MHP Grup Başakvekili Mehmet Şandır, dün Kandil'de düzenlenen toplantıyı değerlendirirken, "Biz, bu yaşananları milletimizin tarihi açısından utanç günü olarak değerlendiriyoruz. Bu, Mondros Mütarekesi'nin yeni versiyonudur. Yaşanan süreç, bir devlet kurma sürecidir" dedi.
Şandır, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, dün Kandil'de düzenlenen toplantıyı ve terör örgütü ele başlarından Murat Karayılan'ın açıklamasını değerlendirdi.
Karayılan'ın açıklamasının Türk milletine bir meydan okuma olduğunu belirten Şandır, bunun asla kabul edilemeyeceğini, ciddiye alınamayacağını ifade etti. Ülkeyi bu duruma düşüren AK Parti iktidarını şiddetle kınadıklarını kaydeden Şandır, "Dün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve Türk milletine bir meydan okuma yapılmıştır, hakaret edilmiştir. AKP Hükümeti buna karşı çıkamamış, Türk milletinin egemenlik haklarını savunamamıştır. Biz, bu yaşananları milletimizin tarihi açısından acı bir gün, bir zillet, utanç günü olarak değerlendiriyoruz" diye konuştu.
Kandil'deki toplantının, Mondros Mütarekesi'nin benzeri olduğuna işaret eden Şandır, Karayılan'ın açıkladığı 6 maddeden oluşan şartların savaşı kaybetmiş bir devlete karşı ateşkes mütarekesi olduğunu söyledi.
Şandır, şöyle devam etti:
'Sanki Türkiye Cumhuriyeti savaşı kaybetmiş. Bu, Mondros Mütarekesi'nin yeni versiyonudur. Yaşanan süreç, bir devlet kurma sürecidir. Uluslararası hukukta, bir devlet bu süreçler yaşanarak kurulur. Bir devleti kurmak için önce bir millete, sonra bir ülkeye, sonra da egemenlik haklarına sahip olmak gerekir.
Sayın Başbakan 2005 tarihinde, Diyarbakır'da, 'Kürt kimliğini tanıyorum' diyerek PKK'nın kan akıtarak temsil etmeye çalıştığı Kürt kimliğine siyasi bir kimlik kazandırmıştır. Böylece 'Kürt milleti' diye bir millet oluşturulmuştur. Sonra bu millet için bir vatan ihtiyacı vardı. 'Kürdistan' tabirini bir siyasi tabir olarak Türk toplumuna kabul ettirmişlerdir. 2009 yılından bu yana AKP Hükümeti'nin yaptığı iş, egemenlik paylaşımıdır. Tanınan Kürt milletine önce vatan, şimdi de bir egemenlik hakkı tahsis edilmektedir. Damat Ferit Hükümeti neyse bugün AKP Hükümeti de aynı fonksiyonu ortaya koyarak müzakere yoluyla yarattıkları Kürt milletine egemenlik tahsisi yapmaktadır. Bu süreç bugün değilse yarın bu bölgede bir Kürt devletine dönüşecektir. Bu proje Kürt vatandaşlarımızın talebi değildir. Bu, küresel güçlerin projeleridir. AKP Hükümeti eliyle yeniden Sevr dayatılmakta ve bu bölgede bir Kürt devleti kurulmaktadır. Bunun en büyük acısını Kürt soylu vatandaşlarımız çekecektir.
Dün yapılan açıklama Mondros Mütarekesi şartlarıyla bire bir örtüşmektedir. PKK ülkemize bir ateşkes dayatmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti savaş kaybetmemiştir. Böyle bir zillet durumu kabul edemeyiz.
Bundan sonra yapılacaklar da vardır. 'Bölgesel yönetimler kurulmalı ve valiler seçimle gelmedir' diyorlar. Bunu Sayın Başbakan da söylemektedir. Dün yapılan açıklamada silahların bırakıldığı koca bir yalandır. Silahlarını bırakmayacaklarını ifade etmekteler. 'Silah bırakılıyor, kan akmayacaktır, göz yaşı akmayacaktır' koca bir yalandır. 'Eğer şartları ihlal ederseniz bu defa 50 bin kişiyle geliriz' diyorlar. PKK bundan önce altı kez ateşkes ilan etmişti. Ama eylemlerini sürdürmüştü. 'Anayasadan Türk kimliğini çıkaracaksınız' diyorlar.
'Abdullah Öcalan'a özgürlük vereceksiniz' diyorlar.
40 bin insanımızı katleden PKK terör örgütü şimdi Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından resmi muhatap olarak kabul edildi. Müzakereler yapılıyor. PKK, terör örgütü olmaktan çıkıyor. PKK'nın elebaşısı da affediliyor. Süreç böyle tamamlanacak."
-"Mesele, uluslararası bir zemine taşınıyor"-
Terör örgütü PKK'nın şartlarından birinin de AB, ABD ve Rusya'dan gözlemcilerin süreci takip etmeleri olduğunu vurgulayan Şandır, 'Yani mesele, artık PKK ile Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin arasında bir mesele olmaktan çıkıp, uluslararası bir zemine taşınıyor. Yani süreç, devlet kurma sürecidir. PKK'nın kan akıtarak gerçekleştiremediğini, AKP Hükümeti siyaset üreterek gerçekleştirmeye çalışıyor. AKP, Türk milletinin hükümeti olmaktan çok, Türk milletinin düşmanlarının projesine taşeronluk yapan iktidara dönüşmüştür" diye konuştu.
Kanın akmasını kendilerinin de istemediğini belirten Şandır, ancak kanın durması için kanı akıtana yalvarmanın doğru bir metot olmadığını söyledi. AK Parti'nin, 'kanı akıtan PKK'nın merhametine sığındığını' ileri süren Şandır, bunun bir zillet durumu olduğunu iddia etti. MHP'nin, PKK yok edildikten sonra, farklılıkların farkında olarak birlikte yaşamayı cazibe merkezi haline getirmeyi savunduğunu kaydeden Şandır, "Bana göre aynı ırk kökünden gelen, turan ırkından gelen toplumlarız biz. Geleceği de birlikte yaşamak bizim çıkarımıza" dedi.
Türk milletinin oyları ile iktidar olmuş bir hükümetin eliyle bu sürecin yürütülmesine Türk milliyetçileri olarak karşı çıkacaklarını anlatan Şandır, İzmir'de düzenledikleri mitingin bunun bir göstergesi olduğunu dile getrdi. Şandır, 25 Mayıs'ta Adana'da düzenleyecekleri mitingde bu tepkinin tekrar görüleceğini söyledi.
AK Parti'nin 'çözüm' adını verdiği sürecin adının 'dağılma' süreci olduğunu iddia eden Şandır, "Türkiye'yi değerleri ile milleti ile devleti ile dağıtmayı amaçlayan bir süreçtir. Türk milleti daha kötü şartlarda birliğini, egemenliğini, bedelini kanla ödeyerek kazanabilmiştir. Bugün de gerekirse Türk milliyetçilerinin önderliğinde bir milli mücadeleyi bu millet yine ortaya koyacaktır" ifadelerini kullandı.
Mehmet Şandır, MHP'ye desteği gittikçe yükseleceğini, bunun işaretinin İzmir'deki miting olduğunu sözlerine ekledi. - TBMM
Son Dakika › Güncel › Çözüm Süreci - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?