Sosyal bilimler dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü alan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) öğretim üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Türkiye'nin büyük bir değişim sürecinden geçtiğini, içinde çalkantılar olsa bile bu değişimlerin çok pozitif olduğunu söyledi.
2013 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Çankaya Köşkü'nde düzenlenen törenle sahiplerine verildi.
Belgesel dalında ödüle layık görülen Prof. Dr. Bekir Karlığa, törendeki konuşmasında, dünyanın büyük bir değişimden geçtiğini, insanlığın karşı karşıya kaldığı sorunların ve krizlerin temelinde tekelci, tek yönlü ve tek merkezli medeniyet algısının yattığını söyledi. "18. yüzyıldan beri dünyayı şekillendiren ve düşmanlık ve çatışma anlayışının yerine çok yönlü, çok kutuplu ve yeni bir küresel medeniyet algısının almasının zamanı çoktan gelmiştir" diyen Karlığa, bu anlayışla BM çatısı altında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde "Medeniyetler İttifakı" girişiminin hayata geçirildiğini ve tüm dünyanın bu girişimi büyük ilgiyle izlediğini ifade etti.
Karlığa, "Batıya Doğru Akan Nehir" belgeseliyle, kapsamlı medeniyet anlayışını dile getirmek ve insanlığın hikayesini, 12 bin yıl öncesinden, medeniyetlerin doğuş yeri olan Dicle ve Fırat havzasından Anadolu'dan yola çıkarak, ABD'de ikiz kulelerin vurulduğu noktaya taşımak için çalıştıklarını anlattı. Belgeselin, dünyada bugüne kadar yapılmış "en uzun medeniyet belgeseli" olduğuna işaret eden Karlığa, yeni bir küresel medeniyet bilincinin yaygınlaşmasına katkıda bulunmanın amaçlandığını söyledi. 32 ülkede yayınlanan belgeselin yapımında emeği geçenlere teşekkür eden Karlığa, "Bu ödülü yalnız bana değil, coşkun medeniyet ırmağına su taşıyan herkese, özellikle de 12 bin yıldır medeniyet mirasının ev sahibi olan Türk halkına vermiş olduğunuzun şuuru içerisindeyim" diyerek şükranlarını sundu.
-"Türkiye çok değişti, tanınmayacak hale geldi"-
"Klasik büyüme ve kalkınma teori ve modellerine farklı bir perspektifle yaklaşımı" nedeniyle sosyal bilimler dalında ödüle layık görülen Prof. Dr. Daron Acemoğlu da konuşmasında, 1986 yılından bu yana yurtdışında olduğunu ancak Türkiye'ye olan bağı ve sevgisinin hiç kopmadığını belirterek, sosyal bilimlerde araştırma yapmasının sebepleri arasında da Türkiye'yi gösterdi. 1980'lerde Türkiye'deki bir genç olarak ekonomi ve siyaset arasındaki bağı ilk kez düşünmeye başladığını dile getiren Acemoğlu, ülkeler arasındaki büyüme ve refah farkının ekonomi politikaları, ekonomik ve siyasi kurumlarla bağlantılı olduğunu belirtti.
James Robinson ile yazdıkları "Ulusların Düşüşü" kitabının yakın zamanda Türkçe'ye çevrildiğini belirten Acemoğlu, kitabın tezini "Ekonomik başarı, ekonomik özgürlük veya ekonomik kapsayıcılığa bağlı. Ekonomik kapsayıcılık, hem ekonomik özgürlük hem de ekonomik eşitliğin çok önemli olduğu bir kurumsal sistem. Ekonomik kapsayıcılık da siyasi kapsayıcılığa bağlı. Siyasi özgürlüğün ve eşitliğin önemli olması" sözleriyle anlattı.
ABD'de çalışmasının bu alanda elde ettiği başarının en önemli nedenleri arasında olduğuna dikkati çeken Acemoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"1980'lerden beri Türkiye çok değişti hatta tanınmayacak hale geldi. Bu değişmenin en büyük parçası da özgürlüğün, demokrasinin ve kapsayıcılığın daha da ilerlemesi. Bu kolay bir süreç olmadı ve olmayacak. Aynı zamanda düz bir çizgide gelişen bir süreç olmadı, olamaz da. Ama yine de Türkiye çok büyük değişimlerden geçiyor. İçinde çalkantılar olsa da bu değişimlerin çok pozitif olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin geleceği için düşünürsem, Türkiye'nin kurumlarının, siyasetinin, ekonomisinin bu kapsayıcı açıdan daha gelişmesi, özgürlüğe, eşitliğe daha çok önem vermesi, akademik ve fikri düşünce özgürlüğüne de önem vermeye devam etmesi. Bu çizgi içinde Türkiye'nin daha çok gelişeceğini, daha önemli bir hale geleceğini düşünüyorum."
-"(Kanuni'nin bir sanatçıya iltifatı nasıldı) merakım cevap buldu"
"Türk edebiyatının geniş kitlelerce benimsenmesine ve toplumda kültür tarihine yönelik ilginin oluşmasına sağladığı katkı" dolayısıyla edebiyat dalında ödül alan Prof. Dr. İskender Pala da düşüncelerini, Kanuni Sultan Süleyman ve şair Baki'nin hikayesini anlatarak dile getirdi.
"Sümbül Kasidesi" ile ilgisini çektiği Kanuni Sultan Süleyman ile Baki'nin yakın ilişkilerini anlatan Pala, Baki'nin vefatının ardından Kanuni için yazdığı mersiyede yer alan "Hurşide baksa gözleri halkın dolagelir/ Zira görünce hatıra ol mehlika gelir" beyitin Süleymaniye Külliyesi kadar ihtişamlı olduğunu söyledi.
Pala, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bugün, burada iltifat görmek, burada olmak bana bu hikayeyi hatırlattı. Çankaya'da, belki bir izdüşümü olarak, yıllar ve yıllar sonra böyle bir ödülün verilmiş olması, 'devletlu'larımızın kültür ve sanata bakış açılarındaki güzellikleri bize yansıtıyor. Ben, bu ödülü almış olmaktan dolayı bahtiyarım.
Yıllardır, 'Acaba Kanuni'nin bir sanatçıya iltifatı nasıl bir şeydi' diye hep merak ettiğim mesleki sorum, bugün cevap buldu. Böyle bir şeymiş. Çok teşekkür ediyorum. Devletimiz varolsun."
-"Daha çok yerel yönetici tarihi eserleri sahiplenecek"
Kültür ve sanat kurumu olarak ödüle layık görülen Tarihi Kentler Birliği Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey de, dünyada artık ülkelerin değil kentlerin yaşandığını, bu kentler arasında tarihine sahip çıkan şehirlerin bir adım öne çıktığını belirtti.
Tarihi Kentler Birliği'nin bu kapsamda çok önemli bir misyon yüklendiğine ve önderlik yaptığına işaret eden Güzelbey, Gaziantep örneğinden hareketle, "tarihine sahip çıkan" kentin artık müzeleri ve tarihi eserleriyle tanındığını kaydetti. Bu değişimde Tarihi Kentler Birliği'nin kendilerine liderlik ettiğini aktaran Güzelbey, "Bu, geçmişine ve tarihine sahip çıkan belediyeler için, onların önünü açacak, şevkini artıracak bir ödüldür. Bu ödülden sonra çok daha fazla yerel yönetici tarihi eserlerini sahiplenme, müzeler yapma, arkeolojik sitine sahip çıkma konusunda büyük mesafe kat edecektir" diye konuştu.
Aile kararı ve hayat planı gereği üç ay sonra belediye başkanlığına ve siyasete veda ettiğini belirten Güzelbey, böyle anlamlı bir ödülü almanın da kendisi için unutulmayacak bir anı olduğunu ifade etti.
İslam bilim ve teknoloji tarihi alanında yaptığı çalışmaları için ödül alan 89 yaşındaki Prof. Dr. Fuat Sezgin'in, Almanya'da yaşamını sürdürdüğün, yaşı ve sağlık sorunları nedeniyle törene katılamadığı belirtildi.
Ödül sahipleriyle ilgili kısa filmlerin gösterildiği törende, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Bilkent Senfoni Orkestrası ile Devlet Opera ve Balesi sanatçılarından oluşan bakır nefesli çalgılar topluluğu mini bir konser verdi.
Bu yıl, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü tasarımlarının değişmesi de dikkati çekti. - Ankara
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?