Bir Annenin Feryadı - Son Dakika
Güncel

Bir Annenin Feryadı

Bir Annenin Feryadı

Bayramı 8 Aydır Kayıp Kızından Yoksun Geçiren Annenin Feryadı...

31.08.2011 14:41  Güncelleme: 15:06

Ankara'nın Sincan İlçesi Ahi Evran Mahallesi'nde oturan ve ikinci eşinden 9 yıl önce boşanan Fatma Kırıcı (40), İlk evliliğinden biri kız 2 çocuk, ikinci evliliğinden ise doğum günü 2 Eylül'de 16 yaşına basacak olan Melike'yi dünyaya getirdi. 18 Ocak 2011 tarihinde YGS'ye girecek ablası Şerife Bekçi'ye (26) Sincan Lisesi'nden form almak için evden çıkan Melike Toyguncu'yu bir daha gören olmadı. Yakalandıktan sonra Melike'yi kaçırdıklarını itiraf eden, ancak akibetleri hakkında konuşmayan, cinayet suçlamasıyla halen cezaevinde olan 3 kişi, Sincan Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak.

Ramazan Bayramı'nda kızının yaşayıp yaşamadığını bilememenin acısını çeken anne Fatma Kırıcı, "Herkes yavrusu ile güle oynaya bayramını yaşarken, bize karanlık mı olacaktı? Melikemsiz geçen her gün acı çekiyorum" diyerek göz yaşı döküyor.

HAK ETTİKLERİ CEZAYI BULSUNLAR

Kızını kaçıran 3 kişinin Eylül ayı içinde Sincan Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nde cinayet suçlaması ile yargılanacağını ve davasını da Onur Yılmaz adlı gönüllü bir avukatın üstlendiğini belirten Fatma Kırıcı, "Kızımı kaçırıp, yavrupu benden alanlar, bize bu acıyı yaşatanların inşallah evlerinden son çıktıkları gün olur. Rabbim, o cezaevinde, demir parmaklıklar arasında çürümeyi nasip eylesin onlara. Hak ettikleri cezayı bulsunlar" dedi. Melike'siz geçen Ramazan Bayramı'nın zehir, zindan olduğunu belirtti.

Anne Kırcı, "Kızımın 7 aydır yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum, kör bir karanlığın içindeyim. Geceler geçmek bilmiyor, kızımın hayaliyle sabahlara kadar uyuyamıyorum. Kızım olmadan bu bayramı biz yaşamadık ki" diyerek göz yaşı döküyor.

Herkesin yavrusu ile güle oynaya bayramını yaşadığını dile getirirken göz yaşları pınar olan anne Fatma Kırıcı, "Melikemsiz geçen her gün acı, ızdırap çekiyorum. Dünyada en çok mutlu olduğum gün, doğduğu gündü. Şimdi kızımın 2 Eylül doğum gününde yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum. Kızım, geceleri sensiz karanlıklarda mı sabahlayacaktım. Sana sarılmadan mı yaşayacaktım? Bana en büyük hediye, kızımı bulduğum gün olacak. En büyük bayramı biz o gün yaşayacağız. Gittiğin günden beri biz yaşamıyoruz Melikem sadece nefes alıp veriyoruz annem. Kızımı kaçırıp, yavrumu benden alanlar, bize bu acıyı yaşatanların inşallah evlerinden son çıktıkları gün olur. Rabbim, o cezaevinde, demir parmaklıklar arasında çürümeyi nasip eylesin onlara. Hak ettikleri cezayı bulsunlar" dedi.

ABLASI ŞERİFE'DEN KARDEŞİNE MEKTUP

Sekiz aydır kardeşi Melike'nin yaşayıp yaşamadığını bilememenin çaresizliğini yaşadıklarını belirten Şerife Bekçi, 'Canım Melikem, Sarı Papatyam' diyerek başladığı bir mektup yazdı. Bekçi, kardeşi için şunları yazdı:

"Canım Melikem, sarı papatyam. Senin bu kapıdan çıkıp gittiğin günden beri sanma ki biz yaşıyoruz. Sadece görüntüde nefes alıp veriyoruz. Senden bir kurtulsam derdim. Bıktım senin çenenden, gürültünden derdim. Ama ben bunu sadece o anki kızgınlığımdan derdim. Sonra içimden tövbe ederdim. Allahım yokluğunu göstermesin diye. Ama ben yine şanslıyım. Hiç olmazsa rüyalarıma giriyorsun. Annen sadece resimlerine bakabiliyor. Resimlerin olmasa, unutacak yüzünü. Eski bilgisayarıma sen kola dökmüştün. Bu seferki benim göz yaşlarımdan bozulacak. Galiba Melikem ben seni ne kadar çok seviyormuşum. Yokluğunda anladım. Ben ne kadar zenginmişim. Bütün sevdiklerim yanımdaymış. Bütün aileyi bir arada tutan küçük bir kız çocuğuymuş. Bütün bunları senin yokluğunda anladım. Bazı geceler yokluğunu öylesine hissediyorum ki, sanki boğazımda bir el, nefes alamıyorum. Biz beraber yatardık. Tek başına uyuyamazdım. Ama bana da dirlik vermezdin. Yattığın anda başlardın konuşmaya. Ben senin yerli yersiz konuşmalarını özledim Melikem. Akşam işten gelmeden arardın, isteklerini sıralardın. Şimdi kimden ne isteyebiliyorsun. Sesini duyan var mı? Bilemiyorum nerdesin, ne haldesin. Allah'a dualar ederek çiçekler diktim. Allahım, Melikem hayattaysa bu çiçeklere hayat ver dedim. Ölmek üzere olan çiçekler canlandı, rengarenk açtılar. Ben inanıyorum sen hayatasın. Canımdan çok sevdim seni. Öyle lafta değil, gerçekten. Seni getirene canımdan can istese veririm, razıyım. Ben şimdi zamanını bilmeden çaresizce geleceğin günü bekliyorum" Ablan Şerife.

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Bir Annenin Feryadı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement