Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Paralel Devlet Yapılanmasının, STK olarak ortaya çıktığını belirterek, "Ülkemiz nereye gidiyordu, nasıl bir müdahaleyle karşı karşıya kaldık. Öyle ise bu alanda çok ciddi bir adımın atılması gerekiyor. 2019'a kadar bu konuda gerekli adımlar atılır diye bekliyorum. Türkiye'nin 2023'te diğer alanlarda da hedeflerine ulaşacağına inanıyorum. Bunun için sizden çok daha fazla gayret ve mesai bekliyorum gençler. Paralel devlet yapılanması adı verilen ihanet ve şer şebekesinin milletimizin gönül dünyasında açtığı yaraların da süratle iyileştirmenin, eksikleri telafi etmenin, yanlışları düzeltmenin çabası içinde olmalıyız. Bu şer şebekesinin en çok yoğunlaştığı alanlar olan eğitim ve kültür bu bakımdan da çok önemlidir" dedi.
Erdoğan, Birlik Vakfı'nın 30. Kuruluş Yılı Töreninde yaptığı konuşmada, eğitim alanında Sivil Toplum Kuruluşlarında (STK) çok güzel gelişmeler görüldüğünü, bu anlamda STK'lara, vakıflara ve derneklere çok önemli görevler düştüğünü söyledi.
STK'ların girmediği bir alanın olmaması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, dünyanın pek çok ülkesinde eğitim ve kültür faaliyetlerinde devletle birlikte STK'ların da etkin olduğunu kaydetti.
"Ülkeyi oligarşiye asla terk edemeyiz"
Devleti yönlendirme görevinin STK'lara düştüğüne işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sadece bürokratik mekanizmalarla istenileni elde etmek mümkün değildir. Eğer bürokrasiye bu noktada bırakacak olursak işte orada bürokratik oligarşinin egemenliğini görürsünüz. Bu ülkeyi bu oligarşiye asla terk edemeyiz. İhracat ve turizm gibi alanlarda iş dünyasının devlete ve bürokrasiye olan yol göstericiliği, desteği sayesinde gerçekten çok ciddi neticeler elde ettik. Aynı başarıyı eğitim ve kültürde de göstermek mecburiyetindeyiz. İhracat ve turizmde muhatap iş adamlarıydı, eğitim ve kültürde ise bu alanda faaliyet gösteren STK'lar, ilim ve irfan kurumları aynı çabayı ortaya koymalıdır. Malum bir Paralel Devlet Yapılanması, STK olarak ortaya çıktı, ülkemiz nereye gidiyordu, nasıl bir müdahaleyle karşı karşıya kaldık. Öyle ise bu alanda çok ciddi bir adımın atılması gerekiyor. 2019'a kadar bu konuda gerekli adımlar atılır diye bekliyorum. Türkiye'nin 2023'te diğer alanlarda da hedeflerine ulaşacağına inanıyorum. Bunun için sizden çok daha fazla gayret ve mesai bekliyorum gençler. Paralel Devlet Yapılanması adı verilen ihanet ve şer şebekesinin milletimizin gönül dünyasında açtığı yaraların da süratle iyileştirmenin, eksikleri telafi etmenin, yanlışları düzeltmenin çabası içinde olmalıyız. Bu şer şebekesinin en çok yoğunlaştığı alanlar olan eğitim ve kültür bu bakımdan da çok önemlidir. Milletimiz bu ihanet çetesine karşı net tavır alarak, üzerine düşeni hakkıyla yapmıştır, yapmaya da devam etmektedir. Şimdi sıra sizde, bizde. Ortaya çıkan ihtiyaçları, eksikleri, boşlukları telafi etme görevlerini en iyi şekilde yerine getireceğinize inanıyorum. Bu yöndeki çabalarınızda bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm gücümle yanınızda duracağımdan hiç şüpheniz olmasın."
" Suriye'de kirli bir savaş yürütülüyor"
Erdoğan, bölgede ve Türkiye'de tarihi gelişmelerin yaşandığı bir dönemden geçildiğine vurgu yaparak, Türk milletinin bin yıldır yaşadığı coğrafyada sürekli yenilenen imtihanlarından birini de bu dönemde verdiğini ve bu süreçten Türkiye'nin alnın akıyla çıkacağına inandığını kaydetti.
Şahit olunan haksızlıklar, adaletsizlikler ve çifte standartların yürekleri yaraladığını ifade eden Erdoğan, "Suriye'de vicdanı ve ahlakı olan herkesi utandıracak örneklerle dolu kirli bir savaş yürütülüyor. Esed ve onunla birlikte hareket eden Rusya ve İran gibi ülkeler diğer yandan DAİŞ, PYD, YPG gibi kukla terör örgütleri masum insanları acımadan katlediyor. Bir tarihi, bir medeniyeti yakıp yıkmak için insafsızca saldırıyorlar. Bu manzara karşısında biz tabi ki itidalimizi koruyacağız ama zulüm altında inleyen kardeşlerimizin sesine de kulaklarımızı tıkayamayız. Evleri, iş yerleri, okulları, kreşleri ve pazar yerleri bombalananların acılarını yüreğinde hissetmeyenin bırakın adaletini, insanlığından şüphe ederim" diye konuştu.
"Biz Osmanlı'nın torunlarıyız"
Erdoğan, Türk milletinin Hint yarımadasındaki bir zulme bile donanmalarını gönderdiğini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bu Osmanlı'nın torunlarıyız. Elimiz nereye kadar uzanıyorsa, elimizi uzatmak zorundayız. Bu sorumluluğumuzu bir kenara bırakmak mümkün değildir. Annesinin babasının, kardeşinin, komşusunun cenazesi başında göz yaşı döken bu masumların hayatlarını karartan, sırf siyasi çıkarları uğruna onları öldüren her ülke, her rejim, her örgüt benim gözümde aynıdır. Bunların hepsi de zalimdir. Hepsi de 'belhüm adal'dir. Açık konuşuyorum; Suriye'de bir terör örgütüyle değil, bir tarihe, bir kültüre, bir medeniyete karşı savaş veriliyor. Rejim de aynı savaşı veriyor, DAİŞ'te aynı savaşı veriyor. Kimse kimseyi kandırmasın. DAİŞ, PYD, YPG bu tür örgütler Suriye'deki küresel güç mücadelesinin sadece bir aracıdır. Bizdeki PKK ile bunlar aynıdır, hiçbir farkı yoktur. Bu karanlık yapılar bölgedeki kirli hesapların birer truva atına dönüşmüştür. DAİŞ, PKK, PYD, YPG'yi ortaya çıkaran, besleyip büyüten bugün hala varlığını korumasını sağlayan da rejimin ve onun arkasındaki güçlerin ta kendisidir. Bugün bölgenin ve dünyanın gündeminde Suriye bu şekilde yer alıyorsa tek sebebi sorunun çözümüne katkı sağlayacak ülkelerin kendi ajandaları sebebiyle farklı tutumlara yönelmiş olmalarıdır. Batı ülkeleri Suriye halkını temsil eden muhaliflere destek vermede yeteri kadar cesur davranabilseydi bugün her şey farklı olabilirdi. Ne zamanki mülteciler kapılarına dayandı hepsi o zaman tutuştu ve o zaman feryat etmeye başladı. Türkiye olaya böyle bakmadı. Türkiye kapısını açtı ve 'sıfır tolerans' dedi. 2 milyon 200 bin Suriyeli mülteciyi topraklarımızda misafir ediyoruz. 300 bin Iraklıyı da topraklarımızda misafir ediyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birilerinin Türkiye'ye akıl verdiğini ve "Başika'da ne işiniz var" diye sorduğunu dile getirerek, "Bu olaylar bir aylık olaylar değil. Bir- bir buçuk yılı bulan olaylar. Irak merkezi yönetiminin üst düzey yöneticileri o Başika'da eğitim veren subaylarımızı gelip ziyaret edip, kendilerine teşekkür ederken şimdi Rusya, İran, Suriye ve Irak yönetimiyle dörtlü olarak Bağdat'ta ofisi kurdular. Bu ofis kurulduktan sonra da 'Türkiye orada neden duruyor' diyorlar. Durmamızın sebebi oradaki eğitimi veren kardeşlerimizin korunması olayıdır ve bunu yapmaya mecburuz yapıyoruz, yapacağız" şeklinde konuştu.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Birlik Vakfı 30. Yıl Kutlamaları - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?