Diyanet İşleri Başkanı. - Son Dakika
Güncel

Diyanet İşleri Başkanı.

Diyanet İşleri Başkanı.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, herhangi bir inanç unsuru üzerinden teolojik tartışmalar başlatmanın, tanımlamaya kalkışmanın doğru olmadığını vurgulayarak, "Bu ülkede Sünni vatandaşımız kendi Sünniliğini, Alevi vatandaşımız kendi"...

24.07.2013 12:46

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, herhangi bir inanç unsuru üzerinden teolojik tartışmalar başlatmanın, tanımlamaya kalkışmanın doğru olmadığını vurgulayarak, "Bu ülkede Sünni vatandaşımız kendi Sünniliğini, Alevi vatandaşımız kendi Aleviliğini yaşasın Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, herhangi bir inanç unsuru üzerinden teolojik tartışmalar başlatmanın, tanımlamaya kalkışmanın doğru olmadığını vurgulayarak, "Bu ülkede Sünni vatandaşımız kendi Sünniliğini, Alevi vatandaşımız kendi Aleviliğini yaşasın. Varsa bir ateist arkadaşımız o da kendi değerlerini, kendi arayışını kendisi temellendirsin" dedi.

Görmez, gazetecilerle geleneksel iftar yemeğinde buluştu. Ankara Büyükşehir Belediyesi Sosyal Tesisleri'nde gerçekleştirilen ve çok sayıda ulusal gazete ve televizyon temsilcisinin katıldığı iftar yemeğinde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, son yıllarda İslam dünyasında meydana gelen olayların endişe verici boyutlara ulaşmaya başladığını kaydetti.

"Millet olarak Ramazanın sevincini, huzurunu yaşarken bizimle aynı inanca, tarihe, kültüre sahip etrafımızdaki Müslüman kardeşlerimizin aynı sevinci yaşayamıyor olmaları hepimiz için büyük bir üzüntü sebebidir" diyen Görmez, "Uzak dünyalarımızda büyük sorunlar yaşanmaya devam ediyor. Myanmar'da acılar devam ediyor. Çin'de, Kerkük'te sıkıntılar var. Pek çok yerde bu sıkıntıların varlığı Müslümanlar için büyük bir hüzün sebebidir. Dünyanın insan onuruna verdiği değerdeki aşınmalar bütün yaşadığımız sorunların temel sebebini teşkil ediyor" diye konuştu.

Başkan Görmez, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Yüzyılın başında Müslüman coğrafyanın fay hatlarıyla oynanması, arkasından gelen işgallerin, sömürgeler, istibdat dönemlerinde nesiller yaralı bilinçle yetiştiler. Yaralı bilinçle yetişen nesillerin dünyası böyle bir dünya ortaya çıkardı. Olup bitenleri sadece din üzerinden, bu topraklardaki İslam anlayışı üzerinden izah etmek doğrusu açıklayıcı olmaz. Türkiye'de de Ramazandan önce yaşadığımız büyük sorunlar elimizden uçup giden bir dünyayı gösteriyor. Bugün yaşanan bazı çatışmaları kuşak farkı olarak izah etmek mümkün değildir. Bugün aynı evde ama farklı odalarda yaşayan iki kardeşin arasında dahi o kadar büyük mesafeler ortaya çıktı ki, biz üniversite hocaları, din adamları, öğretmenler, eğitimciler, sosyologlar, psikologlar bunu tahlil etmekte zorlanıyoruz. Bugün bizim cami içinde hutbelerimizde, vaazlarımızda kullandığımız dil bugünün gençlerini kuşatamıyor. Onların dilini anlayabilmek için, onlarla iletişim kurabilmek için yeni bir dile ihtiyacımız var. Bu yeni dili bulmak için de çaba sarf ediyoruz. Bu sadece Diyanet'in sorunu değil, bence bütün eğitimcilerin, akademik dünyanın sorunudur. Bizim yeni kuşakların dili ve üslubunu anlayabilmek ve onlarla iletişim kurabilmek için daha büyük çaba ve gayretlere ihtiyacımız var.

-"BÜTÜN İNANÇ KESİMLERİ ÖZGÜRCE KENDİLERİNİ İFADE ETME HAKKINA SAHİP"-

Biz Diyanet olarak Türkiye'de bütün inanç kesimlerinin özgürce kendi inançlarını yaşamaları, kendi düzenlerini, değerlerini, iyilerini gönül rahatlığıyla herkesle paylaşabilecek bir ortama sahip olabilmeleri için büyük çaba içinde olduklarını ifade eden Görmez, "Buna önem veriyoruz. Burada herhangi bir inanç unsurunu tek başına kastetmiyorum. Ortak tarihimizin en büyük emaneti olarak gördüğüm gayrı Müslim dini azınlıklar dahil Türkiye'deki bütün inanç kesimleri kendi tarihlerinde ve kültürlerinde var olan değerleriyle hiçbir ötekileşme yaşamadan özgürce kendilerini ifade etme hakkına sahip olduklarını her zaman söylüyoruz. Bundan sonrada söylemeye devam edeceğiz. Bunu söylerken de hem çağdaş hukuk açısından bunun önemli olduğunu düşünüyoruz. Hem de bizim inancımız, tarihimiz, kültürümüz, medeniyetimiz bize bunu emrediyor. Bundan yüzsene önce Batıda farklı dinleri, inançları, mabetleri yan yana göremezdiniz. Ama biz 5-6 asır önce bu topraklarda farklı dinlerle, inançlarla birlikte yaşayabilmişiz ve bunu da bir ahlak ve hukuk temeline oturtmuşuz.

