CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkesine, milletine ve insanlığa hizmet etmek yerine zihnini ve yüreğini Amerika'da yaşayan bir şarlatana adayan mankurtlardan bilim adamı da olmaz, Müslüman da olmaz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Boğaziçi Üniversiteliler Derneği'nin 14. Olağan Genel Kurulu'na katıldı. Erdoğan burada bir konuşma yaptı. Erdoğan, henüz konuşmasının başında salonda bulunan bir bebeğin ağlaması üzerine, "Ağlatma, niye ağlatıyorsun?" demesi salonda gülüşmelere neden oldu.
"BU YAKLAŞIM BİZİM YABANCIMIZ DEĞİLDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD'nin, İngiltere'nin, Fransa'nın ve diğer ülkelerin kadim yüksek öğretim kurumları, Mevlana Hazretleri'nin o ünlü tavsiyesine uygun şekilde hareket ediyorlar. Yani bir ayağını kendi ülkelerine ve toplumlarına sıkı sıkıya basıyor, diğer ayaklarıyla da tüm dünyaya ve hatta tüm evrene sesleniyorlar. Esasen bu yaklaşım bizim yabancımız değildir. Bundan birkaç asır öncesine kadar dünyanın bilim ve sanat merkezi bizim coğrafyamızdı. Matematik ve fen bilimlerinden sosyal bilimlere kadar her alanda yenilikler, atılımlar bu coğrafyadan çıkıyordu. İbn Haldun sosyologluğuyla, El-Cezeri matematikçiliğiyle, İbn-i Sina tıp doktorluğuyla, Ali Kuşçu astronomluğuyla, Mimar Sinan özellikle mimari dehasıyla, Piri Reis coğrafyacılığıyla daha sonraki bilim insanlarına adeta birer kutup yıldızı olarak yol göstermiştir. Dolayısıyla cihanşümul bilim anlayışı konusunda gerçekten güçlü bir müktesebatımız var" dedi.
"ORADA BİR HAKİKATEN DEĞERLENDİRME, SORGULAMA, BÖYLE BİR ŞEY VAR MI?"
"Ülkesine, milletine ve insanlığa hizmet etmek yerine zihnini ve yüreğini Amerika'da yaşayan bir şarlatana adayan mankurtlardan bilim adamı da olmaz Müslüman da olmaz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer birileri gelip karşımıza, 'Sen düşünme, sen akletme, sen muhakeme yapma, sen sadece söyleneni yerine getir, gerisine karışma' diyorsa, bilin ki orada bir şeytanlık vardır. Şu anda Pensilvanya olayı böyle değil mi? Şimdi orada bir murakabe var mı? Orada bir hakikaten değerlendirme, sorgulama, böyle bir şey var mı? Ne diyor oraya tabi olanlar? 'O dediyse doğrudur" ifadesini kullandı.
"HEDEFLERİNE TAM MANASIYLA ULAŞAMAMIŞTIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Boğaziçi Üniversitesi halen Türkiye'nin en prestjli, en önemli yüksek öğretim kurumlarından biri. Bununla birlikte Boğaziçi Üniversitemizin bizim gönlümüzden geçen konuma ulaşamadığını da belirtmek durumdayım. Çünkü bu üniversitemiz, biraz önce Mevlana Hazretleri'ne atıfla ifade ettiğim hususta açıkçası biraz zayıf kalmıştır. Bu ülke ve bu milletin değerlerine yaslanamadığı için küresel bir marka haline gelme çabalarında da hedeflerine tam manasıyla ulaşamamıştır. Üniversitemizin temelinin yabancı bir eğitim öğretim kurumuna dayanıyor olması bu zemine oturmasına asla mani değildir. İstenmesi halinde 1971'de zaten başlamış olan bu dönüşümü çok rahatlıkla rahatlıkla ilerletmek mümkündür. Çok seslilik ile kendi ülkesine ve milletine yabancılık arasında çizgiyi doğru çizmeden de bunu başaramayız. Batı ülkelerindeki üniversiteler, soruyorum, çok sesli değil mi? Peki bunlardan hangisinin sürekli kendi devletine, kendi halkının değerlerine karşı faaliyet yürüttüğünü duydunuz, gördünüz. Böyle bir şey var mı?" şeklinde konuştu.
