Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, "çatı aday" arayışını, AK Parti dışındaki diğer siyasi partilerin çaresizlik ve aciziyet içinde olduğunun göstergesi olarak nitelendirerek, "Ben bu adayın tutmayacağı kanaatindeyim. Çatının bir defa sağlam olabilmesi için temellerin, duvarların, tabanın sağlam olması lazım. Böyle bir şeyin olmadığını biz çok net görüyoruz" dedi.
İşler, A Haber televizyonundaki canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e cumhurbaşkanlığı seçiminde çatı aday olmasına yönelik teklifte bulunduğuna ilişkin haberin hatırlatılarak değerlendirmesinin sorulması üzerine İşler, cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, Türk siyasetinde çok rastlanmayan "çatı aday" tabirinin ortaya çıktığını söyledi.
Bunun "AK Parti dışında diğer siyasi partilerin çaresizlik, aciziyet içinde olduklarının en önemli göstergesi olduğunu" ifade eden İşler, "30 Mart seçim sonuçları belli ki muhalefet partilerini ciddi şekilde sarsmış" diye konuştu.
Çatı adayın, "ortak aday bulabilir miyiz, AK Parti'nin adayını durdurabilir miyiz" arayışından kaynaklandığını belirten İşler, "Seçimlerden önce 'Aslında 30 Mart seçimleri cumhurbaşkanlığı seçimleri açısından son derece önemli bir gösterge olacak' demiştik. 30 Mart seçimlerinde de AK Parti'nin güçlü bir zafer kazanması elbetteki muhalefeti sarstı. Bundan dolayı muhalefet çaresizlik içinde böyle bir arayışa girişmiş oldu. Öncelikle çatı aday tutar mı tutmaz mı? Ben bu adayın tutmayacağı kanaatindeyim. Çatının bir defa sağlam olabilmesi için temellerin, duvarların, tabanın sağlam olması lazım. Böyle bir şeyin olmadığını biz çok net görüyoruz" ifadelerini kullandı.
"Öneri enteresan"
Bahçeli'nin Cumhurbaşkanı Gül'e yaptığı iddia edilen öneriyi, "enteresan" olarak değerlendiren İşler, "AK Parti'nin adayının karşısına başka bir AK Partili'yi çıkarmak istiyorlar. Doğrusu bu da çaresizliğin ve aciziyetin bir göstergesi. Türk siyasetine, Türk halkına umut veren başka adaylar diğer partilerde çıkmıyor. Dolayısıyla bir AK Partili'ye karşı başka bir AK Partili'nin aday gösterilme çabasını, gayretini böyle okumak gerektiğini düşünüyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül'ün yaptığı iddia edilen değerlendirmenin sorulması üzerine İşler, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızdan gayet beklenen bir tavır olarak algılıyorum eğer bu haberler doğruysa, yazıldığı şekliyle doğruysa. Ben zaten Sayın Gül'ün de başka bir cevap vereceğini doğrusu beklemiyordum. Bizim, AK Parti'nin adayı elbetteki tek olacak ve AK Parti'den ikinci bir aday, ne bizim partimiz içinde böyle bir yarış söz konusu olabilir ne de 'çatı aday' adı altında başka bir AK Partili'nin ben aday olmayacağı kanaatindeyim. Belki gösterme çabaları olabilir ama bir AK Partili'nin bunu kabul etmeyeceğini düşünüyorum. Sayın Gül'ün cevabını da bu şekilde okumakta fayda var diye değerlendiriyorum. "
Partisince yapılan cumhurbaşkanlığı anketlerinde ilk turda alınması beklenen oy oranı sorulan İşler, bugünkü rakamların 2,5 ay sonra yapılacak bir seçim için yanıltıcı olabileceğini belirtti. Kampanya sürecinin önemli olacağını dile getiren İşler, "Şu bir gerçek ki 30 Mart seçim sonuçları çok bir şekilde şunu ortaya koydu: AK Parti'nin göstereceği aday özellikle de yüksek profilli bir aday gösterildiği taktirde ilk turda bu seçimlerin kazanılacağı yönünde hemen hemen herkeste ortak bir kanaat söz konusu" ifadelerini kullandı.
Söz konusu adayın alması beklenen oy oranına ilişkin soruya da İşler, "Bu ilk turda da herhalde 55 civarında bir rakamın altına düşmeyeceği kanaatindeyim" karşılığını verdi.
- Terör örgütünce kaçırılan çocuklar
Diyarbakır'da terör örgütünce kaçırılan çocuklar hatırlatılarak, "Bu çocuklar serbest bırakılmazsa süreçte bozulma, sertleşme yaşanır mı" denilmesi üzerine İşler, kaçırılan çocukların annelerinin BDP'yi protesto etmelerinin ve çocuklarını istemelerinin ilk defa yaşandığını söyledi.
"Artık bu cesaret, bu öz güven, bu güven annelere, Kürt kardeşlerimize gelmiş durumda. Bundan dolayı ben bunu çok önemli bir aşama olarak kaydediyorum" diyen İşler, çözüm sürecinde kan dökülmediğini, barış ve huzur ortamının bölgedeki insanların yüzünü güldürdüğünü vurguladı.
BDP'lilerin konuya ilişkin açıklamalarının ikna edici olmadığını söyleyen İşler, "Daha önce de birtakım kaçırma olayları oldu, onlar gidip alıp geldi. Sayın Başbakanımız da dün grup toplantısında onlara seslendi. Bence o mesaj son derece doğru bir mesajdı. Onların 'Bizim ilgimiz yok' demesinin ikna edici bir açıklama olmadığını düşünüyorum. O çocukların döneceği kanaatindeyim. O anneler o mücadeleyi sürdürdükten sonra Allah'ın izniyle o çocuklar ailelerine sağ salim kavuşacak" dedi.
Çözüm süreci
Terör örgütünün bir uzman çavuşu kaçırdığı belirtilerek, "Eğer kaçırılanlar serbest bırakılmazsa seçimler öncesinde süreçte bir sertleşmeyi beklemek doğru mudur" sorusuna İşler, çözüm sürecinden rahatsız olanların süreci baltalamak için ellerinden gelen gayreti gösterdiğini dile getirdi.
İşler, "Ben neticede aklıselimin ve sağduyunun galip geleceği kanaatindeyim. Yeniden çatışma ortamına dönülmeyeceği kanaatindeyim. Elbette ki hükümet olarak da biz üzerimize düşeni yapacağız gerekli tedbirleri alacağız ve bu çözüm sürecinin devam etmesi konusunda elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Gerekli adımları da tabii ki atacağız" ifadelerini kullandı.
Alevilere yönelik yeni bir açılımın, çalıştayın söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine İşler, bugüne kadar 7 Alevi Çalıştayı'nın yapıldığını hatırlattı. İşler, "Bu Türk siyasi tarihinde ilk defa oluyor. Yani Alevileri muhatap alan yegane hükümet, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti biziz. İlk defa Aleviler devlet tarafından muhatap alındı ve 7 çalıştay yapıldı, sorunlar masaya yatırıldı. Bu çalıştayların nihai raporu da basıldı, dağıtıldı. Dolayısıyla biz Alevileri, kardeşlerimizi muhatap aldık onlara elimizi uzattık" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı seçiminden önce bir adım atılmasının mümkün olup olmayacağı sorusuna İşler, "İnşallah yani öyle temenni ediyoruz. En kısa zamanda inşallah çalışmaları sonlandırmak istiyoruz. Atılacak, adımları inşallah gerçekleştirmek gayreti, çabası içindeyiz" karşılığını verdi.
Alevilerin cemevlerinin ibadethane sayılması talebinin hatırlatılarak, adımlar arasında bunun yer alıp almayacağının sorulması üzerine İşler, şu yanıtı verdi:
"Cemevi konusu en önemli konulardan birisi. Bu konunun da üzerinde çalışıyoruz. Ama Sayın Başbakanımızın yapmış olduğu açıklamalar, cemevini ibadethane olarak kabul etmemiz söz konusu olamaz. Çünkü biz Aleviliği İslam dairesi içerisinde kabul ediyoruz. Alevilerin büyük çoğunluğu zaten bu şekilde kabul ediyor. Kendilerini Müslüman olarak addettikleri için İslam'ın mabedi de mescittir, camidir. Dolayısıyla burada taviz vermemiz söz konusu olamaz."
İşler, hükümetleri döneminde yurt genelindeki cemevi sayısının 8-9 kat arttığına da dikkati çekti.
- Okmeydanı'ndaki olaylar
Okmeydanı'ndaki olaylara ilişkin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 'Orada yüzü maskeli birtakım insanlar var. Hükümet bunların kim olduğunu bir an evvel bulsun, ortaya çıkarsın' sözlerine yönelik değerlendirmesi sorulan İşler, şunları kaydetti:
"Doğrusu bu açıklamayı Kılıçdaroğlu açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Ancak CHP'li arkadaşlarımıza şu soruyu sormak durumundayız: Bugün kadar akılları neredeydi acaba? O maskelilerin önüne düşüp birtakım gösterilerde ön ayak olmalarını nasıl izah edecekler? Burada maskelilerin taş, molotof attıklarını, polis aracına molotof atıp polislerin yanarak dışarı fırladıklarını tüm Türkiye gördü. Dolayısıyla elbetteki biz de o maskelileri, emniyetimiz tespit etmek için elinden gelen gayreti gösteriyor ama burada önemli olan siyasilerin onların destek vermemesi lazım. Siyasetçilerin onların arkasında durmaması lazım."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya ziyareti sırasında bazı protestoların olduğunu hatırlatan İşler, şöyle devam etti:
"Orada şunu gördük, sesini yükselttiği an on polis tepesine çullanıyor. Hani özgürlüktü, niye konuşmuyorlar? Türkiye'de sesini yükseltene polis müdahale etse kıyameti koparırlar. Bizde polise taş atılır. Avrupa ülkelerinde, ABD dahil herhangi birisi polise sıkıysa bir taş atsın, değil şiddet kurşunla karşılık görür. O saldırı olarak addedilir ve kurşunla karşılık görür. Molotofkokteyli atmaları, ateşli silaha başvurmaları zaten düşünülemez. Bütün bunlar yaşanıyor ve bunlar yaşanırken maalesef muhalefet ne yapıyor? Polisi suçluyor. Polis kendini savunmayacak mı? Güvenliği sağlamak için gerekli tedbirleri almayacak mı? Su, gaz sıkmayacak mı? Bunu yaptığı zaman polis suçlanıyor. Böyle bir muhalefet anlayışı olabilir mi? Biraz batıyı örnek alsınlar."
- Ankara
Son Dakika › Güncel › Başbakan Yardımcısı İşler Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?