Van Bağımsız Milletvekili ve DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, PKK'lıların yüzde 20'si çekildiği yönündeki sözlerine atıfta bulunup, Hani, 'gerillanın yüzde 20'si bile çekilmedi' diye söyleniyordu hükümet ve başbakan tarafından. Ben de sayın Başbakan'a diyorum ki, sizin açıkladığınız demokrasi paketi de bu yüzde 20'nin karşılığı bile değil maalesef dedi.
Van Bağımsız Milletvekili ve DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, Diyarbakır'da düzenlediği basın toplantısında, Suriye'ye gitmek için İçişleri Bakanlığı'na başvuruda bulunduklarını ancak izin alamadıklarını belirten Tuğluk, bunun için önce Kuzey Irak'a gideceklerini söyledi. Kadın kurumları olarak uzun süreden beri programladıkları Suriye'yi ziyaret edeceklerini ifade eden Tuğluk, Dışişleri Bakanlığı nezdinde yaptığımız girişimler sonucu, bize izin verilmeyeceği ifade edildi. Buradan gidiş mümkün olmadığı için bugün Güney Kürdistan'a gidiyoruz kadın arkadaşlarımızla birlikte. Oradan hem Hevler'deki (Erbil) saldırıyı kınamak üzere ziyaretler gerçekleştireceğiz, oradan da Rojava ziyaretimizi gerçekleşlermeyi hedefliyoruz. Bu çalışmayı çok önemli buluyoruz kadınlar olarak. Rojava'da kadın ve çocukların yaşadıklarını tespit etmek, içinde bulundukları durumu tespit etmek istiyoruz. Orada bir savaş yaşanıyor. Amacımız Rojava devrimini sahiplenmektir dedi.
SURİYE'DE KÜRTLERLE SAVAŞ TÜRKİYE BİZİMLE DE SAVAŞIYOR DEMEKTİR
Türkiye'nin Suriye'deki devrimi politik olarak küçümseyerek, çetelerle de boğmaya çalıştığını iddia eden Tuğluk, şunları söyledi
Türkiye'nin Rojava'ya yaklaşımı son derece sıkıntılıdır. Maalesef orada bir halkın kendi geleceğini, kaderini belirleme temelinde, son derece demokratik bir şekilde, öz yönetim hakkını kullanmasına karşı tutum sözkonusudur. ve hatta açıkça şöyle ifade edebiliriz; aslında düşmanca bir yaklaşım sözkonusudur. Şunu çok iyi biliyoruz; Türkiye, siyaseten Rojava devrimini boğmak istedi, politik olarak küçümsedi, itibarsızlıştırmaya çalıştı, yok saydı. Fakat bunu başaramayınca da doğrudan askeri bir müdahale yapamadığı için çeteler aracılığıyla, çeteleri eğiterek, silahlandırarak, Rojava devrimini boğmanın, etkisizleştirmenin çabası içerisine girdi. Bunun çok yanlış olduğunu biliyoruz. Çünkü şunun çok iyi bilinmesi gerekiyor; Kürtler Rojava'daki Kürtlerle savaşan bir Türkiye bizimle de savaşıyor demektir. Dolayısıyla Türkiye'nin bu tehlikeli ve yanlış politikasından vazgeçmesi gerekiyor. Rojava'daki bu devrime, bu kazanıma herkesin saygı göstermesi gerekiyor. Türkiye bu politikasından vazgeçerek, öncelikle oraya çeteleri göndermekten vazgeçmeli ve sınır kesimindeki kapıların tamamını açmalıdır. Yapılması gerekenin bu olduğunu düşünüyoruz. Biz de bu uğursuz politikaları teşhir ederek, Rojava halkının yanında yeralacağız, ne olursa olsun bunun böyle bilinmesi lazım.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı demokratikleşme paketini de değerlendiren Tuğluk, İmralı ile yapılan müzakerede ortaya çıkan karşılıklı mütabakatın pratikleştiğini gösteren bir paket görmediklerini söyledi. Tuğluk, şöyle dedi
İmralı'da yapılan müzakerede ortaya çıkan karşılıklı mutakabatın bir şekilde pratikleştiğini gösteren bir paket görmedik doğrusu. Sürecin ciddiyetine denk düşen bir paket söz konusu değil. Kürt meselesi ciddi bir meseledir. Gerçekten çok radikal adımların atılması gereken bir meseledir. 'Bir takım kırıntılarla ben bu halkı oyalarım zamana yayarım ve seçimi alırım, sonra da gereğini yaparım' politikasını artık Kürtler yutmayacaklardır. Bizler yutmayacağız. Gerçekten AKP ne yaptığını bilmiyor. Bu halk artık aldatılacak bir halk değildir. Çok değerli bir sürecin içerisindeyiz ve biz hem DTK olarak, hem de BDP olarak bu sürecin ilerlemesini istiyoruz ve gerçekten artık barışçıl çözümün demokratik siyasal yollarla çözümün gerçekleşmesini istiyoruz. O tarihi adımlara denk bir tarihi demokratikleşme paketi sunulmamıştır. 'Bununla bu işi götürürüm' meselesi varsa bu bir hayaldir. ve maalesef şundan çok kaygılıyız; yani bu süreci çözümle taçlandıramazsak, gerçekten hepimiz kaybederiz, hiç kimse kazanmaz. Elbette ki her şeyin birden olmayacağını biliyoruz. Bir süreç işi olduğunu biliyoruz. Ancak bir iradenin açığa çıkması gerekiyor. Bunu maalesef göremiyoruz dedi.
Başbakan Erdoğan'ın, PKK'lıların yüzde 20'sinin çekilmediği yönündeki sözlerini hatırlatan Tuğluk, İlk paketi okuduğumda şöyle bir düşünceye kapıldım. Hani, 'gerillanın yüzde 20'si bile çekilmedi' diye söyleniyordu hükümet ve Başbakan tarafından. Ben de sayın Başbakan'a diyorum ki sizin açıkladığınız demokrasi paketi de, bu yüzde 20'nin karşılığı bile değil maalesef. Bu paket bize bir kez daha, daha fazla mücadele etmemiz gerektiğini ortaya koydu. Daha demokratik mücadele yöntemleriyle sonuç almamız gerektiğini ortaya koydu. Eş başkanlık sistemi, işte Kürtçe yerel isimlerin tanınması gibi, işte Kürtçe harflerde yasakların kalkmasının da, hükümet hiçbir şekilde bize lütuf gibi sunmasın. Zaten biz bu hakları; halkımız, bizler mücadeleyle kazanmıştık. Bu sürecin çok zamana yayılması, çok pravakasyona açık hale getirebilir. Gerçeketen bu sorunun çözümünü istemeyene çok çeşitli güçler sözkonusudur. Kürtler'in sabrının da sonsuz olmadığının görülmesi gerekiyor. Bu paketi sürecin bir karşılığı olarak görmeden, yeni bir gerçekten demokratikleşme adımında, radikal adımlarını içeren yeni bir çözüm paketine İmralı'daki mutabakatı da esas alarak, hayata geçirmesinin zorunlu olduğunu düşünüyoruz dedi.
Tuğluk, aralarında Mardin'in Nusaybin İlçesi Belediye Başkanı Ayşe Gökkan'ın da aralarında bulunduğu
yaklaşık 15 kadınla Kuzey Irak'a gitti.
Son Dakika › Güncel › Diyarbakır2aysel Tuğluk Paket Yüzde 20'nin Bile Karşılığı Değil - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?