Hiçbir teolojik tartışmaya girmeden herhangi bir inanç unsuru kendisini nasıl tanımlıyorsa, kendisini nasıl kabul ediyorsa o şekilde değerlendirilir. Elbette bunun doğruları ve yanlışları olacaktır ancak o doğrular ve yanlışlar akademisyenler tarafından ilmi platformlarda tartışılmalıdır. Herhangi bir inanç unsuru kendisini nasıl tanımlıyorsa, içinde inancın gereklerini yerine getirmek için toplandıkları mekanlara ne ad veriliyorsa, orada icra edilen hususları nasıl adlandırıyorsa öylece değerlendirilir. Bunun üzerinden teolojik tartışmalar başlatmak, birbirimizi tanımlamaya kalkışmamız doğru değildir. Bu ülkede Sünni vatandaşımız kendi Sünniliğini, Alevi vatandaşımız kendi Aleviliğini yaşasın. Varsa bir ateist arkadaşımız o da kendi değerlerini, kendi arayışını kendisi temellendirsin. Bunun üzerinden bir teolojik tartışmalar başlatıp birbirimizi üzmemiz doğru değildir" dedi.

-"SANAL MECRALARDA BİR DİN SAVAŞI BAŞLATMAYI ÇOK TEHLİKELİ BULUYORUM"-

Sanal mecralarda bir din savaşı başlatmayı çok tehlikeli bulduğunu vurgulayan Diyanet İşleri Başkanı, sözlerini şöyle devam ettirdi:

"Zaten sanal mecralar başlı başına bilgi bakımından büyük sorunlar içeriyor. Sanal mecralardaki bilgi konusunu bütün dünyanın ciddiyetle ele alması gerekiyor. Sanal mecralar ile hakikat dünyası arasındaki ilişki zaten sorunlu bir ilişki. Ama sanal mecralarda bir küfürleşme ve bir inanç savaşı başlatmayı çok tehlikeli buluyorum. Bunu çağdaş modern insana yakışan hiçbir tarafı yoktur. Sanal ortamda da olsa milyonlarca insanın değerleri, inançları dikkate alınmalıdır. Eline klavyeyi alan herhangi bir insan, karşısındaki insanın yüce bildiği, kutsal bildiği değerleri dikkate alarak o kelimeleri yazmalıdır. Aksi takdirde gerçekten çok büyük yanlışlıklar ortaya çıkar.

-"DİYANETİN ÖZERK BİR KAMU TÜZELKİŞİLİĞE KAVUŞMASI GEREKİYOR"-

Diyanet İşleri Başkanlığının Türkiye'deki varlığı, bizim kendi araştırmalarımıza göre yüzde 90 civarında halkımızın kabulüne mazhar olmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığı bir kamu kurumudur ama sivil ayağı hem yurt içinde hem de dünyada giderek güçlenmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığının bugün hizmet yürüttüğü camileri, müftülük binalarını, Kura kurslarını halk yapmıştır. Dünyada bir kamu kurumu olup ta sivil tabanı bu kadar güçlü olan başka bir kurumun varlığını bilmiyorum. Ama bu şekilde yoluna devam etmesi mümkün değildir. Diyanet İşleri Başkanlığının dini ve ilmi bakımdan özerk bir kamu tüzel kişiliğe kavuşması gerekiyor. Hiçbir vesayete açık olmayacak şekilde kendi ürettiği doğru bilgiyi halkla özgürce paylaşan bir kurum olmalıdır. Bu, şu ana kadar özerk hareket etmiyor anlamına gelmez. Şahıslara, idarelere, yönetimlere bağlı kalmaksızın her türlü vesayete kapalı olarak, daha özerk bir kuruluş olarak yoluna devam etmesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum."

-"MEDYA ORGANLARI KENDİ BÜNYELERİNDE BİR DİNİ DANIŞMAN BULUNDURMALIDIR"-

Görmez, medya organlarımızın artık bir dini danışmana ihtiyacı olduğunu düşündüğünün altını çizerken, "Din gibi ciddi bir konuda din uzmanlarının medya içerisinde olmamasını bir eksiklik olarak görüyorum. Yabancı medya organlarının dini temsilcileri vardır. Üstelik sadece genel olarak bütün dinlere bakan temsilcileri yoktur. Katolik temsilcisi, Ortodoks temsilcisi, Protestan temsilcisi ve İslam temsilcisi ayrıdır. Ülkemizde gerek görsel medyamızda, gerek yazılı medyamızda İslam dinini ve diğer dinleri çok iyi bilen uzmanlaşmış temsilcilerin bulunmasının doğru olacağını düşünüyorum. Ramazan'daki iftar ve sahur programları konusunda önümüzdeki yıllarda sadece duygulara değil duygularla birlikte akla da hitap eden, daha eğitici ve öğretici programlara dönüşmesi için, bu yönde emek sarf eden bütün arkadaşlarımızla birlikte ortak bir çalışma yapmayı düşünüyoruz" ifadesini kullandı.

(HM/ÖZK) - Ankara

Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel Diyanet İşleri Başkanı. - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement