Diyarbakır'da düzenlediği basın toplantısından sonra öğlen saatlerinde Tunceli'ye giden BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, burada da gündem yaratacak çok önemli açıklamalarda bulundu.
Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın Dersim olayları konusunda, Dersimlilerle alay eder gibi acıların hafife alındığını belirterek, "Sadece 1938'de değil, 1980, 1990'lı yıllarda işlenen birçok cinayet var. Katliamlar sadece 1938'de işlenmedi, bu yıllarda da çok katliam oldu ve birçok faili hala çözülmeyen cinayet var. 2000'li yıllarda da işlenen birçok cinayet ve faili meçhul cinayet var. Bütün bunlar orta yerde dururken Dersim halkının acılarıyla alay eder, hafife alır gibi il başkanları toplantısında 'usulde varsa özür dileyip geçerim' diyerek bu meseleyi de kapatamaz" dedi.
DERSİMLİLER'DEN ÖZÜR DİLEDİ
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin il teşkilatı ve belediyeyi kastederek, hizmetlerdeki eksikliklerden dolayı genel başkan olarak özür dilediğini belirterek, "Bizim de Dersim halkına karşı bir özür borcumuz vardır. Bütün arkadaşlarımın huzurunda, burada yaşanan bütün sorun ve sıkıntılardan dolayı, Dersim halkına karşı hizmette veya siyasi faaliyetlerde düşülen bütün eksikliklerden, birinci derecede sorumlu kişi olarak, Dersim halkından özür diliyorum. Bunu kapatmak bizim boynumuzun borcudur" diye konuştu.
"BAŞBAKAN GENEL KURMAY BAŞKANINI AZARLAYACAĞINA, BİZE HAKARET EDİYOR"
Statükonun yeni temsilcisinin AK Parti olduğunu öne süren Demirtaş, Uludere katliamı ile ilgili hesap vermemek için gündemin sürekli değişitirildiğini ifade ederek şunları söyledi:
"Ben burada AKP'nin genel başkanına, kendi grup toplantısında yaptığı konuşmadaki seviyesizlikle cevap vermeyeceğim. Fakat AKP'nin genel başkanı şunu yapmaya çalışıyor: Ortada ciddi bir gündem var; Uludere katliamı gibi. Hem de hesap vermesi gereken ciddi bir gündem var. Kendisi buna cevap vermek, bunun sorumluluğunu yerine getirmek yerine gündemi değiştirmeye çalışıyor. Biz BDP olarak AKP genel başkanının bu gündemi değiştirmesine izin vermeyeceğiz. Ayrıca şunu da belirteyim, bugün tutuklanan paşalar genelkurmay başkanları niye tutuklanıyor? Siyasete yön vermekle, siyaseti yönlendirmekle suçlanıyorlar. Kendi atadığı genelkurmay başkanı ne yapıyor? Siyasete yön vermeye çalışıyor. Kürt halkı kendi anadilinde eğitim yapamazmış, kendisi karşıymış buna. Senin işin mi görevin mi, niye siyasete yön vermeye çalışıyor? Neden Başbakan çıkıp demiyor; 'Bu senin işin değil.' diye onu azarlamıyor? O'nu azarlamak yerine neden Kürt halkının temsilcilerini azarlamaya çalışıyor? İşte bunun iyi anlaşılması lazım. Eski statükonun yeni sahibi AKP'dir. Eski statüko AKP'ye devredilmiştir, sistem aynı şekilde işliyor, devam ediyor. Bizim açımızda değişen bir şey yok. Biz onların gündemi değiştirmesine asla izin vermeyeceğiz."
"HİÇ KİMSE 40 MİLYONLU KÜRT HALKINA SİLAHI BIRAKIN DEMEMELİ"
Ortadoğu'daki halkların ordu kurarak silahlanmaya başladığı bir dönemde hiç kimsenin Kürtlere "silahı bırakın, boynunuzu bükün" dememesi gerektiğini savunan Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın, "Sen de dağa çıksaydın" diye eleştirdiği Leyla Zana'ya da sahip çıktı. "Kürtler dağa nasıl gidilir biliyor" diyen Demirtaş, şunları söyledi:
"Ortadoğu'da bütün halklar silahlanırken, Kürt halkına karşı, 'boynunuzu bükün oturun' demekte aymazlıktır. Başbakan'ın sayın Zana ile ilgili söyledikleri de tümüyle çarpıtmadır. Tümüyle hedef göstermedir. Sayın Leyla Zana, açıklamasında açıkça belirtmiştir, 'silahların susması gerekir' demiştir ama hiç kimse Ortadoğu'da 40 milyonlu Kürt halkına, 'silahlarınızı bırakın, silahsız bir halk olun da dememelidir' demiştir. Başka da bir şey dememiştir. Şimdi Arapların ordusu olacak, Türkler'in ordusu olacak, efendim İsrail'in ordusu olacak, Şiiler'in ordusu olacak ama Ortadoğu'da Kürt halkının silahı olmayacak, onlar silahı bırakacaklar. Biz de militarizme karşıyız. Herkes silahları bıraksın, dünyada silah olmasın. Bu iyi niyetli bir yaklaşımdır. Ama bütün dünyanın ordularını kurmak için, Arabından, Farsından, Şiisinden, İsrailinden, Yahudi'sine kadar herkes silahlanırken, Kürt halkına karşı, 'boynunuzu bükün oturun' demekte aymazlıktır. Biz her şey silahla çözülsün demiyoruz. Leyla hanım da bunu ifade ediyor. Silahlar sussun siyaset konuşsun. Elbette ki bu önemlidir. Ama Başbakan'ın bize dağın yolunu göstermek yerine, asıl görevi dağdan inişi nasıl gerçekleştireceğidir? Asıl görevi budur. Yoksa Kürtler dağa nasıl gidilir biliyor. Bunu merak etmesin. Kürtler dağın yolunu biliyor. Onun görevi inişin yolunu göstermektir. Dağdan inişi nasıl yapacak onu anlatsın" dedi.
Basın toplantısından sonra BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Bingöl Milletvekili, İdris Baluken, Tunceli eski Milletvekili Şerafettin Halis ile birlikte Tunceli'deki BDP il, ilçe başkan ve yöneticileri, belediye ve il genel meclisi üyeleri ile Tunceli Belediye Başkanı Edibe Şahin'in de katıldığı toplantıya geçti. Basına kapalı olarak yapılan toplantıdan sonra BDP Genel Başkanı Demirtaş, akşam saatlerinde kentten ayrılarak Diyarbakır'a döndü.
Son Dakika › Güncel › Demirtaş: Kürtler Dağın Yolunu Biliyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?