"BELLİ BİR FİKRİN SAVUNUCUSU OLANLARA KAPIYI AÇ, BELLİ BİR FİKRİN SAVUNUCUSU DEĞİLSE ONA KAPIYI KAPA"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sorbonne Üniversitesi'nde doktorasını birincilikle veren Nurettin Topçu'nun, üniversitenin giriş ve çıkış kulelerine Türk bayrağı asılmasını talep ettiğini belirterek, "Mesele bu, ruh bu. Dünyanın en iyi üniversitelerinden eğitim görmekle yerli ve milli duruş sahibi olmak, asla birbirinin zıttı değildir. Çünkü asıl mesele, fiziken nerede olduğunuzdan ziyade zihin olarak nerede durduğunuz meselesidir. Merhum istiklal şairimiz Mehmet Akif'in Asım'ın nesli hayali ile Tevfik Fikret'in batıya eğitime gidip papaz olarak hayatını sürdüren oğlu Haluk'un nesli arasındaki farkı asla unutmamalıyız. Türkiye, son 200 yılda bu dengeyi doğru şekilde kuramadığı için yurt dışına gönderdiği veya içeride aynı anlayışla yetiştirdiği pek çok evladını fiziken değil ama zihnen kaybetmiştir. Sıkıntımız bu. Boğaziçi Üniversitemizin, derneğimizin katkılarıyla maziden atiye kuracağı güçlü köprüyle bu bakımdan da kısa sürede ülkemiz ve dünya akademi hayatında hak ettiği yeri alacağına inanıyorum. Bu doğrultuda atacağınız her adımda Cumhurbaşkanı olarak daima yanınızda yer alacağımı özellikle belirtmek istiyorum. Açık konuşmayı severim. Çünkü kesinlikle gizli hafıza kaydım yoktur. İster yerli ister yabancı ne olursa olsun, ister içeride ister dışarıda açık konuşmak. Bakınız hep söylenir; eğitim-öğretim özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, bunlar hep konuşulur. Konuşulması güzel de acaba uygulamaya gelindiği zaman, diyelim ki Boğaziçi Üniversitesi, buradaki hocalarımız, bu işe nereye kadar acaba şöyle pergellerini açıyorlar? Burası çok önemli. Çünkü belli bir fikrin savunucusu olanlara kapıyı aç, belli bir fikrin savunucusu değilse ona kapıyı kapa. Bu mu özgürlük? Çünkü eğitim öğretim kurumlarının bu noktada bir defa kefeni yırtması lazım. Ehliyet, liyakat kimdeyse onun girmesi lazım, önünün de kapatılmaması lazım" ifadesini kullandı.
"TERÖR NİYE ÜNİVERSİTELERE YERLEŞMİŞTİR?"
Erdoğan, "Bilimin olmadığı yerde sadece cehalet değil, onunla birlikte vahşet de kök salmaya başlar. Terör niye üniversitelere yerleşmiştir? Bizim yıllarımızda anarşiydi, daha sonra bu teröre dönüştü. Üniversitelerimiz bizim huzur mekanlarımız olması lazım. Oralarda kalemlerin, bilgisayarların, laptopların konuşması lazım. Ama zaman zaman bunlar çok farklı bir konuma doğru yerleşti. Selçuklu'yu yıkılışa götüren Haşhaşi dalgası, bir yanı ile cehalet bir yanı ile vahşet kokuyordu. Bugün de Türkiye benzer saldırılarla karşı karşıyadır. FETÖ insanların zihinlerini kayıtsız şartsız itaat duygusu ile çökertirken 15 Temmuz'daki gibi vahşetlere de yönetlmiştir. Zihnini Amerika'da yaşayan şarlatana adayan mankurtlardan bilim adamı da Müslüman da olmaz" diye konuştu.
"BOĞAZİÇİLİNİN BU TUZAĞA DÜŞMESİNE ASLA GÖNLÜM RAZI GELMEZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Alim olmak başka bir şeydir, arif olmak başka bir şeydir. Alim olabilirsin ama arif olamazsın. Arif irtifa makamıdır. İkisi olmak başka bir şey. Hep duamız şu olsun; 'Ya Rab, bizi bilgi ve hikmetle birleştir'. Çünkü hikmetsiz bilgi adeta yok mesabesindedir. Karşısına İslam'ın terakkiyi emrettiğini ifade eden ne kadar ayet, hadis, örnek koyarsak koyalım bunların fikri değişmez. Bunların derdi selamlama değil, tek gayesi kurdukları tuzaklara çekebildikleri kadar insanı çekmektir. Ne olduğunu, kim olduğunu, nereden geldiğini, nereye gittiğini bilmeyen insanlar bu tuzaklara düşebilir. Biz düşmedik, düşmeyeceğiz. Hele hele bir Boğaziçilinin bu tuzağa düşmesine asla gönlüm razı gelmez" dedi.
"PROFESÖR MÜSVEDDESİ VAR"
Erdoğan, "Kim ki sen düşünme, akletme diyorsa bilin ki orada bir şeytanlık vardır. Pensilvanya... Orada bir murakebe, değerlendirme, sorgulama var mı? Ne diyorlar orada olanlar? O dediyse doğrudur. Profesör müsveddesi var. 'O bize şah damarından yakındır' diyor. Ama profesör he. Allah'ın ayetinde bize şah damarından yakın sadece Allah'tır. Bu ifade şirktir, şirk. O kim ya? Şarlatanın teki. Bu İslami bir yöntem değildir" şeklinde konuştu.
- İstanbul
Son Dakika › Güncel › Geniş Haber) - Cumhurbaşkanı Erdoğan: Zihnini ve Yüreğini Amerika'da Yaşayan Bir Şarlatana Adayan... - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?