Chp İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu partisinin Beykoz İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen Medya Özgürlüğü konferansına katıldı.
Beykoz İlçe Başkanlığı'nda düzenlenen konferansta konuşan Berberoğlu, "Can Dündar ve Erdem Gül'ün bastığı haber doğrudur. Doğru haberi de durdurmanın yolu yoktur. Dünyada daha bunu bulabilmiş bir fani yok. Doğru haberin bir öğrenilmesi, iki paylaşımı, üç yayımı basımını engelleyebilecek bir diktatör daha anasından doğmadı. Bu topraklarda da doğmadı, başka topraklarda da doğmadı" dedi.
"ENGELLEYEBİLECEK DİKTATÖR DAHA DOĞMADI"
'Halkın haber alma hakkı' diye ifade edilen meselenin aslında hayatın kendisi olduğunu söyleyen Berberoğlu," Öyleki giderek daha hızlandı bu. Ben başladığımda bu mesleğe, daktilo ile haber yazıyorduk. Şimdi artık bilgisayar hızına çıkıldı. Bununla baş etmeye çalışmak. Buna karşı çıkmak, insanların bilgiyi edinmemesi için gayret sarf etmek, bildiğiniz düpedüz aptallıktır. Bakın, kitabın ortasında söylüyorum. Su mecrasına göre akar, o bilgi mutlaka ortaya çıkar. Kamuoyuyla paylaşılır, gereği de yapılır. Can Dündar ve Erdem Gül'ün bastığı haber doğrudur. Doğru haberi de durdurmanın yolu yoktur. Dünyada daha bunu bulabilmiş bir fani yok. Doğru haberin bir öğrenilmesi, iki paylaşımı, üç yayımı basımını engelleyebilecek bir diktatör daha anasından doğmadı. Bu topraklarda da doğmadı, başka topraklarda da doğmadı" diye konuştu.
"BENİ İSTEYEN İSTEDİĞİ GİBİ YARGILASIN"
Haberin sorumluluğunu üstlendiğini tekrarlayan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, " Benim başka sorumluluğum yok ki zaten. Birinci derecede sorumluluğum bu. Milletvekilinin görevi, bana oy verenlere ve vermeyenlere hizmet etmek. Bu haber eğer yanlışsa, beni isteyen istediği gibi yargılasın. Herkesten önce ben kendimi yargılarım" dedi.
DOKUNULMAZLIK UMURUMDA DEĞİL
Taşıdığı Sürekli Basın Kartını cebinden çıkarıp gösteren Enis Berberoğlu, " 20 küsur sene hizmet edene medyada bunu verirler. Ben 60 yaşındayım. 20'li yaşlarda başladım bu mesleğe, demek ki 30 küsur sene bu kartla idare ettim. Ne dokunulmazlığım vardı, ne ayrıcalığım vardı. Soru sorma hakkımdan başka hiçbir hakkım yoktu. Onun dışında yaptığım her eylemden sorumlu tutuluyordum. Savaş muhabirliği yaptım, Ankara muhabirliği yaptım, yurt dışı muhabirliği yaptım, bütün riskleri aldım. Can Dündar'la Erdem Gül'ün haberi yüzünden benim dokunulmazlığımı kaldıracaklarmış. Umurumda değil. 30 sene ben bu kartla idare ettim. Dokunulmazlık olmadan da idare ederim. Hiç umurumda değil. Ben kendimden eminim. Onlar emin olmadıkları için bu kadar bağırıp çağırıyorlar" diye konuştu.
"YABANCILARI NASIL İKNA EDECEKSİN"
Demokrasinin bütün güçlerinin bir kişinin elinde toplandığını ve o kişinin talimatıyla, Can Dündar ve Erdem Gül'ün içeri atılmaya çalışıldığını söyleyen Berberoğlu "O yüzden nefis bir teşhir vitrini haline geldi o dava. Bas bas bağırıyor ya, ' Konsolosların orada ne işi var'. Peki hocam, adamların parasını alıp burada, otoyollara, köprülere koyarken, bu adamlar o paranın nereye gittiğini nereden öğrenecek ' Denetimini nereden yapacak ' Sadece senin söylediğine mi inanacak? Bu adamların ülkesine gidiyorsun, Maşallah her gittiğin yerde gazeteci dövüyorsun. Ekvator'dan başladık, Amerika'ya kadar gittik. Böyle bir yerde, senin medya özgürlüğü hakkına saygı duyduğunu nasıl anlatacaksın ? Ben zaten yemem de. Yabancıları nasıl ikna edeceksin. Turist olarak gelmelerini, yatırımcı olarak gelmelerini nasıl sağlayacaksın?" ifadelerini kullandı.
"HAYATTA DUYDUĞUM EN APTALCA SÖZ"
Türkiye'nin zengin kaynaklara sahip olmadığını ve insanların büyük bir kısmanın borçla yaşadığını hatırlatan Berberoğlu, " Böyle bir toplumda yabancı para gelmeden, yabancı yatırım gelmeden, Türkiye'de iş ve AŞ yaratmanın yolu yoktur. Bunların 'değerli yalnızlık' diye tarif ettiği, hayatta duyduğum en aptalca söz. Yalnızlığın neresi, kişisel olarak da kurumsal olarak da neresi, makbuldür. Türkiye tarihinde bu kadar az dost ve bu kadar çok düşman edindi mi ? Kurtuluş savaşında bile bundan daha fazla dostumuz, daha az düşmanımız vardı. Dünyada Türkiye'nin dostu kalmadı. Bu istihbarat akışını da etkiler, para akışını da etkiler. Elinizdeki pasaportla övünmenizi de etkiler" şeklinde konuştu.
"İKTİDARIN İTİBARI KADARDIR"
Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı MİT TIR'ları haberi davasının bundan sonraki seyrinin ne olacağını soran bir partiliye Berberoğlu, "Bu dava eğer hukuk davası olsaydı, inanın bu sorunuza cevap vermezdim. Çünkü suçtur, bunu bilecek kadar hukuk biliyorum. Ama bu dava siyasi bir dava. Cumhurbaşkanı müdahil, Başbakan müdahil, İstihbarat teşkilatı müdahil . Havuz medyasını görüyorsunuz zaten, yargısız infazda. Bu dava siyasi bir dava olduğu için siyasi konjonktüre uygun devam edecektir. Siyasi konjonktür bu ülkenin kanını emen, insanlarına eziyet eden, çocuklarına taciz uygulayan, insanlarını öldüren bir iktidarın, itibarı kadardır" yanıtını verdi.
"BU HABER DOĞRUDUR, SORUMLULUĞU ÜSTLENMEYE HAZIRIM"
" Savcılıkta ve medyada benimle ilgili kampanya sanıldığı gibi son üç günde başlamadı" diyen Berberoğlu, " Savcı daha Can ve Erdem'in tutuklanmasından birkaç gün sonra yine birilerine yazdırdı; 'Bu iş CHP'ye dayanacak' diye. Bu olayı kendi kafalarına göre siyaseten rant sağlayacak bir tarafa doğru sürükleme gayretinde, savcının rolüne işaret etmek için söylüyorum Yoksa abdestimden de, namazımdan da eminim. Bu haber doğrudur. Ben bu haberin tüm sorumluluğunu üstlenmeye hazırım" şeklinde konuştu.
- İstanbul
Son Dakika › Güncel › Berberoğlu: Ben Bu Haberin Tüm Sorumluluğunu Üstlenmeye Hazırım - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?