Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mayıs darbesiyle kurulan vesayet sisteminin, bugün hala etkisini devam ettirdiğini belirterek, "Aynı şekilde CHP, bugün de çıkar ve güç odakları üzerinden iktidar devşirme çabası içindedir. Yeni anayasa tartışmalarında hiçbir proje sunmayan CHP cenahının, içinde 'kan' geçen cümlelerle milleti tehdit etmeye çalışması, bunun en somut delilidir." dedi.
Erdoğan, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesince kendisine fahri doktora tevcih edilmesi dolayısıyla düzenlenen törende, üniversitenin 20 bin öğrencisiyle Kırşehir'de ticari hayatı hareketlendirdiğini, bir çekim alanı oluşturduğunu söyledi.
İmkanı olmayan aileler için üniversitenin daha da önemli olduğuna işaret eden Erdoğan, Kırşehir'in kendi evladının Ahi Evran Üniversitesinde eğitim öğretimini karşılayabildiğini dile getirdi.
Eğitim öğretimin, aile için maliyeti yüksek bir kalem olduğunu, bunu düşürdüklerini söyleyen Erdoğan, "Önümüzdeki süreçte üniversite ile şehir arasındaki bağı ve iş birliğini güçlendirerek bunu sürdürmemiz gerekiyor." diye konuştu.
Bir üniversite için maddi imkanların, teknolojinin, lokasyonun, altyapının önemi bulunduğunu ancak bunların hiçbirinin başarı için tek başına yeterli olmadığını belirten Erdoğan, sorumluluk bilinciyle çalışmanın önemine işaret etti. Erdoğan, "Bahane yerine çözüm üreterek yolumuza yılmadan, usanmadan devam ediyoruz. Azim, inanç ve kararlılık olduğu müddetçe aşamayacağımız hiçbir engelin bulunmadığına inanıyorum." diye konuştu.
"Eğer bakarsak ihanet olur"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahilik Haftası kutlama törenlerine katılarak hem Kırşehirlilerle hasret giderdiklerini hem de Ahilik ödüllerini sahiplerine takdim ettiklerini hatırlattı.
"Ahilik Haftası, bizim için köklerimizle buluşmanın, hayat damarlarımızı yenilemenin bir vasıtasıdır" diyen Erdoğan, Ahilik gibi değerlerin millet olarak bizleri dünyadaki diğer toplumlardan ayıran temel özellikler olduğunu bildirdi.
Bu değerleri günümüze taşıyıp genç nesille buluşturmak, bugünün şartlarına göre yeniden yorumlamak gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Geleneğini unutan, geçmişine sırtını dönen hiçbir millet ayakta kalamaz. Biz tarihe, geçmişte olmuş bitmiş olaylar manzumesi olarak bakmayız, bakamayız. Eğer bakarsak bu ihanet olur." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, tarihin bugüne ve geleceğe yön veren ilham kaynağı ve ibretlik hadiselerle dolu bir ders olduğuna işaret etti.
"Yassıada demiyorum, Yaslıada"
Erdoğan, Ahilik Haftası'nın yanı sıra son derece acı bir yıl dönümünün de yad edildiğini belirterek, "Bugün, Türk siyasi hayatına utanç verici bir gün olarak kazınan 27 Mayıs 1960 darbesinin 56. yıl dönümü. Ben bu vesileyle Yassıada demiyorum, Yaslıada'da kurulan düzmece mahkemelerde vicdanları kanatan kararlarla idam edilen Adnan Menderes'e, Fatin Rüştü Zorlu'ya ve Hasan Polatkan'a bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum" dedi.
Yassıada ve Sivriada'nın demokrasi ve özgürlükler adası inşa edildiğini hatırlatan Erdoğan, TOBB'un da bu projeyi üstlendiğini ve inşaatların devam ettiğini bildirdi.
