Gezicilerin Kimyasal Sessizliği

Medyanın tavrını eleştirdi: "Gezi olaylarını son dakika olarak geçen küresel medyanın katliam karşısında sessiz kalması çifte standardın belgesidir."

İşte o açıklama:

Suriye'de Esed güçlerinin Şam'ın Doğu Guta Banliyösü'ne düzenlediği kimyasal saldırı sonrası kaydedilen görüntülere rağmen uluslar arası arenanın sessizliğe gömülmesi kabul edilemez bir durumdur.

Gezi olaylarını son dakika olarak geçen küresel medyanın katliam karşısında sessiz kalması ise çifte standardın belgesidir.

Kimyasal silahların geliştirilmesinin, üretiminin, stoklanmasının ve kullanımının yasaklanması ve bunların imhası ile ilgili sözleşmeler ortada iken Suriye'ye karşı ciddi yaptırımlar halen gündeme alınmamıştır. Dünya sessizliğe gömülmüş, Gezi medyası asıl şimdi çok yakındıkları gaz ile zehirlenmişlerdir. Kimyasal silahlar ile katledilen çocukların fotoğrafları ajanslardan servis edilirken, sosyal medyanın gündemi Suriye'deki vahşet olurken sessizliğe gömülen içimizdeki Basçılar ve küresel işbirlikçileri kaçacak delik aramışlardır. Bu utançtan gizlenmek adına kafalarını kuma gömenler, 26 yıl önce 'Halepçe'de ki benzer bir soykırıma da sessiz kalarak taraflarını seçmişlerdir. Sustukça vahşetin büyümesine, gazların zehrine ortak olmuşlardır. Aynı bugün Suriye'deki katliama ortak oldukları gibi.

Sadece Halepçe mi? Hayır. Çeçenistan, Somali, Filistin, Pakistan, Afganistan, Bosna, Myanmar, Doğu Türkistan ve diğer mazlum ülkelerde yaşanan işgallere de sessiz kalarak katliamları meşrulaştırma yarışı içerisine girmişlerdir. Batının sahte demokrasi anlayışını dayatarak, çözümsüzlük üretmişlerdir. Bu anlayışı topyekun kınıyor, mazlum Suriye halkına başsağlığı diliyorum.