Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, eski EDOK komutanları hakkında hazırladığı iddianamede, Genelkurmay çatı davası sanıklarından eski Genelkurmay Başkanlığı Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün kasasında, şüpheli Metin İyidil'in FETÖ/PDY mensubu olduğuna dair belgelerin bulunduğuna yer verildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK) Muharebe ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı Korgeneral Metin İyidil'in de arasında bulunduğu 7 kişi hakkında iddianame hazırlandı.
Cumhuriyet Savcısı Cengiz Akgül tarafından hazırlanarak, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, 26 Temmuz'da KHK ile kamu görevinden çıkarılan eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim ve Doktrin Komutanlığı Muharebe ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı Korgeneral Metin İyidil hakkındaki tanık beyanları ve bazı delillere yer verildi.
İddianameye göre, Genelkurmay çatı davası sanıklarından eski Genelkurmay Başkanlığı Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün kasasında, şüpheli Metin İyidil'in FETÖ/PDY mensubu olduğuna dair iddiaların bulunduğu yönünde bilgi mevcut olduğuna ilişkin MİT Müsteşarlığından 23 Haziran 2015'te Genelkurmay Başkanlığına gönderilen "Çok Gizli Kişiye Özel" ibareli yazı bulundu.
Partigöç ile görüşmüş
İddianamede, şüpheli Metin İyidil'in darbe girişiminden önce, FETÖ/PDY mensubu askerlerle darbeye hazırlık konusunda düzenli görüşmeler yaptığı öne sürüldü. İyidil'in, 15 Temmuz'da, sözde Yurtta Sulh Konseyi Üyesi olan ve atama listelerinde imzası bulunan Genelkurmay çatı davası sanıklarından Mehmet Partigöç ile Genelkurmay Karargahı'nda görüştüğü bilgisi de iddianameye girdi. İddianameye göre İyidil, Isparta Dağ Komanda Okulu'nda eğitim gören Harbiyelilerin, Ankara'ya getirilip, darbe kalkışmasında kullanılabilmesi için çaba gösterdi.
İddianamede, İyidil'e ilişkin şu ifadelere yer verildi:
"Kalkışmanın sonuca ulaşmayacağına dair belirtilerin ortaya çıkması üzerine, ısrarla kendisinin darbe karşıtı olduğunu gösterecek şekilde faaliyetler ve davranışlar sergilemeye çalıştığı, bu kapsamda televizyon açıklaması yaptığı saatlerde, kendisinin zırhlı birliklerde bulunduğunu gösteren kamera görüntülerini temin etmeye çalışması gibi eylemlerle örgütün en başarılı olduğu takiye uygulamasını gösterdiği, EDOK Karargahında bir problem olmadığını öğrenmesine rağmen, darbenin engellenmesi için görevinin başına geçerek, olay gecesi ülke genelinde çok önemli olayların yaşandığı bağlı birliklerine resmi yollardan yazılı ve sözlü talimatlar verebilecek durumda olmasına rağmen, bir kafede telefon görüşmeleri ile darbe kalkışmasının gidişatını anlamaya çalıştığı, akabinde darbecilerin teker teker veya toplu olarak teslim alınması üzerine, hakkında darbeye teşebbüs eylemlerinden kamu davası açılan Yıldırım Güvenç'in birliğinden aldığı silahla ve sivil kıyafetle darbe girişiminin bastırıldığı sabah saatlerinde Zırhlı Birliklere giderek, burada zaten derdest edilmiş darbecileri kendisinin teslim aldığı yönünde, buradaki tankların darbe amacıyla dışarı çıkışlarını engellediği görüntüsünü vermeye çalıştığı, yine burada derdest edilen darbecilerin adli kolluk görevlilerine teslim edilmemesi için yoğun çaba gösterdiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin yukarıda başlık kısmında belirtilen suçları işlediği kanaatine ulaşılmıştır."
"Bana atılan iftiraların sebebini bilmiyorum"
İddianamede, Metin İyidil'in Ankara Merkez Komutanlığında alınan ifadesine de yer verildi. Kalkışmadan haberi olmadığını öne süren İyidil, şunları söyledi:
"Ben kalkışmanın hiçbir şekilde içinde değilim, hiçbir bilgim olmadı. Kalkışma olduğuna dair sözde emri Lojistik Komutanlığına gidince gördüm. Bu alçaklar ile bu kalkışmaya yönelik hiçbir görüşmem, irtibatım olmamıştır. Bu darbeyi hazırlayanlar, hiçbir şekilde kendilerine yakın olmadığımı ve hiçbir şekilde birlikte hareket etmeyeceğimi bildiklerinden beni hazırladıkları sözde darbe emrinde kuvvet komutanlığı emrine almışlardır. Ben anayasal düzene gönülden bağlı milletimin ve devletimin emrinde, mevcut komuta kademe zinciri içerisinde hareket eden şerefli bir Türk subayıyım. Bana atılan iftiraların sebebini bilmiyorum."
İyidil ifadesine şöyle devam etti:
"15 Temmuz 2016 günü hatırladığım kadarıyla saat 22.15 sularında İstanbul'da yaşayan emekli bir albayın oğlu olan Turgay Taşdemir, Boğaz Köprüsü'ndeki askeri hareketliliği gösteren bir mesaj attı ve 'abi bu nedir' diye sordu. Cep telefonumdan haber kanallarına bakıp durumu anlamak istedim. İlk aklıma gelen bir terör saldırısına karşı köprülerin kapatılmak istenmesiydi.
Orgeneral Kamil Başoğlu'nun eşi Perihan Başoğlu beni arayarak 'Metin Bey Kamil'i götürdüler' dedi. 'Kim?' dedim. '2-3 subay geldi bir ambulansa bindirip ite kaka götürdüler' dedi. Çok şaşırmıştım hemen bir muhakeme yaptım ortada garip bir durum vardı hemen sivil elbiselerimi giyerek evimi terk ettim.
Çayyolu'nda oturan arkadaşım emekli Albay Levent Altuncu'nun evine gittim. Onlarla bir durum muhakemesi yaptım. Bu arada arkadaşım olan Korgeneral Faruk Şengün'ü aradım. Onunla Çayyolu Mado'da buluşup hemen yakınındaki bir parkta durum muhakemesi yaptık.
Zırhlı Birlikler Okulu Komutanı Tümgeneral Erdoğan Akyol'a durumunu sordum. Bana kendisinin görevden alındığını ifade etti. Bu emrin sahte olduğunu, uymaması gerektiğini kendisine söyledim ve telefon kesildi. Bunun üzerine hem ben, Korgeneral Şengün, birlik komutanlığımızı arayarak, emir komuta silsilesi dışında gelen bu emirlere uymamalarını, uymak isteyenlerin vurulması emrini verdim. Çünkü gelen mesajdan bizim haberimiz yoktu, bize bir tebligat yoktu. Böyle bir faaliyetin tüm Silahlı Kuvvetleri kapsamadığı açıktı."
İyidil, daha sonra Zırhlı Birlikler Okulu'na geçerek, buradaki darbecilerin esir alınıp, enterne edilmesi emri verdiğini söyledi. Metin İyidil, "Bu arada birlik komutanlarımla sürekli konuştum ve darbecilerin emirlerine uyanlara karşı gerekirse silah kullanılmasını emrettim." dedi.
Sanık İyidil, Harbiyelilerin uçakla Ankara'ya gönderilmesinin önüne geçmek için hiçbir Harbiyelinin kışla dışına çıkarılmaması emrini verdiğini de söyledi.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Eski Edok Komutanları Hakkında Darbe İddianamesi (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?