Dünya Böbrek Günü - Son Dakika
Güncel

Dünya Böbrek Günü

Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Turgay Arınsoy, şeker ve yüksek tansiyonun böbrek yetmezliğine sebep olduğunu belirterek, "Eğer bu iki grubu kontrol altına alabilirsek; şeker hastalığının gelişimini azaltabilirsek, yüksek tansiyonu da tedavi edebilirsek, kronik böbrek hastalığı azalacak" dedi.

11.03.2015 17:20
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Turgay Arınsoy, şeker ve yüksek tansiyonun böbrek yetmezliğine sebep olduğunu belirterek, "Eğer bu iki grubu kontrol altına alabilirsek; şeker hastalığının gelişimini azaltabilirsek, yüksek tansiyonu da tedavi edebilirsek, kronik böbrek hastalığı azalacak" dedi.

Taksim'deki Park Bosphorus Otel'de, "Dünya Böbrek Günü" dolayısıyla düzenlenen toplantıda konuşan Arınsoy, etkinliğin, toplumda böbrek yetmezliğine ilişkin farkındalığı arttırmak, riskli grupların taranmasını teşvik etmek, koruyucu önlemleri oturtmak ve son döneme gelmiş hastalarda böbrek naklinin ön plana alınmasını sağlamak amacıyla düzenlendiğini söyledi.

Arınsoy, dünyada ve Türkiye'de kronik böbrek hastalıklarına ilişkin farkındalığın oldukça düşük olduğuna dikkati çekerek, hastalığın görülme sıklığının dünyada yaklaşık yüzde 10, Türkiye'de ise yüzde 15,7 olduğuna işaret etti.

Turgay Arınsoy, kronik böbrek hastalarının kalp hastalığına bağlı ölüm riskinin son derece yüksek olduğunu kaydederek, normal kişilere göre kalp hastalığına yakalanma ve ölüm riskinin 10-30 kat arasında arttığını ifade etti.

Şeker ve yüksek tansiyon hastalıklarının böbrek hastalıklarına etkisine değinen Arınsoy, "Böbrek yetmezliğine götüren iki önemli hastalık var; şeker ve yüksek tansiyon. Eğer bu iki grubu kontrol altına alabilirsek; şeker hastalığının gelişimini azaltabilirsek, yüksek tansiyonu da tedavi edebilirsek, kronik böbrek hastalığı azalacak" diye konuştu.

Kronik böbrek hastalığının önemli olduğunu vurgulayan Arınsoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kronik böbrek hastalığı, gerçekten bir halk sağlığı sorunudur. Hem dünyada hem Türkiye'de sık görülen ve oldukça önemli bir ölüm nedenidir. Eşlik ettiği hastalıklarla beraber ciddi bir ölüm nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır."

Arınsoy, böbrek hastalarının sayısının çok, böbrek nakil oranının ise az olduğunu ifade ederek, organ bağışı konusunda duyarlılığın arttırılması için basının desteğini istedi.

Sezer: "Gece idrara kalkmak çok önemli bir belirti"

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Nefroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Siren Sezer de dünya geneline bakıldığında böbrek hastalıklarının su tüketmeyen ya da kilolu olan toplumlarda daha sık görüldüğünü söyledi.

Hastalığın sinsi olması nedeniyle çok geç farkedildiğini kaydeden Sezer, şu bilgileri verdi:

"Tansiyonumuz yükseldiyse, gözlerimiz veya bacaklarımızda ödem başladıysa böbrek yetmezliğinden şüphelenmeliyiz. Bazı nefritlerde, böbrek yetmezliği ile ilişkili sebepsiz döküntüler olabilir. Özellikle gece idrara kalkmak çok önemli bir belirti. Gece birden fazla idrara kalkılıyorsa, böbrek veya ürolojik sistemde bir problem olabilir. Mutlaka test yaptırmalıyız. İdrarda azalma, renk değişikliği veya köpük gelmesi de bize böbrekle ilgili fikir verebilir."

Sezer hastalık ilerledikçe, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, nefes darlığı, bilinç değişikliği ve kişilik değişiklikleri başlayabileceğini, bu belirtilerin orta ve geç aşamalarda ortaya çıktığını kaydetti.

Yaşlılar, ailesinde böbrek rahatsızlığı olanlar, şeker ve yüksek tansiyon hastalığı olanların risk grubunda olduğunu aktaran Sezer, "Böbrek taşı, sık idrar yolu enfeksiyonu, prostat büyüklüğü gibi tanı almış kişilerin böbrekle ilgili testleri yaptırmalarını önermekteyiz. Kalp hastalığı varsa, kalp krizi geçirdiyse veya yetmezliği tanısı varsa, bu kişilerin böbreklerini kontrol ettirmeleri gerekli. Kan ve idrar testiyle 'böbrek yetmezliği başlamış mı veya herhangi bir böbrek hasarı var mı ?' çok kolay anlaşılabilmekte" dedi.

Altun: "Tuza dikkat edilmeli"

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Altun ise böbrek sağlığı için tuzun azaltılmasının önemine vurgu yaparak, şunları söyledi:

"Türkiye'de tuz ile savaş, nefrologların en önemli savaşlarından biri. Çünkü Türkiye dünya ortalamasının üzerinde tuz tüketen bir ülke. Gıdalar içinde, özellikle ekmek, önemli derecede tuz içeriğine sahip. Türkiye'de ortalama 400-500 gram kadar ekmek tüketiliyor. Ekmek, günlük aldığımız tuzun neredeyse yarısına kadar olan kısmından sorumlu. Dolayısıyla ekmeğin içindeki tuzun azaltılması, ülke adına büyük bir avantaja dönüştü."

Yemek hazırlanması sırasında tencereye eklenen tuzun miktarına ilişkin de uyarıda bulunan Altun, yemeğe eklenen tuzun, günlük tüketimin üçte birine denk geldiğini ayrıca zeytin gibi kahvaltılık gıdalardaki tuza da dikkat edilmesi gerektiğini dile getirdi.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Dünya Böbrek Günü - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement