Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki (IKBY) referandum kararıyla ilgili "Umarız ki bu referandum ertelenir ve bölge daha fazla istikrarsızlığa, huzursuzluğa, güvensiz ortama itilmez. Yeni kargaşanın, yeni karmaşanın ortaya çıkılmasına fırsat verilmez. Türkiye bu referandumun ertelenmesi için gerekli girişimleri bugüne kadar sürdürdü, bundan sonra da sürdürecektir. Ayrıca Kerkük'ün de bu referanduma dahil edilmesi ayrı büyük bir yanlıştır." dedi.
Bozdağ, bayramlaşma programlarına katılmak üzere geldiği Yozgat'ta, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir basın mensubunun, Kuzey Irak'ta bağımsızlık referandumu gerçekleştirileceğini ve referandumda Türkiye'nin tavrının ne olacağını sorması üzerine Bozdağ, Türkiye'nin bu konudaki tavrının çok net olduğunu söyledi. Irak'ta toprak bütünlüğüne, siyasal birliğine, egemenliğine ve bağımsızlığına saygının esas olduğuna dikkati çeken Bozdağ, şunları kaydetti:
"Türkiye, bu birliğin bozulmaması gerektiğini yüksek bir dille ifade etmiştir. Yapılacak halk oylamasının yanlış olduğunu sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Dışişleri Bakanımız yüksek düzeyde ifade etmişlerdir. Hem kamuoyu nezdinde hem de yapılan ikili görüşmelerle ifade edilmiştir. Burada bu referandumun yapılması, bölgeye huzur, istikrar getirmez, güvenlik ortamını bozar, bölgeyi istikrarsızlaştırır ve bu bölgeden hiç beklenmedik sorunların ortaya çıkmasına yol açar. Bölgede sadece Kürtler yaşamıyor, orada ihtilaflı bölgeler var, Türkmenler ve Araplar var. Sadece Barzani'nin tek başına alacağı kararla o bölgenin kaderinin değiştirilmesi mümkün değildir. Hepsi bu referanduma karşıdır, Irak merkezi hükümeti de bu referanduma karşıdır. Dolayısıyla Türkiye bu referandumun yapılmamasının doğru olduğunu, bölgenin huzuru, güvenliği, istikrarı, barışı için referandumun ertelenmesinin şart olduğunu ifade etmiştir. Umarız ki bu referandum ertelenir ve bölge daha fazla istikrarsızlığa, huzursuzluğa, güvensiz ortama itilmez. Yeni kargaşanın, yeni karmaşanın ortaya çıkılmasına fırsat verilmez. Türkiye bu referandumun ertelenmesi için gerekli girişimleri bugüne kadar sürdürdü, bundan sonra da sürdürecektir. Ayrıca Kerkük'ün de bu referanduma dahil edilmesi ayrı, büyük bir yanlıştır. Çünkü Kerkük üzerinde pek çok ihtilaflı konu vardır ve bunların hiçbirisi açıklığa, çözüme kavuşturulmamıştır. Hem Kerkük hem bölgenin tamamını kapsayan bu referandumu Türkiye olarak yanlış görüyoruz, büyük bir tarihi hata olarak görüyoruz. Bölgenin huzursuzluğuna, istikrarsızlığına, daha fazla güvensiz ortamın oluşmasına yol açacak büyük bir yanlıştır. Umarız bu yanlıştan dönülür."
"Yeni Srebrenitsa'nın Arakan olmasına dünya izin vermemelidir"
Basın mensubunun, " Myanmar'da Müslümanlara yönelik bir insanlık suçu işleniyor. Türkiye'nin bu konuda nasıl bir adım atması bekleniyor? Bangladeş'e Arakanlı Müslümanlara yönelik herhangi bir yardım yapılacak mı?" sorusu üzerine Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Myanmar'da Arakanlı Müslümanlara soykırımı andıran büyük bir katliam yapıldığını söyledi.
Uluslararası toplumun Arakan'da yaşanan katliama kör, sağır ve dilsiz olduğunu belirten Bozdağ, şunları söyledi:
"Oradaki gerçekleri görmek istemeyen, feryadı figanı duymak istemeyen ve bu haksızlığı yüksek sesle ifade etmek istemeyen bir uluslararası toplumla karşı karşıyayız. Türkiye bu noktada insanlığın sesi olmuştur, vicdanı olmuştur. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, hükümetimiz, Dışişleri Bakanımız olmak üzere bölgedeki katliamların durdurulması, şiddetin sonlandırılması, huzur ve güvenliğin tesis edilmesi bakımından önemli girişimlerde bulundu. Hem ülke liderleri ile görüşmeler yapıldı hem Birleşmiş Milletler nezdinde girişimde bulundu, hem İslam İşbirliği Teşkilatı nezdinde girişimlerde bulunuldu."
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, dün Bangladeş hükümetine çağrıda bulunduğunu ifade eden Bozdağ, "Arakanlı Müslümanları kabul edin, sizin masraflarınızı Türkiye olarak biz karşılayacağız" dediğini hatırlattı.
Bu çağrılarını yenilediklerini ama sessizliğin hala devam ettiğini kaydeden Bozdağ, şöyle konuştu:
"Arakan'daki bu katliamlardan elbette ki birinci derecede sorumlu Myanmar hükümetidir ama bu katliamı durdurma gücüne sahip olup da bu gücü kullanmayan Birleşmiş Milletler, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), uluslararası toplum ve diğer herkes bu katliamın devamından manen sorumludur. Oradan kaçan, hayatını ailesini kurtarmak için yangın yerinden kaçanlara kapılarını açmayan, onları ölüm tehdidi tehlikesiyle başbaşa bırakanlar da onları katledenler gibi manen bu işten sorumludurlar, mesuliyetten kurtulamazlar. Bunu buradan ifade etmek istiyorum. Myanmar'da yeni bir Srebrenitsa vakasıyla dünya karşı karşıyadır. Bildiğiniz gibi Bosna Hersek'te dünyanın gözü önünde hem de Birleşmiş Milletlerin güvenli bölge ilan ettiği yerde, Birleşmiş Milletlerin seyrettiği bir ortamda, bir gecede 7 bin 500 Boşnak kardeşimiz şehit edilmişti, bir soykırım yaşanmıştı. Şimdi bir benzeri Arakanlı Müslümanlara yapılıyor ve burada da büyük bir katliam ile karşı karşıyayız. Yeni Srebrenitsa'nın Arakan olmasına dünya izin vermemelidir. Birleşmiş Milletler ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, uluslararası toplum derhal harekete geçmeli. Bu kanlı, gözyaşılı vahşeti durdurmalıdır."
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Başbakan Yardımcısı Bozdağ Yozgat'ta - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?