, bakanlarımız suçlu ilan ediliyor" diye konuştu.

Başbakan, ihanet şebekelerinin gerçek niyetlerinin ortaya çıktığını dile getirerek, "Birkaç yerde kendilerini ele verdiler. Birincisi milletin, hükümetimizle olan muhabbetini hesaplayamadılar. Tedbirlerimizi aldık. Buradan çok kez size muhalefetin umutsuz olduğunu, dış güçlerin hükümetimize karşı harekete geçeceğini söyledim" dedi.

AK Parti'nin, yerel seçimlerde birinci parti olacağını anladıkları için bu karalama tezgahını başladıklalarını öne süren Başbakan Erdoğan, "AK Parti'nin, yine 1. parti olacağını bildikleri için çirkin oyunlara başvuracaklarını buradan defalarca söyledim. 17 Aralık çirkin tezgahın tarihi oldu. Yoğun operasyonlara rağmen millet tuzağı gördü" diye konuştu.

Erdoğan, yolsuzluk operasyonu ile AK Parti iktidarlarından intikam alınmak istendiğine bir kez daha vurgu yaparak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Küresel ölçekli projelerimizi hedef aldılar. Mavi Marmara'nın intikamını almak istediler. Tüm kirli oyunları sahne aldılar. Dikkatinizi çekiyorum; bu operasyon milli olan ne varsa ona kastetmiştir. Kardeşlik sürecine karşı yapılmıştır."

-"BİR ÜLKENİN İSTİHBARATININ DÜŞMANI HARİCİ DÜŞMANLARDIR"-

Operasyonun "milli iradeye kast ettiğini" söyleyen Erdoğan, şöyle dedi:

"Halk banka kast etmiş, dolayısıyla milli bankamıza kast etmiştir. Milli çıkarlarımıza kast etmiştir. Kardeşlik sürecimize MİT'e kast etmiştir. Bu ülkenin Milli İstihbarat Teşkilatı, Türkmen kardeşlerimize yardım götürülürken Adana'dan bir savcı bunu engellemek için elinden geleni yapıyor. Dünyanın hiçbir yerinde bir yargı mensubunun, kendi ülkesinin istihbarat mensubuna hasmane tutum olduğu görülemez.

Reyhanlı'daki olaylar olduğu zaman, bu beyefendi Adana'da kalkıp Reyhanlı'ya gitmemiştir. 7 gün senin aklın neredeydi? Niye gitmedin oraya? Sormazlar mı? Ben buradan hatırlatıyorum. Hadi buyurun ilgili olanlar bunu incelesinler.

Bir ülkenin istihbaratının düşmanı harici düşmanlardır dahili değil. Hasmane tutum kesinlikle milli olamaz. Bir savcı Adana'dan kalkıp Hatay'a geliyorsa, o savcı yasaları çiğnemiştir. Açıkça söylüyorum, kendi ülkesine değil ülkesinin düşmanlarına maşalık etmiştir.

Neden yapıyorlar bunu? Milli kurumları neden hedef alıyorlar. MİT'in yasasına baktığınız zaman 26'ncı madde çok açık net ortadadır.

Uluslararası kirli odakların elinde oyuncak olmuş bir örgüt, adeta efsunladığı mensupları kendi ülkeleri aleyhine gönderiyorlar. Siz kimsiniz ki MİT'e karşı düşmanca tavra giriyorsunuz?

Bir savcı çıkıp sadece iddialar üzerinden demokrasiyi katletme, ekonomiyi durdurma cüretinde bulunabiliyor. Bugün artık geçmişte bazı yargılamalarında üzerinde çok büyük soru işaretlerinin oluştuğu görüyoruz. Sahte ihbar mektuplarıyla, tasarlanmış ve ayarlanmış yargı mensuplarıyla insanların nasıl mahkum edildiklerini belirgin şekilde görebiliyoruz.

Ben yargının tümünü asla zan altına alamam. Bunun içinde yürütme de var. 17 Aralık'tan bugüne kadar devletin kurumları içinde nasıl bir çark kurulduğu, net olarak ortaya çıktı. Göreceksiniz bundan çok daha fazlası ortaya çıkacak.

-"SİNSİ VÜRÜS"-

Başbakan Erdoğan, yolsuzluk operasyonunu virüse benzeterek, "Olayın aslı şu; acırsanız acınacak hale gelirsiniz. Virüs sinsice bünyeye girmiş. Vücudu esir almak üzere harekete geçmiş. Ama bu bünye, bu virüse teslim olacak kadar zayıf değil. Geçmişte de olduğu gibi yine hedeflerine ulaşamamışlardır" dedi./DEVAM)