Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün, gazetede, MİT'e ait yardım tırlarının durdurulması olayına ilişkin gizli kalması gereken bilgi ve fotoğraflara yer verdikleri gerekçesiyle "casusluk", "darbeye teşebbüs" ve "FETÖ/PDY örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek yardım etmek" suçlarından yargılandıkları ve kapalı yapılmasına karar verilen davanın ikinci duruşması başladı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, yeni yapılan büyük salonda gerçekleştirilen duruşmaya, sanıklar Dündar ve Gül ile avukatları alındı. Sanıkların eşlerinin de hazır bulunduğu duruşmaya, vekaletname ve yetki belgesi bulunan, isim sırasına göre duruşma salonuna alınan 500'e yakın avukat da katıldı.
Duruşmanın yapılacağı salonun ön tarafında avukatlarla beraber CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Gürsel Tekin, Enis Berberoğlu, Barış Yarkadaş, İlhan Cihaner, Tuncay Özkan, Mahmut Tanal, Engin Özkoç, Ali Şeker, Hilmi Yarayıcı, Musa Çam, Sibel Özdemir, Orhan Sarıbal, Niyazi Nefi Kara, Ali Haydar Hakverdi ve Ali Akyıldız ile HDP milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Garo Paylan ve Meral Danış Beştaş da bir süre bekledi.
CHP milletvekillerinden Barış Yarkadaş, Engin Özkoç, Hilmi Yarayıcı ve Tuncay Özkan'ın, TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu üyeleri olarak dün mahkemeye müdahillik talebinde bulundukları öğrenildi. Yine CHP'den 8 milletvekili ile HDP'li 3 milletvekilinin de mahkemeye müdahillik talebini içeren dilekçeler sunduğu kaydedildi.
Sanık ve taraf avukatlarının içeri alınmasının ardından başlayan duruşmada mahkeme heyetinin talepleri dinlediği ve bu taleplerle ilgili Cumhuriyet Savcısı Evliya Çalışkan'dan görüş aldığı öğrenildi. Savcı Çalışkan'ın milletvekillerinin müdahillik taleplerinin reddedilmesine karar verilmesini istediği ifade edildi.
Verilen aranın ardından tekrar başlayan duruşmada mahkeme heyetinin milletvekillerinin müdahillik talepleriyle ilgili ret kararı verdiği belirtilirken, Can Dündar'ın oğlu Ege Dündar'ın duruşmaya katılma talebinin kabul edildiği kaydedildi.
İddianamenin özetinin okunduğu duruşmaya, savunmalar alınmak üzere tekrar bir süre ara verildi.
Muhabirin darbedildiği iddiası
Bu arada, duruşmadan önce kalabalıkla birlikte koridorda bekleyen Sabah gazetesi muhabirleri Dilek Yaman ve Nazif Karaman ile burada bulunan diğer kişiler arasında "Can Dündar'a soru sorma" nedeniyle tartışma yaşandığı ve tartışma sırasında Cumhuriyet gazetesi yazarı Murat Sabuncu'nun Yaman'a yumruk savurduğu iddia edildi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Nazif Karaman, Dündar'a dışarıda gazetecilerle birlikte soru sorduklarını ve bu sorulardan birinin "Basın özgürlüğünü savunuyorsunuz ama soruşturmayı haber yapan gazetecilere yüzer bin liralık dava açıyorsunuz. Bunu basın özgürlüğünün neresine sığdıracağız?" şeklinde olduğunu belirterek, Dündar'ın, "Tetikçilerle gazetecileri ayırıyoruz" deyip kendilerini hedef gösterdiğini iddia etti.
Adliyeye girdikten sonra kamerasını açıp Can Dündar'a tekrar "Gazetecilere dava açmaya devam edecek misiniz?" sorusunu sorduğunu kaydeden Karaman, şunları söyledi:
"Çevresindeki insanların hedefi olduk. Bizi itip kakmaya başladılar. Sonra hep beraber birinci kata çıktık. Duruşma salonunun önünde herkesle birlikte beklerken birkaç kişi gelip bize, soru sormamız sebebiyle tehdit, hakaret, taciz boyutuna varan sözler söyledi. Sonra tartışma olduğunu gören Dilek Yaman geldi ve 'Ne yapıyorsunuz, biz gazeteciyiz, soru soruyoruz' dedi. Bir kadınla küçük bir tartışma yaşadı. Bir baktım Murat Sabuncu, 'Kesin lan' deyip havada uçarak bize doğru yumruk salladı. Bu yumruk Dilek ile bana geldi. Dilek de orada 'Bana vuramazsın, kadına el kaldıramazsın' dedi. Orada tehdit ve hakaret çoğalıp gerginlik artınca biz olay yerinden ayrıldık."
Tartışmanın muhatabı Murat Sabuncu'nun ise Twitter'daki kişisel hesabından "Yumruk attı, darp etti. Ne kadar yalanınız varsa boca edin. Hani yumruk, darp. Yüzlerce insanın önünde. İftiracılar" şeklinde paylaşımda bulunduğu görüldü.
Adliye önünde açıklama
Duruşma öncesinde adliye girişinde gazetecilere açıklama yapan Dündar, geçen celse alınan kararlardan bahsederek, "Birincisi duruşmanın tarafları belli oldu. Cumhurbaşkanı ve MİT müdahil olarak duruşmaya katılacak. İkincisi ise kapalılık kararı alındı. Burada bir yanlışlık var oturma düzeninde. Cumhurbaşkanlığı ve MİT Müsteşarlığı'na karşı gazeteciler. Biz aslında burada sorgulayan tarafta olmalıydık." diye konuştu.
Halkın haber alma hakkının engellendiğini de öne süren Dündar, "Uluslararası diplomatların davayı izleme hakkı da girdi işin içine. Bu halkın Meclis'teki temsilcilerinin davayı izleyip izleyemeyeceği de çıktı. Duruşmanın milletvekillerine kapalı olması onları hedef haline getirdi." iddiasında bulundu.
Dündar, bugünkü duruşmada savunma yapacaklarını belirterek, "Burada yargılanan gazetecilik, halkın haber alma, öğrenme hakkı. Karşı tarafta ise halktan gizlenen bir suç var. Şimdilik biz savunmamızı yapacağız. Artık bu sadece bir gazetecilik davasının ötesine taştı gördüğünüz gibi. Duruşmaların kapalı yapılması bir hata, gizlenmeye çalışıldıkça aleniyet kazanıyor." dedi.
Anayasa Mahkemesi kararının kendilerini beraate götüreceğini savunan Dündar, yasalara mümkün olduğunca saygılı olmaya çalışacaklarını, bu davada savunma haklarını sonuna kadar kullanacaklarını söyledi.
Son Dakika › Güncel › Dündar ve Gül Hakkındaki 'Casusluk' Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?