Erdoğan, bu iki adada demokrasiyi, özgürlükleri, neler olup bittiğini tüm dünyaya anlatma imkanının da yakalanacağını ifade ederek, orada fikir, düşünce, sanatın tartışılıp konuşulacağını söyledi. Erdoğan, "1960'lı yıllarda kimler ne yapmış, biz ne yapıyoruz bunu göstereceğiz. Hem geçmişe buradan bir ibret vesikası olarak bunu hatırlatacağız. Hem de o geçmişi devam ettirmek isteyenlere de 'İşte sizin atalarınız bunu yaptı, biz ise bunu yapıyoruz' diyeceğiz. Bunun adımını atacağız" diye konuştu. Erdoğan, şunları söyledi:
"Onlar darbeciler tarafından dar ağacına gönderilmiş olsalar da hizmetleriyle eserleriyle milletimizin gönlünde herkese nasip olmayacak müstesna bir yer edindiler. Aradan yarım asırdan fazla bir süre geçmesine rağmen bu üç demokrasi kahramanını saygıyla şükranla duayla yad etmeyi sürdürüyoruz. Burada şu noktayı altını çizerek ifada etmek isterim, 27 Mayıs 1960 darbesi, aslında 14 Mayıs 1950 demokrasi ihtilalinin rövanşıdır. Bunu böyle değerlendirmemiz gerekir. Verilen ve infaz edilen idam cezaları, gelecekte aynı görevlere talip olacak siyasetçiler için bir gözdağı idi. Onlar bunun adımını attılar. 27 Mayısçılar bugün yok mu, bugün de var. Ama artık onlar mazi oldu. Çünkü şimdi Menderes'in ifade ettiği gibi biz, o beyaz kefenimizi giyerek yola çıktık ve bu yolda devam edeceğiz, bu yolda inşallah özgürlük mücadelemizi vereceğiz."
Erdoğan, 27 Mayısçıların, Menderes'in akıbetinin siyasetçilerin tepesinde "Demokles'in kılıcı" gibi sallanmasını hedeflediklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"27 Mayıs darbesinin bir diğer önemli özelliği de bu süreçte CHP ve uzantılarının oynadığı roldür. Darbe ortamının hazırlanmasında, cuntacıların kışkırtılmasında ana karargahın kışla değil CHP Genel Merkezi olduğu artık biliniyor. Üst üste aldığı seçim hezimetlerinin ardından sandıktan ümidini kesen CHP, 1958'den itibaren sokakları karıştırarak gerilimi ve kutuplaşmayı tırmandırarak toplumun belli kesimlerini harekete geçirmiştir. Bazı üniversitelerdeki akademisyenler de öğrencilerini galeyana getirmek suretiyle bu sürece destek olmuşlardır. Darbenin temel hedefi CHP'yi tekrar iktidara taşıyarak milleti hizaya sokmaktı. CHP'nin 1959'da 14. Büyük Kurultayı'nda kabul edilen, bu çok önemlidir, 'İlk hedefler beyannamesi'nde dile getirilen hususların tamamı bir yıl sonra 27 Mayısçıların programı haline dönüşmüştür. Burası manidardır."
Milletin, darbecilerin tüm tehditlerine rağmen kendini temsil eden insanlara sahip çıkmayı sürdürdüğüne dikkati çeken Erdoğan, "Bununla birlikte, 27 Mayıs darbesiyle kurulan vesayet sistemi maalesef bugün hala etkisini devam ettirmektedir. Aynı şekilde, CHP bugün de çıkar ve güç odakları üzerinden iktidar devşirme çabası içindedir. Yeni anayasa tartışmalarında hiçbir proje sunmayan CHP cenahının, içinde 'kan' geçen cümlelerle milleti tehdit etmeye çalışması bunun en somut delilidir." diye konuştu.
Erdoğan, "Can çıkar huy çıkmaz" sözünü hatırlatarak, "Anamuhalefet partisinin genlerine sirayet etmiş bu darbeci huyun aradan geçen 56 yıla rağmen hiçbir şekilde eksilmediğini görüyoruz. Tabi CHP'nin anlayamadığı şudur. Her ne kadar kendileri değişmese de milletimiz ve ülkemiz çok büyük bir değişim yaşadı. Onlar bunun farkında değil. Türkiye artık 1960'ların Türkiye'si değil. Milletimiz kendi iradesinin, bir avuç azınlık tarafından gasp edilmesine sessiz ve tepkisiz kalmayacağını son 13, 14 yılda defalarca gösterdi." dedi.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Erdoğan'a Fahri Doktora Unvanı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?