Güler: "Cenaze Olmalı Diyenler Var"

İçişleri Bakanı Muammer Güler, Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylara ilişkin, meşru sınırlar içerisinde sadece hak ve özgürlüklerini kullanmak adına hiçbir yakma, yıkma, bir yerlere saldırma amacı olmayanlara polisin müdahalede bulunmadığını belirterek, "Birbirleriyle yaptıkları görüşmelerde, 'burada mutlaka cenaze olmalı ki biz bu direnişi yükseltmeliyiz' diyenler var. Bunu kamuoyunun anlaması lazım" dedi.

Güler, AK Parti MYK Toplantısı'na gelişinde gazetecilerin Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylara ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin gözaltı sayısına yönelik sorusu üzerine Bakan Güler, gözaltıların hemen savcılar tarafından incelenerek, söz konusu kişilerin bir kısmının bırakıldığını söyledi.

İRAN AJANI OLMASI MÜMKÜNDÜR

Ankara'da da gözaltına alınan çok sayıda göstericinin ifadelerinin tamamlanmasının ardından bırakıldığını dile getiren Güler, bir gazetecinin, "İçlerinden birinin İran uyruklu olduğu söyleniyor" sözlerine "olabilir, mümkündür" karşılığını verdi. "Meşru sınırlar içerisinde sadece hak ve özgürlüklerini kullanmak adına hiçbir yakma, yıkma, bir yerlere saldırma amacı olmayan herkese Ankara'da da İstanbul'da da yurdun her yerinde yaptıkları gösterilerde, protesto eylemlerinde hiçbir müdahale yapılmıyor" diyen Bakan Güler, şöyle devam etti: "Ama Ankara'da sabahlara kadar Kızılay'ı kilitlemek suretiyle, sadece kilitlemek yetmiyor, Başbakanlığa, bakanlıklara, kamu kurumlarına, AK Parti Genel Merkezi'ne yürümek, oralara çeşitli zararlar vermek için uğraşan insanlara karşı polis 'dur' diyor, belli bir süre tanıyor, dağılmamaları halinde su sıkmak zorunda kalıyor ama daha saldırganca davranırlarsa elbette ki onları dağıtacak yöntemler kullanıyor. Kamuoyunu, özellikle bu hak arama özgürlüğü içinde olanlarla o kalabalıkları polisle karşı karşıya getirmek isteyenler arasındaki farkı görmeye davet ediyorum".

ZARAR 70 MİLYON LİRA

Olaylarda bugüne kadar 280 iş yerinin, AK Parti'ye ait 11 binanın, 6 kamu binasının, 103 polis otosunun, 207 özel araç ile bir konut ve bir polis merkezinin zarar gördüğünü ifade eden Bakan Güler, "Şu andaki hesaplanan miktar, tahmin edilen miktar 70 milyon liranın üzerinde" dedi. Bunların dışında zarara uğrayan otobüs duraklarının, bankamatiklerin, mobese kameralarının da zarar gördüğünü bildiren Güler, bunları kabul edilmeyecek şeyler olarak nitelendirdi.

SABAH'IN 05.00'İNE KADAR DÜNYANIN NERESİNDE BİR GÖSTERİ OLUR

Taksim'de, İzmir Gündoğdu Meydanı'nda hiçbir kısıtlama getirilmeden eylemcilerin gösterilerini yaptığını dile getiren Bakan Güler, şöyle konuştu: "Ama Ankara'da Kızılay hiç gösteri yapılmayacak bir yer, çünkü Kızılay'a gelindiğinde bütün Ankara trafiği kilitleniyor. Biz buna rağmen cumartesi ve pazar saatlerce bu imkanı verdik ama bu işin sonuna geldiğimizde, 'dağılın' dediğimizde saat 23.30'da 'hayır, biz buradan dağılmıyoruz' dediler. Bu, çok önemli bir şey, bunu biz kamuoyuna anlatmaya çalışıyoruz. Polisin orantısız güç kullanma iddilarının hepsini internet medyasında, gazetelerde, televizyonda, vatandaşların telefonlarıyla kendileri çektikleri görüntülerde, tiwitterde hepsini tek tek görevlendirdiğimiz müfettişlere inceletiyoruz ama polisi özellikle zor kullanmaya sürüklemek için büyük bir gayret içinde olanlar var. Onlar sürekli bu gerginlikten, kaos ortamından yararlanmaya çalışıyor. Sevgili vatandaşlarımdan bu konuda dikkatli olmalarını istiyorum. Sabahın saat 05.00'ine kadar dünyanın neresinde bir gösteri olur? Gece saat 03.00'te Keçiören'de bir konuta doğru yürüyüş olur mu? Dünyanın neresinde böyle bir hak var? Dünyanın hangi demokrasisi böylesine bir gösteriyi, böyle bir direnişi bir hak kabul eder? Olmaz. Nefrete, şiddete döndürülmek istenen bir yetkiyi hiçbir demokrasi kabul etmez".

Herkesin aynı görüşü paylaşmak, hükümeti desteklemek zorunda olmadığına dikkati çeken Güler, kendilerinin, insanların yaşam biçimlerine ve inançlarına saygılı olduklarını vurguladı.

İçişleri Bakanı Muammer Güler, şunları kaydetti: "O gösterilerde, maalesef bu kanunsuz gösteriler yapılıyor. O gösterilere katılan bir kısım insanlardan bir tanesi de trafik kazasında hayatını kaybetti. Antakya'da meydana gelen olayla ilgili Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı gerekli açıklamayı yaptı. Yine de biz araştırmamızı sürdürüyoruz. Elbette ki böyle bir şeyi istemezdik ama polisle özellikle karşı karşıya gelerek böylesine ölüm olayları olması için özellikle birbirleriyle yaptıkları görüşmelerde 'burada mutlaka cenaze olmalı ki bu direnişi yükseltmeliyiz' diyenler var. Bunu kamuoyunun anlaması lazım. Biz, sonuna kadar temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasına saygılı bir şekilde davranmaya devam edeceğiz. Polisimiz de en son raddeye kadar gerekli bütün toleransı gösterecek."